Subotica Hakkında Genel Bilgiler

Subotica, Sırbistan’ın kuzeyinde, Macaristan’a çok yakın bir coğrafyada yer alan bir şehir ve belediye merkezidir. Ülke içindeki özerk bölge Voyvodina’nın ikinci büyük şehri olarak bilinir. Nüfusunun çoğu Macarlardan oluşmaktadır. Kent, Art Nouveau mimarisinin birçok harika örneğinin yanı sıra çeşitli türde birçok festivalleriyle ünlüdür. Şehir çok kültürlüdür (Macar / Sırp / Hırvat) ve bu nedenle çok farklı bir lezzet kültürüne sahiptir ayrıca şehir bir Katoliklik merkezidir. Şehirde Katolik nüfus çoğunluktadır. Katoliklerin yanı sıra Ortodoks ve az sayıda Protestan da Subotica'da yaşamaktadır. Çevresinde, bölgedeki turistler arasında popüler olan göl ve göl kasabası Palić vardır.

Subotica'ya ilk göç ve yerleşimler 1241-1242 yılları arasında Tatar istilası ile yok olan çevre köylerdeki halk tarafından başlamıştır. 1391 yılında ise Macaristan Krallığı’na bağlı küçük bir kasaba olmuştur. Macaristan Kralı olan Matthias Corvinus, Osmanlı saldırısına karşı 1470 yılında bir kale yapılmasını istemiştir. 1526 yılında Mohaç Muharebesi sonrasında Subotica, Osmanlı toprağı olmuştur. 

Subotica'ya Nasıl Gidilir?

Tren

Subotica'ya Belgrad ve Budapeşte'den ulaşılabilir. Bu şehir çoğu Avrupa başkentine trenle bağlıdır.

Otobüsle

Otobüsler; NoviSad, Belgrad, Budapeşte, Zagreb, Szeged veya Sombor gibi yakınlardaki büyük şehirlerden buraya seyahatlerde iyi bir seçenek olabilir. Genellikle daha pahalıdır ancak çoğu yerel trenlerden daha hızlı, daha temiz ve konforludur bu nedenle zamandan kazanmak isterseniz önerilir.

Arabayla

Sırbistan'ın en uzun ve en önemli yolu olan A1 otoyolunda (E-75), araba ile seyahat etmek tercih edilebilir.

Subotica'nın şehirlerarası bir havalimanı yoktur, Subotica'ya seyahat ediliyorsa öncelikle başka bir büyük şehre uçmak gerekmektedir. En yakın havaalanları ise Belgrad yakınlarındaki Nikola Tesla Uluslararası Havalimanı (yaklaşık 2 saat uzaklıkta), Budapeşte Ferihegy Uluslararası Havaalanı (yaklaşık 2 saat uzaklıkta) ve 3 saat uzaklıktaki Timisoara Traian Vuia Uluslararası Havalimanı'dır. 

Görülmesi Gereken Yerler 


Liberty Meydanı (Liberty Square)

Bu meydan Belediye Sarayı’nı içine almaktadır. Birçok Avrupa kentinden farklı olarak, Subotica'da bir kilise veya katedral yerine şehir merkezine Belediye Sarayı hâkimdir. Belediye Sarayı, 1912 yılında inşa edilmiştir. Bir çeşme ve yıl boyunca pek çok konser ve pazarın düzenlendiği bir parktan oluşmaktadır. Büyük bir restorasyon geçiren neo-barok tarzda inşa edilmiş Halk Tiyatrosu Binası ile çevrilidir. Şehrin en güzel balkonlarından birini taşıyan iki kolon, bu binayı büyüleyici hale getirmektedir. Meydanın ortasında İmparator Jovan Nenad Anıtı bulunmaktadır. Anıttan uzak olmayan iki seramik çeşmesi vardır. Yeşil Çeşme (1985) ve Mavi Çeşme (2001) olarak adlandırılmaktadır. Her ikisi de şehrin Art Nouveau binalarının dekoratif seramiklerinden yapılmıştır.
 
Katedral Meydanı (Cathedral Square)

Meydana hâkim olan Katedral, 1779'da geç barok üslupta inşa edilmiştir. Avila'daki Aziz Thoresa'ya adanmıştır. Çan kuleleri 64 m yüksekliğindedir. Değerli sunak tabloları bulunmaktadır. Aynı meydanda Faşizmin Kurbanları Anıtı yer almaktadır. Anıtın önünde küçük bir çeşmesi olan dinlenme alanı ve yerel bir sanatçının yaptığı bir heykel bulunmaktadır. Anıtın karşısında, kültürel etkinliklerin çoğunu sergileyen Lifka Sanat Sineması ve Kosztolány Dezső Tiyatrosu bulunmaktadır.
 
