Midyat Genel Bilgiler / Rehber
Sarı kalker taşından mimarisi ile Eski Mardin’in kopyası olan Midyat, binlerce yıllık geçmişi ve zengin kültürü ile adeta bir açık hava müzesi. Şehir, tarihin tozlu sayfalarından günümüze taşıdığı kültürel mirasıyla ziyaretçilerine büyüleyici bir seyahat deneyimi sunuyor.
Tarihi İpek Yolu’nun kavşak noktalarından birinde bulunduğu için önemli bir kültür mozaiği haline gelen Midyat, dar sokakları, taş evleri, camileri, kiliseleri ve otantik atmosferiyle Mardin’in en güzel turistik şehirlerinden bir tanesi.
Mardin şehir merkezinin 65 kilometre uzaklığında yer alan Midyat, kentin köklü ve zengin tarihinin izlerini görebileceğiniz, özellikle de Süryanilerin miras bıraktıklarını keşfedebileceğiniz gerçekten özel bir yer. Türk, Arap, Süryani ve Kürt kökenli nüfusu ve kentin süsleri haline gelen dini mabetleri ile kardeşliğin başkenti olan şehir, kültür ve inanç turu yapmak isteyenlere muazzam alternatifler sunuyor.
Midyat Gezi Rehberi: Midyat’a Nasıl Gidilir?
Mardin şehir merkezinden yaklaşık 80 kilometre uzaklığındaki Midyat’a gitmek için Mardin otobüs terminalinden kalkan toplu taşıma araçlarını kullanabilirsiniz. Yol uzun sürdüğü için araç kiralamak da çok tercih edilen alternatiflerden bir tanesi.
Midyat Gezi Rehberi: Midyat’ta Gezilecek Yerler
16 Asırlık İz: Mor Gabriel Manastırı
Midyat medeniyetin kalbinin attığı, ticaret yollarının kesişimiyle harikalar yaratmış bir diyarın parlayan yıldızı. İlk Hıristiyanlar da buralarda yaşadı, ilk Müslümanlar da.
Geçmişte burada çok fazla kilise ve manastır olsa da, bugün Süryanilerin kutsal alan olarak gördükleri Turabdin’de ayakta kalabilen mabetler arasında en önemlileri Mor Gabriel Manastırı. En eski Süryani manastırı olan 1600 yaşındaki Mor Gabriel, tarihi boyunca çok çeşitli isimlerle anılmış. Bugünkü ismini ise Turabdin Metropoliti Mor Gabriel’den almış.
Toprağını sıktığınızda çeşitliliğin ve kültürel zenginliğin aktığı Midyat’taki Mor Gabriel Manastırı 16 asır önce bir Zerdüşt Tapınağı’nın kalıntıları üzerine inşa edildi. Midyat’a 20 kilometre uzaklıkta yer alan manastıra ulaşmak pek öyle kolay değil. Bulunduğu konum itibariyle de bir hayli ıssız olan manastıra gelmek için biraz yol yapmayı göze almak gerek. Midyat kesme taşından yapılan ve sarı rengiyle dikkat çeken Mor Gabriel, Süryanilerin ikinci Kudüs’ü, bu nedenle de bir hayli önemli.
Kısıtlı bir bölümünün ziyarete açık olduğu manastırı (içinde hala yaşayan insanlar olduğu ve günümüzde de aktif bir ibadethane olarak kullanıldığı için her yere girilemiyor) eğer imkanınız varsa bir rehber eşliğinde gezmenizi tavsiye ediyoruz.
“Büyük Kilise” olarak da adlandırılan ana kilise Yunanca yazıtlı duvar mozaiklerine sahip. Bu mozaikler, İstanbul’un doğusundan günümüze kadar ulaşmayı başaran tek 6. yüzyıl Bizans mozaikleri olması bakımından da son derece önemli ve dikkat çekicidir.
Günlük ibadetlerin yapıldığı Meryem Ana Kilisesi’nde, dünyanın en eski dillerinden olan Aramice yazıları görebilirsiniz.
Zamana Direnen Taşların Hikâyesi: Zinciriye Medresesi
Burası da tıpkı Mor Gabriel Manastırı gibi zamanın azizliğine karşı inadına direnen ve ayakta kalmayı başarmış, büyüleyici bir yapı. Mardin’in Tarihi 1. Caddesi’ne yakınlığı nedeniyle yılın ne zamanı gitseniz muhtemelen yoğun bir kalabalıkla karşılaşacağınız Zinciriye Medresesi, onu yaptıran son Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih nedeniyle “Sultan İsa Medresesi” veya “İsa Bey Medresesi” isimleriyle de anılıyor.
