Dizilerin Popüler Mekanı: Midyat

Midyat’tayız bu kez. Açıkçası ben daha toplu daha bir bütün halinde bir yerleşim bekliyordum. Ama biraz dağınık. Daha doğrusu düz bir çizgi çizin, üzerine de birbirine eşit mesafelerde üç nokta koyun. İşte Midyat böyle bir yer. 
İlk nokta artık neredeyse kimsenin yaşamadığı terkedilmiş bir yer gibi. Burada arada filmler çekiliyormuş. Tabii hiç televizyon izlemeyen biri olarak “şu, bu dizi bu konakta çekiliyor” dediklerinde sadece bakmakla yetiniyorum. “Yok dizide oynayan bilmemkimin annesi o evde yaşıyormuş, yengesi diğerinde” İyi de konağın hikayesi ne…
 
Neyse ikinci nokta asıl merkez. Burası daha bir kalabalık ve hareketli. Alışveriş yapmayı düşünürseniz doğru nokta burası.
 
Gelelim üçüncü noktaya. Burası labirentimsi ve çoğu arabanın giremeyeceği kadar dar sokakları ve bir kaç tarihi konak ile Estel bölgesi.
 
Tabii biz Midyat tabelalarını görüp birkaç sarı kalker taşından yapılma e vile karşılaşınca saptık hemen içeri. Arabanın ara sokağa girmesi ile hemen çocuklar başladı arabanın arkasından koşturmaya, “Biz gezdirelim size” diye. Kimi koşuyor, kimi bisikletle arkamızdan geliyor. Sokaklar zaten daracık. İnsan korkuyor çocuklara çarpıcaz falan diye. Neyse ilk bulduğumuz boşluğa park ettik ve arabadan indik. İşte burası ilk nokta!
 
Çocuklardan üçü indiğimiz gibi geliyor. Bize sokakları gösteriyor. Bu sokaklarda in cin top oynuyordu gittiğimizde. Sarı kalker taşından yapılma evleri renkli kapılar süslüyor.

 
O kadar boş ki sokaklar insanda zamansızlık hissi yaratıyor.

 
Dizi sezonu açılınca buralar kalabalıklaşıyormuş. Çocukların bize söylediğine gore geçen sene bu bölgede 7 tane dizi film çekilmiş??? Bu da dizilerin çekildiği yerlerden biriymiş.

 
Ardından sonradan ikinci nokta olduğunu anlayacağımız yere gitmek için arabaya biniyoruz. Tabii binerken çocuklar para bekliyo. Bu bölgede o kadar çok böyle çocuk var ki. O nedenle çocuklara ufak br harçlık verip, ilk olarak bir kırtasiyeye gidip bir sürü defter kalem ve silgi alıyoruz. En azından para vermekten daha iyidir diye. Yolculuğun sonraki kısımlarında bol bol defter kalem ve silgi dağıttık. Önerim, siz de para verip alıştırmak yerine şekerleme, ya da defter kalem tarsi şeyler bulundurup yanınızda onları verin.
 
Evet artık Midyat’ın tam merkezindeyiz. Ortada bir saat kulaesi ve kulenin alt tarafına kalker taşın üzerine kazınmış yön tabelaları var.

 
Burada arabayı parkedip çarşının içine doğru yürüyoruz. Tüm binalar 2-3 katlı. En alt katlarında ya baharatçı var, ya şarap mağazası ya da telkari işçiliğinin ustalıkla icra edildiği atölyeler.

 
Midyat’ta Mardin’e kıyasla çok daha fazla sayıda Süryani yaşıyor. Süryani ustalar bu bölgedeki atölyelerde büyük bir ustalıkla telkâri sanatının inceliklerini sergiliyorlar. Altın ve gümüşün 0.6 mikron kalınlığında çekilerek işlenmesi sanatına Telkari deniliyor. Bu ustaların elinde de dantel gibi işleniyor. En fazla yoğunlaştıkları yer ise kuyumcular çarşısı.

 
Yine çarşı içinde çok sayıda Süryani şarabı satan mağaza var. Burada şarap tadımı da yapabiliyorsunuz.

 
Benim önerim Shiluh Turabdin. Mutlaka alın, pişman olmayacaksınız. Manastır da var fiyatı biraz daha uygun ama yine de Turabdin’den şaşmayın derim.
 
Ardından ara sokaklardan biraz eğimli bir yoldan yukarıya doğru yürüyoruz. Bu bölgede insanlar fotoğraf çektirmeyi sevmiyorlar. Hatta sokağı bile fotoğraflarken, “acaba kadraja girmişmiyimdir?” diye düşündüğünden olsa gerek, tepki gösterebiliyorlar. Bu nedenle fotoğraf çekerken mutlaka izin isteyin.