Belediye Binası (The City Hall)

Belediye Binası, 1908-1912 yılları arasında inşa edilmiştir. Art Nouveau'nun dekoratif özellikleri, Macar folklorunun romantik nüansıyla zenginleştirilmiş olup, seramikten yapılan çiçek unsurları ve dövme demir işlerinin güzelliği görülebilir. Binanın en güzel yeri, Konsey Salonu ve görkemli vitray pencereleridir. Binanın 45 metre yüksekliğindeki gözlemevi, Subotica'nın ve çevresinin unutulmaz manzarasını sunar. Ziyaret saatleri, salı-cuma 12.00'dedir.
 
Sukkat Shalom Sinogogu (Sukkat Shalom Synagogue)

1902'de inşa edilen bu eser, Avrupa'daki Art Nouveau tarzında en iyi ayakta kalan dini mimari eserlerden birisidir. Laleler, karanfiller ve tavus kuşu tüyleri ile süslenmiştir. Ziyaret saatleri, mart ayından başlayarak ekim ayına kadar cumartesi günleri 10.00-14.00 arasıdır.
 
Raichle Sarayı ( Raichle Palace)

1904 yılında mimar Ferenc Raichle tarafından ev ve tasarım stüdyosu olarak yapılmıştır. Pahalı malzemeler, olağandışı renk kombinasyonu, formların canlılığı çok önemli mimari özelliklerindendir. Cömert iç mekânı ve arka bahçesi bulunmaktadır. Bu görkemli ev Art Nouveau mimarisinin güzel bir örneğidir.
 
Dömötör Sarayı (Dömötör Palace)

1906 yılında Vágó kardeşler tarafından tasarlandı. Cephede bulunan iki kuş motifiyle süslenmiştir.
 
Eski Altın Kuzu Otel (Former Golden Lamb Hotel)

Korzo Caddesi'nde bulunan eser Art Nouveau örneğidir. 19. yüzyılın eseri olan Golden Lamb Hotel, 1904'te yerel mimar tarafından uyarlanmıştır.
 
Franciscan Kilisesi (Franciscan Church)

Başmelek Aziz Michael'a ithaf edilen bu kilise, 1736'da, 15. yüzyıldan kalma Orta Çağ kalesinin kalıntıları üzerine inşa edilmiştir. Neo-Romantisizm binası olarak sınıflandırılan kilise, Franciscan Manastırı’nın bir parçasıdır.
 
Sırp Ortadoks Kilisesi (Serb Orthodox Church)

Barok kilise, 1726 yılında eski kentin en yüksek kesiminde inşa edilmiştir. 1910'da yeni kule ve yeni ikonostaz eklenmiştir. Kilise Kutsal Yükselişe adanmıştır. 

Subotica'da Ne Yenir?

Subotica'da yerel lezzetler ucuzdur ve gerçekten lezzetlidir.

Şehrin yerel fast food'u burek'tir. Bu mantar, peynir, kıyma gibi şeylerle doldurulan hamur işi olarak da adlandırılır. Türk yemeklerinden börek ile hemen hemen aynıdır.

Buraya özel başka bir fast food ise pljeskavica'dır. Bu bir tür hamburgerdir. Köftesi büyüktür, (neredeyse pasta tabağı kadar) genellikle büyük ince bir ekmeğin arasına bu köfte konulur ama bazen bu köfte ekmek içinde olmadan tabakta da yenebilmektedir.

Palačinke ise Subotica'da tercih edilen tatlılardandır. Çikolata ve meyve doldurulmuş krepler olarak tanımlanabilir.

Eğer atıştırmalık istenirse chevapi önerilmektedir, Küçük sosisler, "lepinja" adı verilen yassı bir ekmeğin içinde bulunur ve gerçekten denenmesi gereken bir lezzettir.

Ayrıca şehir halkı arasında popüler olan gulaš ve paprikaš (genel olarak yerel et yemekleri çeşitleri) denemeden şehri terk etmeyin.

Tam hizmet, lüks bir ambiyans ve uluslararası menü aranırsa, şehir merkezindeki Boss Café tavsiye edilmektedir; zaman harcamak için gerçekten güzel bir yerdir ve pizzası çok beğenilmektedir.