Bu medrese, Avrupa’nın zifiri karanlık yaşadığı, doğunun ise bilimle yıldızlar gibi göğe yükseldiği Orta Çağ’da, eğitime olan sonsuz inancın bu coğrafyadaki son izlerinden biri oldu. Burası aynı zamanda bir rasathane olarak da kullanılabilmesi için tepeye inşa edildi. İsmine Zinciriye denmesinin sebebi de, rivayete göre iki dilimli kubbenin arasına zincir gerilmiş olmasıdır. Midyat’ı anlamak ve o eşsiz kültürünü iliklerimizde hissetmek istiyorsak, bugün müze olarak hizmet veren Zinciriye Medresesi’ni ziyaret etmek elzemdir.
Midyat’ın İhtişamı: Meryem Ana Kilisesi
Burası adeta görülmeyi fazlasıyla hak eden bir diğer hazine. İhtişamlı taş işçiliği ve derin tarihi dokusuyla bu kilise Süryani’lerin dinsel yaşamında merkezi bir konuma sahip. 15 asırlık köklü tarihiyle bölgeye renk kattığı aşikâr. MS 1. yüzyılda Romalılar tarafından yapılan Zafer Takı biçimli bir yapının 5. veya 6. yüzyılda kiliseye dönüştürüldüğü düşünülüyor. Kubbenin dıştan üst yapısının 20. yüzyılda eklenmiş olması bu kilisenin özgünlüğünden ve tarihi lezzetinden bir şey kaybettirmiyor. Aynı zamanda “Anıtlı” adına sahip kilisenin bu ismi alması, büyük bir anıt taşının avlusunda yer almasından kaynaklanır. Gerek freskleri, gerek eşsiz taş işçiliğiyle burası gerçek bir sanat eserinden farksız. Yolunun sanat ve tarih ile kesişmesini arzulayanların Midyat’ta uğraması gereken bir harikadır Meryem Ana Kilisesi.
Mor İzozoel Kilisesi
Midyat’ın Altıntaş (Keferze) köyünün en yüksek noktasına konumlanmış olan Mor İzozoel Kilisesi, özellikle görkemli çan kulesi ile dikkatleri çeker. 6. Yüzyıla tarihlenen kilisenin çan kulesi, Midyat’ın taş işçiliğinin ve işlemeciliğinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir.
Mor Sobo Kilisesi
Midyat’ın Anıtlı Köyü’nde yer alan ve Mor Gabriel Manastırı’ndan sonra asırlar boyunca metropolitlik merkezi olarak kullanılan Mor Sobo Kilisesi, köyün eski ismi olan “Hah Kilisesi” adıyla da anılır. İnanç turizmi için çok önemli ilçelerden olan Midyat’ın ev sahipliği yaptığı kiliselerden ve manastırlardan biri olan Mor Sobo Kilisesi, yüzyıllar içerisinde çok defa restorasyon geçirmiştir.
Mor Barsavmo Kilisesi
Midyat’ın ilçe merkezine yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta yer alan Mor Barsavmo Manastırı’nın temelleri 5. yüzyılda atılmış, daha sonra geleneksel mimari ile 1943 senesinde yeni baştan inşa edilmiştir. Pazar ayinlerinin yanı sıra Süryani çocuklara din ve dil eğitimin de verildiği kilise, Midyat ziyaretinize mutlaka eklemeniz gereken duraklardan.
Mor Şarbel Kilisesi
Midyat merkezde yer alan ve 1956 senesinde Süryaniler tarafından yapılan Mor Şarbel, ilçenin en göz alıcı kiliseleri arasındadır. Kilisenin içinde ve dış cephesinde yer alan görülmeye değer işlemelerinin yanı sıra, bölgenin en yeni Süryani kilisesi olması bakımından da önem taşır.
Mor Loozor Manastırı
Midyat’ın Mercimekli veya eski ismiyle Habsnas (veya Habsus) Köyü’ne yaklaşık 1 kilometre uzaklıktaki kayalık bir tepe üzerine konumlanmış olan Mor Loozor Manastırı, sivri uçlu bir inziva kulesine sahip olmasıyla benzerlerinden ayrılır. Kuruluş tarihi kesin olarak bilinmeyen manastır, bölgenin münzevi uygulamalarına da önemli bir örnektir.
Mor Abrohom-Mor Hobil Manastırı
Midyat ilçesindeki bir diğer manastır da, ilçe merkezine 1 kilometre uzaklıkta geniş bir alanda yer alan Mor Abrohom Manastırı’dır. Mor Gabriel’de yetişen iki rahip tarafından 5. Yüzyılda inşa edilen manastırda iki kilise ve Meryem Ana Kubbesi yer alır. Etrafında ise Romalılara ait mezarlar bulunmuştur.
