Siirt’te Gezilecek Yerler

Anadolu’nun ve Mezopotamya’nın kesişim noktasında bulunan Siirt’in birçok gezilecek ve görülecek yer var. Cilalı Taş Devri’nden beri birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu topraklarda gezerek o dönemlere gidip tarihi yeniden yaşayabileceksiniz. Anadolu’daki Türklerin ilk yerleştiği topraklar olan şehir, hem ilmî hem de tarihî açıdan ziyaretçilerine birçok şey vaat ediyor.

Siirt’te Gezilecek Yerler

Tarihiyle, doğasıyla, şifalı sularıyla Siirt’te gezilecek çok yer var. Botan Mağaraları, Ulu Camii, Saat Kulesi, Veysel Karani Türbesi, Dervin Kalesi ve Cumhuriyet Camii bunlardan sadece birkaçı. İlk yerleşim yerlerinden biri olan Erzen Ören Yeri ve mağaradan çıkan Sağlarca Kaplıcası’yla gezmek için bir sürü alternatif sunuyor. Adını andığımız bu yerlerle ilgili detaylı bilgiyi yazımızın devamında bulabileceksiniz.

Saat Kulesi

Hükümet Caddesi’nin üzerinde, Vilayet Konağı’nın karşısında bulunan Saat Kulesi’nin yapımına 1974 yılında başlanmış ve 1975 yılında bitmiştir. Siirt Ulu Camii’nin de doğusunda yer alan Saat Kulesi’nin yapımında iki renkli kesme taş kullanılmıştır. Yapı, dört yüzlüdür. 6 katlı bir yapı olan bu kulenin ilk beş katında, her yüzünde birer pencere bulunmaktadır. 6. katta ise saatler bulunmaktadır. Günümüzdeki Saat Kulesi 1975 yılında tamamlanmış olsa da, asıl kule 1905 yılında Alaaddin Paşa tarafından yaptırılmış. Nedeni ve zamanı bilinmeyen bir olaydan dolayı bu kule yıkılmış ardından 1975 yılında yerine yeni bir Saat Kulesi yaptırılmıştır. Eski kulenin üzerinde bulunan sivri uçlu külah gelmiş ve şimdi ki Saat Kulesi’nin üzerine konmuştur.

Siirt Ulu Cami

siirt-ulu-cami.jpg

Çinili Minare olarak anılan Ulu Camii, önemli Selçuklu mimarisi örneklerindendir. Cami’nin kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Ulu Cami’nin sonraki yıllarda yapılan onarımı, araştırmalarda bulunan bilgilere göre 1129 yılında eski Selçuklu sultanlarından Mugizüddin Mahmut tarafından yaptırılmıştır. Mugizüddin Mahmut Camii ile özdeşmiş olan çinili minareyi de yaptırmıştır. Onarımın eski bir Selçuklu Sultanı tarafından yaptırılması ve mimarî olarak o dönemi yansıtması, Cami’nin Büyük Selçuklular devrinde yapılmış olabileceği ihtimalini artırmaktadır. 1260 yılında Cizre hâkimi Selçuk Atabeylerinden El Mücahit İshak tekrardan camiyi onarımdan geçirmiş ve birçok ilave yaptırmıştır. Eskiden Cami içinde bulunan gösterişli minber 1933 yılında Ankara’da bulunan Etnografya Müzesi’ne gönderilmiştir ve günümüzde orada sergilenmektedir.

Botan Mağaraları

99193.jpg

Botan Çayı ve barajının karşı yakasında yüksekçe bir yerde bulunan Botan Mağaraları, Siirt’teki en bilinen mağaralardır. Dicle Nehri’nin en önemli kollarından biri olan Botan Çayı’nın bulunduğu Botan Vadisi’nde birçok mağara, kilise kalıntısı, arkeolojik höyük günümüze kadar gelmiştir. Kalker oluşumlu jeolojik yapısıyla Siirt’te en çok bilinen Botan Mağaraları, geçmişte ev olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Suyun aşındırması sonucu eriyen kalkerle vadi boyunca çeşitli biçimlerde mağaralar oluşmuş ve o zamanın halkı bu mağaraları ev olarak kullanmıştır. Eskiden güvenlik önlemleri nedeniyle turizme açık olmayan bu bölge arkeolojik çalışmaların tekrar başlamasıyla beraber turizme kazandırılacağı günü beklemektedir.

Veysel Karani Türbesi

Siirt’teki önemli türbelerden biri olan Veysel Karani Türbesi, Ziyaret beldesinde bulunmaktadır. Asıl ismi Üveys bin Âmir Karni, 550’li yıllarda Yemen’de doğmuştur.

Fırat Nehri yakınlarında çıkan Sıffin Savaşı’nda Hz. Ali’nin tarafını tutan ve ağır yaralanan Üveys bin Âmir Karni, daha sonra hayatını kaybederek Süriye’nin Rakka iline gömülmüştür. 1901 yılında yapılan türbenin yapımında bölgene çok ünlü olan cas harcından yapılan türbe, bir kubbe ile örtülüdür. Türbe 1967 yılında yıkılmış ve tekrardan yaptırılmıştır. 2001 yılında valilik tarafından tekrar tamir ettirilen türbe daha modern bir hal almıştır. Tekrar yapılmasından ve modernleştirilmesinden dolayı dönemin mimari özelliklerin taşımamaktadır. Her yıl 16 - 17 Mayıs tarihlerinde Veysel Karani’yi anma etkinlikleri yapılmaya devam etmektedir.

Cumhuriyet Camii

Eskiden “yeşilin yeşili” anlamına gelen Hıdrü’l Ahdar Camii olarak isimlendirilen camii12. yüzyılda yapılmıştır. Siirt’teki en eski camilerden biri olan Cumhuriyet Camii’nin yapımında kesme taş kullanılmıştır. Tek kubbeye sahip olan yapıya daha sonra iki kubbeli bir bölüm daha eklenmiş olup yapının şekli dikdörtgene döndürülmüştür. Cami’nin yanında bulunan Suk’ul Ayn Çeşmesi Selçuklu Döneminde yaptırılmıştır. Cumhuriyetin ilanı döneminde, 1929 yılında Mustafa Kemal Atatürk şehre yaptığı bir ziyaret sırasında caminin harap durumunu görür ve restore edilmesini ister. Restorasyon yapılan ve minaresi tekrardan inşa edilen cami, Cumhuriyet Camii olarak isimlendirilmiştir. Yıllar içindeki onarımlar sırasında Cami içindeki mihrap ve minber günümüze gelememiştir. Hiçbir kanıt bulunulamamasına rağmen caminin içerisinde Hazreti İsa’nın havarilerinden Yahova’nın mezarının olduğu söylenmektedir.

Sağlarca Kaplıcası

Sağlarca Kaplıcası olarak bilinen kaplıca, Billoris Kaplıcası olarak da anılmaktadır. Botan Vadisi’ndeki çayın kenarında bir mağaradan çıkan kaplıca suları, mağaralar genişletilince ve suya ulaşınca kullanılmaya başlanmıştır. 36 derece sıcaklıktaki kaplıca suyu, sodyum, kalsiyum, klorür ve sülfat içermektedir. Kaplıca suyu tek kaynaktan çıkmakta ve tüm havuz bu kaynaktan beslenmektedir. Kaplıca suyu Botan Çayı’na karışmaktadır. Kaplıca suyunun şifalı olduğu düşünülmektedir. Cilt hastalıklarına, eklem ağrılarına, sinir ve kas problemlerine iyi geldiğini söylenmektedir. Romatizmaya da iyi geldiği söylenen şifalı su, ameliyat sonrası ağrılar için de hastalara öneriliyor.

Kormas (İnce Kaya) Kalesi

f7bf401c-fcc9-478b-9648-03a4d7205392.jpg

Siirt şehir merkezine 40 kilometre uzaklıkta bulunan Şirvan ilçesindeki Kormas Kalesi, Bizanslılar tarafından yaklaşık bin yıl önce yapıldığı tahmin edilen bir Orta Çağ kalesidir. Yüksek bir tepede bulunan kale, tarih boyunca Bizanslılar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından kullanılmıştır. Siirt’in sahip olduğu dağların arasında bulunan İnce Kaya köyünde bulunan Kormas Kalesi bulunduğu köyden dolayı İnce Kaya Kalesi olarak da anılmaktadır. Kiliseye, hamama, 360 odaya, kilerlere ve su sarnıcına sahip olan Kormos Kalesi geçen yıllardan dolayı harap olmuştur. Bizanslılar tarafından yaptırılan kalede bir hazine olduğu düşünülmekteydi. Bundan dolayı kale hazine avcılarından da nasibini almış ve bundan dolayı da çok yıpranmıştır. Yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan eski Bizans kalesinin korunmaya alınması için çalışmalar ve başvurulan yapılmaya başlamıştır.