 
Yolun sonunda eski bir Süryani evi iken, restore edilerek 2000 senesinde hizmete açılan Çevre Kültür Evi’ne ulaşıyoruz.

 
Mükemmel taş işçiliği olan yapı Midyat’ta en görülmeye değer yer. O nedenle de çok kalabalık. Zaten sanırım popular dizilerden biri de burada çekiliyormuş. Bu nedenle herkes birbiri ile bir yarış içinde fotoğraf çektirmek için. “Aaa işte, bak bilmemkimin bilmem kime aşkını ilan ettiği yer, hadi beni burada çek” gibi cümleler çalınıyor kulağımıza. Diziyi bilmiyorum ama yapımcıları gerçekten çok etkileyici bir mekan seçimi yapmışlar.

 
Konağın tepesinden ise Midyat izlenmeye değer, özellikle de akşam üstü saatlerde.

 
Bir de açık cumbayı andiron bir balkonu var. Herkes fotoğraf çektiriyordu. Usuldendir diyerek ben de çektirdim.

 
Ara sokaklardan meydana inerken faytonlar ilgimizi çekiyor. Sokaklara ayrı bir renk katan bu faytonların bir kısmı oteller tarafından işletiliyormuş. Midyat içinde turistlerin en popüler ulaşım aracı.

 
Midyat’ta da Süryani sayısı çok azalmış. Almanya başta olmak üzere Belçika, İsviçre ve Hollanda gibi Avrupa ülkelerine gitmişler. Ama sayıca yine Mardinden daha kalabalıklar. Tabii Süryani nüfus azalınca Midyat çevre yerleşimlerden göç almaya başlamış. Durum böyle olunca merkez nitekim daha yeni bir yapılaşma olan Estel’e kaymış. İşte burası da üçüncü nokta.
 
Buradaki en önemli yer ise Estel Han Halk Evi.

 
Bu merkez içinde bölge halkının yaşayışını anlatan öğeler sergileniyor. Bir kat alta indiğinizde ise labirent mağaralara giriyorsunuz. Yine burası da Midyat’a ve yöre halkına ait eserlerin sergilendiği bir bölüm.

 
Yine bu Bölgede Hacı Şehmus Mete Konağı gezilebilir. İçerisinde önemli oyuncuların, tarihi kişiliklerin ve düşünürlerin halı gibi işlenmiş portreleri de yer alıyor.

 
Meydanda ise çok sayıda mekanda maalesef kahvehanede kültürü devam etiriliyor.

 
Midyat çevresinde görülmesi gereken en önemli yer ise Mor Gabriel Manastırı. Burası dünyanın ayakta kalan en eski Süryani Ortodoks manastırı.

 
İlk olarak Samurlu Mor Samuel ve Katminli Mor Şemun tarafından 397 senesinde yaptırılmış. Tarih boyunca yeni eklemeler yapılarak büyütülmüş. Yapıldığı tarihten bu yana hiç değişmeden hep manastır olarak kullanılmış. İçinde Meryem Ana Kilisesi, Kırkşehit Kilisesi, Mor Şemun’un mezarı da yer alıyor.

 Çevrede vaktiniz olursa görebileceğiniz digger yerler ise Süryaniler’in yoğun yaşadığı Hah (Anıtlı) köyü, buradaki Meryem Ana manastırı, Savur’daki kale, kaya evler, Beşkavak köprüsü ve Romaniye Kilisesi.

Şimdiden iyi seyahatler…

Yorumlar

Profile picture for user enisemalbat
13 Eki 2024, Pazar - 14:09
"Maalesef kahvehane kültürü devam ettiriliyor" ne demek? nasıl bir üslup, nasıl bir tepeden bakmacı dil? İtalya için "Ne yazık ki hala kafe kültürü devam ettiriliyor" der miydiniz? insanların kültürünü aşağılama, kötüleme hakkını nereden buluyorsunuz? bahsettiğiniz o kahvehanelerin, şiirler ve türküler üzerinden sözlü tarihin devamlılığını sağlamak gibi işlevleri bile var, burun kıvırıp geçmek yerine oturup bir çay içip çevredekilere sorsanız belki öğrenirdiniz. üstünkörü bahsedilmiş tarihsel bilgiler bir yana, o bölgedeki kahvehanelerin işlevinin sosyal ve kültürel yaşamdaki önemine dair hiçbir fikir sahibi olmadan yazıldığı belli olan bu yazı, şimdiye kadar okuduğum en saçma gezi yazısı.
TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni