Beyrut Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Beirut-is-a-beautiful-city-and-we-have-gathered-25-photos-that-prove-just-that.jpg

Beyrut, Lübnan'ınbaşkenti ve en büyük şehridir. Lübnan'ın Akdeniz kıyılarında bir yarımadada bulunan Beyrut, ülkenin en büyük ve ana limanına sahip olma özelliğini taşımaktadır. Ayrıca şehre hayat veren Beyrut Nehri kentin doğu kenarında güneye doğru uzanır. Beyrut tarihi 5000 yıl öncesine kadar gider. Bu nedenle başkent, dünyadaki en eski şehirlerden biridir. Beyrut'tan resmi yazılı tarihte ilk kez bahsedilmesi M.Ö. 15. yüzyıldan kalma antik Mısır Tell el Amarna mektuplarında görülür. Tarih içerisinde Beyrut, milattan önce ve Osmanlı’ya kadar olan süreci, Osmanlı hakimiyetindeki dönemi, Fransız mandası altında geçen yılları ve bağımsız olduğu Lübnan zamanları olmak üzere dört ana evreden ve kültürel çeşitlilikten geçmiştir.

Beyrut, Lübnan'ın hükümet koltuğu olması ve merkezi bölgede bulunması nedeniyle birçok banka ve şirketi sınırlarında bulundurur ve Lübnan ekonomisinde merkezi bir rol oynar. Elbette şehrin en temel ve kozmopolit özelliği, bir liman şehri olması ve tarih boyunca dünyanın en önemli ticaret merkezlerinden biri olup pek çok medeniyetle iç içe global bir merkez özelliği taşımasıdır. Finans, bankacılık, reklamcılık, lojistik özellikleri değerlendirildiğinde Beyrut, Küreselleşme ve Dünya Kentleri Araştırma Ağı tarafından bir Beta Dünya Kenti olarak seçilmiştir. Ancak Lübnan İç Savaşı'nın yıktığı Beyrut'un kültürel peyzajı, büyük çaplı yeniden yapılanma sürecine girmiştir.

Beyrut, karakteristik bir Akdeniz iklimi özelliklerini tamamını taşır. Genellikle sıcak olan şehir, kuru rüzgarların da etkisiyle sınırlı sayıda yoğun yağışla karşılaşır. Kar yağışı ise doğudaki dağlık kesimler haricinde neredeyse hiç görülmez. Bu güzel iklim özellikleri dışında Beyrut’un çevresel problemleri vardır. Özellikle Beyrut’un taşra kesimlerini kapsayan alanda Temmuz 2015’ten Mart 2016’ya kadar büyük bir çöp krizi yaşanmıştır. Konu, yetkililer, esas olarak Beyrut'un güneydoğusundaki Beyrut çöpleri için ana depolama sahasını kapattığında başladı ve sorunlar için alternatif bir çözüm sağlamadı. Sonuçta durum protestolara neden oldu ve siyasi bir kriz haline geldi. Bunun üzerine Mart 2016'da hükümet sonunda eşi benzeri görülmemiş bir hareketle ülke genelindeki birçok belediye atığını geri dönüşümle yönetmeye başladığında, çöp depolamak için şehrin doğu ve güney bölgesinde iki yeni depolama alanı kuruldu ve sürdürülebilirlik adına halkın başlattığı tepkiler sayesinde gelişmiş bir kente yakışan çevresel çözümler üretilmeye başlandı.

Beyrut, Lübnan'ın ve tüm Ortadoğu'nun en kozmopolit ve dini açıdan farklı şehirlerinden biridir. Şehrin önemli Hıristiyan ve Müslüman cemaatleri vardır. Beyrut'ta 18 tanınmış dini grup vardır. İç savaşın sona ermesiyle, yeni Müslüman mezhepleri de cemaatlere dahil edildi. Bunlar, Sünni, Şiî, Alevi ve Dürzîlerden oluşurken aynı şekilde benzer durum Hristiyan mezhepleri için de geçerli olup Asuriler, Süryani, Katolik, Süryani Ortodoks, Keldani, Maronitler, Roma Katolikleri, Yunan Katolikleri, Yunan Ortodoksları, Ermeni Ortodoksları resmen kabul edildi. Evlilik, boşanma ve miras gibi ailevi meseleler ülkede hala kişinin inancını temsil eden dini otoriteler tarafından ele alınmaktadır. Sivil evlilik çağrıları dini makamlar tarafından oybirliği ile reddedilir ancak başka bir ülkede yapılan evlilik evlilikleri Lübnan'daki sivil makamlar tarafından kabul görür.