Erzen Ören Yeri

erzen3.jpg

Batman ve Siirt sınırında bulunan Bozhöyük köyü ve Gökdoğan köyü arasında bulunan Erzen Ören Yeri, geçmişte bölgenin en büyük ve Siirt’teki ilk yerleşim yerlerinden biriydi. Yapılan araştırmalar sonucu buranın zamanında Diyarbakır ve Hasankeyf’ten daha büyük olduğunu söylemektedir. Dilmaçoğulları Beyliği’nin merkezi olan Erzen, Türklere Anadolu’yu açan MalazgirtSavaşı’nın ardından Selçukluların Anadolu’ya girip yerleştiği ilk yer olarak bilinmektedir. Yıllar içinde Erzen kenti üzerine başka kentlerde kurulmuş günümüzde de yöredeki halk bu bölgede yaşamına devam etmektedir. Ören yerinin birçok alanı köylülerin mülkü olarak geçmektedir. Bundan dolayı tarihi kalıntıların birçoğu toprak altında bulunmaktadır.

Günümüzde arkeolojik kazılar devam etse de ören yerinin büyük bir kısmı turistler için açık durumdadır.

DERZİN KALESİ

1058.jpeg

Siirt’te, Balkan ilçesindeki Adakale olarak da bilinen Derzin Köyü’nün sarp kayalıkları üzerinde bulunan Derzin Kalesi, ne zaman inşa edildiği bilinmese de kalenin mimari tarzı ve yapım şeklinden dolayı Bizans Dönemi’nde yapıldığı varsayılmaktadır. Aynı zamanda Derzin beylerinden Şahkulu Bey’in ismiyle anılmaktadır. Kitabesi ve kale ile bilgilerin yazılı olduğu kaynaklar günümüze gelmemiştir. Bir tepeye inşa edilen Derzin Kalesi moloz taşlardan ve harçla yapılmıştır. Kale’nin birçok bölümü bugüne gelememiş olsa da gözetleme kuleleri günümüzde hala ayaktadır. Bulunduğu yükseklikten dolayı kalenin muhteşem bir manzarası bulunmaktadır.

İsmail Fakirullah Türbesi

2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenen türbe İsmail Fakirullah için öğrencisi Erzurumlu İbrahim Hakkı tarafından 18. yüzyılda yaptırılmıştır. Siirt’in Tillo ilçesinde bulunan türbe, ilk yapıldığı zaman özel bir düzeneğe sahipmiş. “Hocamın başucuna doğmayan güneşi neyleyeyim?” sözlerini söyleyen Erzurumlu İbrahim Hakkı, türbeye yaptırdığı düzenek sayesinde güneş, her yıl 21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde sabah güneşi sandukaların üzerine beş dakika vurmaktaydı. 1960 yılında yapılan restorasyon çalışmalarının ardından türbe bu özelliğini yitirmiştir. 2011 yılında tekrardan yapılan restorasyon çalışmalarıyla beraber ışık düzeneği tekrardan çalışmaya başlamıştır. Harçsız taşlardan duvarları olan yapı sekiz köşeli ve on metre yüksekliğindedir. İstanbul’da önemli eserlerin maket olarak sergilendiği Miniatürk Müzesi’nde bu türbenin de bir maketi bulunmaktadır. Ayrıca burası astronomik ve mimarî açıdan gerçek bir bilim harikası olarak kabul edilmektedir.

İsmail Fakirullah Türbesi Hakkında Bilgi

İsmail Fakirullah Türbesi 18. yüzyılda, İsmail Fakirullah’ın ölümünün ardından, öğrencisi İbrahim Hakkı hazretleri tarafından yaptırılmıştır. Hocasının vefatının ardından büyük üzüntü yaşayan İbrahim Hakkı, “Ben hocamın başucuna doğmayan güneşi neyleyim?” diyerek işe koyulmuş; hem astronomik hem de mimarî açıdan olağanüstü bir eser ortaya çıkarmıştır.

Devamını Oku