Midyat’ın Saklı Hazinesi: Cevat Paşa Cami
Cevat Paşa Camii, Midyat’ın bir diğer güzellerinden. 1925 yılında cami olan yapının önceden bir Süryani Kilisesi olduğu aşikâr. Ulu Camii olarak da bilinen Cevat Paşa Camisi kesme Midyat taşı kullanılarak yapılmıştır. İsmini ise I. Dünya Savaşı’nda cephelerde görev alan Cevat Paşa’dan almıştır. Ulu Camii’nin büyüsü ise, şehir genelindeki en büyük İslam yapısı olmasının yanı sıra, silindirik minaresi ve üzerinde yer alan su damlası şeklindeki kubbesi desek yanılmayız. Midyat’ın kültürel çeşitliliğini idrak etmek için bu yapı kesinlikle ziyaret edilmeden geçilmemeli.
Mardin’in En Parıltılısı: Midyat Konuk Evi
Bu yapının, sahip olduğu mimarisiyle Mardin’in en ışıltılı yapılarından birisi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu yapının bazı kısımları sonradan yapılmış olsa da Midyat taş işçiliğinin güzelliğinden ortaya dillere destan bir yapı ortaya çıkmış. Ünlü dizilerin çekim mekanı olarak kullanıldığından olsa gerek, genellikle Midyat gezilerinin başlangıç noktası burasıdır.
Gümüşçüler Çarşısı’na 300 metre kadar uzaklıktaki Midyat Konuk Evi Kaymakamlığa ait bir yapı, haftanın her günü cüzi bir ücret karşılığında gezebiliyorsunuz. Giriş katında çay kahve içebileceğiniz bir kafeteryanın ve yöresel eşyaların satıldığı bir dükkanın yer aldığı binanın en can alıcı kısmı ise terası. Üç katlı binanın terasına çıktığınızda tüm Midyat ayaklarınızın altına seriliveriyor.
Midyat’ın Sergilenen Medeniyeti: Kent Müzesi
Midyat’ın yer üstündeki zenginlikleri ne kadar uçsuz bucaksız olsa da, vitrinler arkasında keşfedilmeyi bekleyen cevheri ise bir o kadar sınırsız. İlçe merkezine iki kilometre kadar uzaklıkta, Ulu Camii Mahallesi’nde yer alan Estel Han, Midyat’ın eşsiz kültürüne ait eserleri görebileceğiniz bir mekan. Midyat Belediyesi tarafından 2021 senesinde aslına uygun olarak restore edilip ziyaretçilere açılmış. Burada Sümerler, Araplar, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Araplar ve Türklerin eli değmiş, nefeslerinin kokusu sinmiş bir medeniyet saklı. Aynı zamanda burada bulunan antika dükkânları ile halı, kilim dükkanları buraya renk katıyor. Burası eskiden metruk bir halde bulunan ve sonrasında belediye tarafından onarılan tarihi bir han olan Estel Han’ın içerisinde, tarih tutkusunu resmen yaşatarak hizmet vermektedir.
Yörenin En Işıltılı Süsü: Tarihi Midyat Evleri
Öyle bir yer ki, namı bütün ülkeye ve hatta dünyaya yayılmış şüphesiz. Miniatürk’te bile maketini aynı ihtişamla görmek mümkün. Burası dünyadaki en ihtişamlı kent siluetinin örneklerinden biri olarak karşımızda. Burada Sümerli de yaşadı, Romalı da. Bu şehrin ihtişamına Bizanslı da tutuldu Persli de. Bu şehrin kuyularından kendisi gibi berrak suları Araplar da içti, Türkler de. Bu kentin ihtişamına sadece ustalıkla inşa edilen taş evleri ortak edemeyiz. Bu kent bir bütünlük içinde coğrafyanın gerek rengini gerek şeklini apaçık bir şekilde bize çarpıyor. Burayı herkesin mutlaka hayatında bir defa ziyaret etmesinin gerektiğini düşünüyoruz.
Midyat Telkari Tasarım Merkezi
Hikayesinin MÖ 2500’lü yıllara uzandığı bilinen telkâri, Anadolu’nun en eski el sanatlarından. Gümüşün ince ince, dantel gibi işlendiği zarif telkâriler hala Midyat’ta yaşatılmaya devam ediyor. Midyat Kaymakamlığı ve Artuklu Üniversitesi ortaklığında hayata geçirilen Telkari Tasarım projesi ile de geleneksel telkâri sanatı örneklerinin hem ulusal hem de uluslararası platformlarda tanıtılması amaçlanıyor.
Midyat’ta bulunan Telkari Tasarım Merkezi’ni ziyaret ederek telkârinin yapım süreçleri ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olabiliyorsunuz.