İç savaş öncesinde Beyrut'un mahalleleri oldukça heterojendi fakat çatışmadan bu yana dinlerine göre büyük oranda ayrıldılar. Doğu Beyrut'un küçük bir Müslüman azınlığa sahip bir Hıristiyan nüfusu varken Batı Beyrut'ta ise küçük bir Sünni Müslüman çoğunluğu vardır. İç savaşın bitiminden bu yana, Doğu ve Batı Beyrut, her yarısına doğru ilerleyen Müslümanlar ve Hristiyanlarda artış görülmeye başlanmıştır.

Şehrin kendi iç karmaşalarının ötesinde, Beyrut binlerce yıldır eski, geleneksel olarak iş, finans, kültür ve eğlence odaklı bir kenttir. Yeniden yapılanması, en iddialı çağdaş kentsel gelişmelerden birini teşkil etmektedir. Lübnan İç Savaşı'ndan şehir merkezinde yaşanan yıkım nedeniyle Beyrut Merkez İlçesi, bölgedeki kültürel ve ekonomik konumunu geri kazandıran kapsamlı bir yeniden yapılandırma ve geliştirme planına tabi tutuldu. O zamandan beri, Beyrut Merkez İlçesi, entegre bir ticari çevreye ve bölgedeki finansal faaliyetin odak noktasına dönüşmüştür. Bu evrim, uluslararası örgütlerin taşınması, sivil ve hükümet binalarının yeniden istihdam edilmesi, mali faaliyetlerin yaygınlaştırılması ve şehir merkezinde bölgesel karargah ve küresel firmaların kurulması ile devam etmiştir.

Yeni düzenlemeleriyle Beyrut Merkez Bölgesi, altmışın üzerinde bahçeye, meydanlara ve açık alanlara sahiptir. Bu alanlar peyzajlı caddeler, bahçeler, tarihi meydanlar, yaya alanları ve deniz gezinti yollarını kapsar ve böylece toplam 96 hektar açık alandan oluşur.

Merkezi bölge; Lübnan'ın alışveriş, eğlence ve yemek için birinci sınıf bir yeridir. Beyrut Merkez İlçesi'nde yüz fazla kafe, restoran, bar ve gece kulübü ve 350'den fazla perakende mağazası cadde boyunca dağılır. Beyrut Çarşısı, Orta Bölge'nin eski Ortaçağ pazarı olup, kısa süre önce tonozlu alışveriş caddeleri ve çarşıları boyunca eski pazarları ve bölgenin tarihsel simgelerini karakterize eden orijinal Helenistik sokak ızgarasıyla birlikte yakın zamanda yenilenmiştir. İlçenin yeniden inşası ve yenilenmesinden sorumlu olan Solidere; Beyrut Maratonu, Fête de la Musique, Beyrut Caz Festivali gibi yıl boyunca müzik ve eğlence etkinlikleri düzenlenmektedir.

Bununla birlikte, kentin bu özel alanındaki kentsel gelişim araçları çok eleştirilere ve tartışmalara neden oldu. Beyrut’a yönetim tarafından sıkı şehirleşme yasaları getirildi. Örneğin, birçok lokantanın bulunduğu bir marina olan Zeituna Körfezi'nde bisiklet sürmek yasaktır ve bu kanunlar, ulusal veya belediye polisi değil özel güvenlik görevlileri tarafından uygulanmaktadır. Ek olarak, Beyrut'ta yer alan geleneksel özel dükkânların birçoğu, sadece birkaç insanın alamadığı lüks restoranlar ve üst düzey restoranlar ile değiştirildi. Üniversitelerin hocalarının yazdıkları makalelere göre de, kentsel dönüşümler sırasında Osmanlı’dan Ortaçağ zamanından kalma paha biçilemez pek çok değerli eser de hasar görmüştür.

Tüm bu politik karışıklıkların ve sosyal yapının zaman içerisinde yaşadıklarının ötesinde Lübnan’ın başkenti olan Beyrut, en düzenli yaşam koşullarına sahip şehirdir. Kentin derin tarihsel geçmişi, pek çok uygarlığa kucak açmış olması ve yıkımlarına rağmen hızla değişen onarılan yüzüyle şehir yıl içerisinde binlerce turiste kapılarını açmaktadır.

Tanıtım videosu: https://www.youtube.com/watch?v=TCJgnjCydss