Yangon’da Gezilecek Yerler

Şehre yeni gelenler için ilk durak 2500 yaşındaki, Burma kimliğinin sembolü haline gelmiş, muhteşem Budist Shwedagon Pagoda'sıdır. Yüksek bir tepe üzerine kurulu pagoda “Altın Dağı” olarak ta bilinmektedir.

100 metre uzunluğundaki pagoda her üç yılda bir yenilenen tonlarca altınla kaplıdır. En iyi görüntüyü gece Pyay Yolu'ndan alabilirsiniz. Her iyi Budist hayatında bir kere hacı olmak için bu pagodaya gelmek ister. Şubat-mart aylarındaki dolunaya denk gelen zamanda yapılan Shewedagon Festivali pekçok hacının tercih ettiği dönemdir.

Shwedagon Pagoda’sının tam karşısında yer alan Mahavija Pagoda ise 1980 yılında yapılmıştır. Pagoda'nın içinde tropikal dekorlar, geleneksel ve modern çizgiler mevcuttur. Chauk Htat Gyi Yatan Buda Pagodası ziyaret edilebilecek bir diğer pagodadır.

Şehir merkezine yakın diğer iki pagoda ise Yangon Nehri üzerinde yer alan ve Buda'nın saç telinin saklandığına inanılan Botataung Pagoda'sı ile 46 metre uzunluğundaki Sule Pagoda'sıdır.

Şehrin 11 kilometre kuzeyinde ise 1950'de yapılmış Kaba Aye Pagoda -Dünya Barış Pagoda'sı bulunur. Pagoda 1956’da VI. Budist Konsülü’ne ev sahipliği yapmıştır. Tapınak kompleksinin içinde pagoda ile aynı zamanda eski başbakan U Nu tarafından yaptırılmış olan Maha Pasana Guha Mağarası bulunmaktadır. Bu mağara Hindistan'daki Satti Panna Mağarasının replikasıdır. Mağaranın altı girişi altı büyük konsülü temsil etmektedir.

Yangon'da tapınaklar dışında, hareketli sokaklardaki İngiliz koloni zamanından kalmış binalar da görülmeye değerdir. Yangon'un ismi, 1852'de ülkenin güneyinde koloni kuran İngilizlerin verdiği Rangoon adından gelir.

Pekçok turist için Myanmar seyahatinin başlangıç noktası olan şehirde iki veya üç gün geçirmek yeterli olacaktır. Havaalanından Yangon şehir merkezine gitmenin en pratik yolu taksi kullanmaktır. Ekonominin kalbinin attığı bu dinamik ve etkileyici şehir güneyden ve batıdan Yangon Nehri ile çevrelenmiştir. Doğuda Yangon Nehri'ne dökülen Pazundaung Deresi bununmaktadır. Dolayısıyla şehirde tabiat güzellikleri de bulunur.

Pazartesileri kapalı olan ve orijinal adı Bogyoke Aung San Pazarı (Türkçede Myanmar Pazarı) şehrin kuzeyindedir. Tipik bir Güneydoğu Asya ülkesi pazarında hemen herşeyi bulmak mümkündür. Pazar, her akşam saat 17:00'de kapanır. Mahabandoola Yolu'ndan güneye doğru birkaç cadde geçerek başka bir pazara ulaşırsınız ki burada fiyatlar yarı yarıya daha ucuzdur.

Buradan Çin Mahallesi veya Küçük Hindistan Bölgelerine giderek güzel yemekler yiyebilirsiniz. Ancak, Burma ekonomisinin dünyanın en az 50 yıl gerisinde olduğu düşünüldüğünde, bu pazarda lüks tüketim maddesi görmek olası değil. Malların kalitesi ve çeşitliliği halkın ihtiyacı ile doğru orantılı.