Beyazsu
Mardin’in Midyat ilçesi sınırları içerisinde yer alan Beyazsu, yöreye has ağaçları, serin ve berrak dere suyu ile dört mevsim Mardinlilerin doğaya kaçtığı noktadır. Beyazsu Deresi’nin aktığı vadide konumlanmış olan alan, özellikle yaz mevsiminde serinletici ve ferah havası ile eşsiz bir piknik ve mesire yeri. Dere üzerindeki lokantalarda yenen balıkları ve yöresel şark köşeleri ile dizayn edilmiş oturma alanları bölgeye ayrı bir hava vermektedir.
Kafro Köyü
Bir zamanlar Süryani nüfusun yoğun olarak yaşadığı bir Süryani Köyü olan Kafro, üç katlı konaklardan oluşan enteresan bir köy. Birbirlerinden teller ve büyük kapılarla ayrılan 15-20 konağın ev sahipleri genellikle yalnızca yaz aylarında buraya geliyorlar. Kafro Köyü’nün enteresanlığının asıl sebebi ise başka; köydeki Kafro’s Pizzeria isimli dükkan nedeniyle Pizza Köyü olarak biliniyor ve pizzaları öyle lezzetli ki yalnızca Mardin’den değil, civar ilçe ve illerden de pizzasını yemek için gelen müdavimleri var.
Midyat Kültür Evi
Midyat kültürüne dair birçok nadide eserin, Midyat evlerinin özelliklerini yansıtan örnek odalarda sergilendiği Midyat Kültür Evi, Midyat Belediyesi tarafından restore edilip ziyarete açılan tescilli bir tarihi yapı. 1925 senesinde Midyat taşları ile yapılan bina önceleri Mete ailesinin konağı idi. Bugün Midyat’ın geleneksel yaşantısı hakkında önemli bilgiler sunan Midyat Kültür Evi, ilçeyi ziyaret edenlerin gezi rotasına mutlaka eklemeleri gerektiğini düşündüğümüz özel bir durak.
Güvenköyü
Midyat’ın hemen yanı başında, Bagok Dağı eteklerindeki Güvenköyü, dört bin yıllık bir geçmişe sahip bir Ezidi köyü. Zaman içerisinde neredeyse tamamen boşalan Midyat’a 7 kilometre uzaklıktaki köy, Midyat’a özgü kesme taşlarla ve yöre uygun bir mimari ile yeniden inşa ediliyor.
Ezidilik, tarihin en eski inanışlarından bir tanesi. Merkezinde doğa olan; güneşin, suyun ve toprağın kutsal sayıldığı bu inanışın en büyük bayramı Kızıl Çarşamba'dır. Rumi takvime göre dünya nisan ayının ilk çarşambası yaratılmıştır ve o gün, toprak ananın bahara gebe olduğu gündür. Yeni yılın ilk günü olan ve tıpkı bahar bayramı gibi kutlanan Kızıl Çarşamba (Çarşemba Sor) zamanında geleneksel yemekler yapılır ve yumurtalar boyanır. Nisan tüm senenin "gelin ayı" olduğu için, düğünler bu zamana denk getirilmez.
Midyat Gezi Rehberi: Midyat’tan Ne Alınır?
Gümüş işlemeciliğinin ön planda olduğu Midyat’ta Gümüşçüler Çarşısı’na mutlaka uğramak gerek. Dantel gibi işlenmiş telkâriler ve gümüş takılar Midyat’ın en çok ilgi gören hediyelikleri. Bunun yanında tıpkı Mardin’de olduğu gibi yöreye özgü sabunlar da bir hayli revaçta, özellikle bıttım sabununu hem kendiniz için hem de hediyelik olarak düşünebilirsiniz.
Konu Midyat olunca Süryani şaraplarına ayrı bir paragraf ayırmak gerek. Mezopotamya’nın kadim halklarından Süryanilerin geleneksel tekniklerle modern teknolojiyi harmanlayarak özenle ürettikleri şaraplar, geçmişten bugüne sevilerek tüketilmeye devam ediyor. Midyat’ta şarap tadımı yapabileceğiniz pek çok dükkan bulabiliyorsunuz. Mahlepli şarabı da mutlaka denemenizi tavsiye ederiz.
Midyat Gezi Rehberi: Midyat’ta Ne Yenir?
Mardin yeme-içme konusunda tam bir cennet malumunuz. Yöresel yemekleri Mardin Şehir Rehberi’mizde detaylı olarak anlatmıştık ama Lebeniye Çorbası’nı, Dobo’yu, Sembusek’i ve İkbebet’i özellikle denemeden kentten ayrılmanızı tavsiye etmiyoruz. Gittiğiniz mekanlarda mutlaka Mardin’in yöresel mezelerinden de mutlaka söyleyin.