Pazarın yorgunluğun atmak için burayı gezdikten göl kenarında dinlenmeye gidebilirsiniz. Hatta belki pazardan aldığınız leziz yiyeceklerle küçük bir piknik de düşünebilirsiniz. Şehrin kuzeyindeki Kandawgyi Gölü şirin kafeleriyle yorgunluğunuzu atabileceğiniz ve şehri dinleyebileceğiniz bir ortam sunar. İsterseniz gölde kano kiralayıp gezebilirsiniz.

Karaveik, Kandavgyi Gölü’nün içinde klasik bir saray restorandır. İlginç görüntülü bu yapıda, akşamları geleneksel dans ve kukla gösterisi yapılmaktadır. Göldeki Karaweik’in önünde, Shinupagot Shrine, yani yüzer tapınak bulunmaktadır. Hemen yakındaki Kandawgyi Doğal Parkı'nda güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz.

Yangon 1824’de İngiliz yönetimine geçince şehrin küçük nüfusu kalabalıklaşmaya, kasaba görüntüsü de değişmeye başlamış. İngilizlerin şehircilik faaliyetlerinde işçi olarak kullanmak üzere Hindistan ve Bangladeş’ten getirdiği nüfus yerli halkla karışarak insana keyif veren bir sentez yaratmış Yangon’da.

Beyoğlu’nun arka sokaklarındaki yapıları aratmayacak güzellikteki binaların çoğu 19. yüzyılın ikinci yarısında inşaa edilmişler. Bu binaların arasına sıkışmış Hindu tapınakları ve camiler de Yangon’un kozmopolit havasını tamıtamına yansıtıyor.

Yangon’u ortadan kesen Bogyoke Aug San Caddesi şehrin hiç kuşkusuz en işlek yeri. Yaşam bu caddede kaldırımların üzerine taşmış. Kaldırımlarda oynayan çocuklar, seyyar satıcılar, küçük taburelere oturmuş çayını yudumlayan esnaf, dilenciler, yemek tezgahları, cılız köpekler, kedicikler...

Bogyoke Aung San Caddesi’nin en işlek, en kalabalık noktası Bogyoke pazarının bulunduğu bölge. Bogyoke pazarı, bir anlamda şehrin kapalı çarşısı. Burada yok yok. Bogyoke pazarının karşısında ülkenin fakirliği ile tezatlık yaratan beş yıldızlı otel Traders ve şatafatlı iş merkezi Sakura Tower var. Yangon için fazlasıyla gerçek ötesi duran bu iki yapının biraz ilerisinde, önü sabah akşam ana baba günü olan Hint sineması tüm canlılığıyla ben buradayım diyor. Yangon’un Bollywood’una hoşgeldiniz!

Bogyoke Caddesi’nin kalabalığı, limana doğru inen Sule Paya meydanında da devam ediyor. Meydanın tam ortasında, 46 metre yüksekliğinde, 2000 yıllık bir stupa (tapınak minaresi) etkileyici bir biçimde göğe yükseliyor. Bu bölge eski koloni binalarının en güzel örnekleriyle dolu.

Yangon’da gün doğumu ve gün batımlarında kalabalık gruplar halinde, ellerinde yemek kaplarıyla dolaşan, çıplak ayaklı Budist rahiplerin yarattığı mistik hava gerçekten çok etkileyici. Üzerlerine sardıkları bordo renkli kumaşlar ve yemek kapları dışında herhangi bir mülke sahip olmayan bu rahiplere duyulan saygı o kadar büyük ki, halk evlerinde pişen yemeklerini rahiplerle paylaşmak için gün doğumu ve batımı saatlerinde kapıların önünde bekleşiyor. Bu güzellikleri görmek için şehrin merkezini mutlaka gezin.

Ulusal Müze (The National Museum), Kıymetli Taşlar Müzesi (Gems Museum), Askeri Müze (Army Museum) ve General Bogyoke Müzesi ve Uyuşturucuyu Yok Etme Müzesi (Drugs Eradication Museum).