Erzincan Hakkında Bilinmesi Gerekenler

erzincan-haber.jpg

Doğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Erzincan Anadolu’nun en eski kültür merkezlerinden biri olmasının yanı sıra büyüleyici doğal güzellikleri ile turizm potansiyelini giderek artıran şehirlerin başında gelmektedir. TÜİK’in 2016 verilerine göre nüfusu yaklaşık 226.032 olan Erzincan’ın yüz ölçümü 11.903 kilometrekaredir. Erzincan Merkez başta olmak üzere Üzümlü, Tercan, Çayırlı, Refahiye, Kemah, İliç, Otlukbeli ve Kemaliye dâhil olmak üzere 9 ilçesi bulunmaktadır. En kalabalık ilçe Merkez olurken Otlukbeli nüfusun en az olduğu ilçedir. Tarihî İpek Yolu üzerinde bulunan Erzincan geçmişten günümüze birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. MÖ 2600 yıllarında Akadlar, MÖ 2000 yıllarında ise Hayaslılar ve Azzilerin egemenliğinde bulunan şehir MÖ 1600 yıllarında Hititlerin hâkimiyetine girmiştir. MÖ 900 yılında Anadolu’da hakimiyet kuran Urartular Tuşba’yı (Van) başkent ilan ettikten sonra sınırlarını Erzincan’a kadar ilerletmişlerdir. 1953 senesinde Erzincan’a 15 kilometre uzaklıkta bulunan Altıntepe’de yapılan arkeolojik kazılar sonucu Urartulara ait önemli bulgular elde edilmiştir. MÖ 650 yılında kısa süreli İskitlerin hakimiyet sürdüğü Erzincan Medler tarafından istila edilmiş, MÖ 550 yılında ise Persler yörede etkin olmuştur. 200 yılı aşkın süre Perslerin yönetiminde kalan şehir İskender’in Persleri yok etmesiyle Helenlerin yönetimine geçmiştir. Roma ve Pontus mücadeleleri arasında kalan şehir oldukça zor dönemlerden geçmiş, yöre halkı baskı ve zulümlerle mücadele etmek zorunda kalmıştır. Uzun yıllar Roma hakimiyetinde kalan şehir MS 395 tarihinde Sasanilerin egemenliğine girmiştir. 1071 Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun kapıları Türklere açılmaya başlamasıyla Erzincan ve yöresi Mengüceklilerin hâkimiyetine girerek kesintisiz olarak 900 yıl Türklerin hâkim olduğu bir bölge olmuştur.

1228 yılında Alaeddin Keykubat Kamah ve Erzincan’ı işgal ederek Mengüçlü Beyliği’ne son vermiş ve yöre Selçukluların olmuştur. Ancak Anadolu Selçuklu Devleti’nin Erzincan’daki hakimiyeti uzun sürmemiş ve şehir Moğol istilasına uğramıştır. İlhanlılar ve Saltuklular tarafından da kısa süreli yönetilen şehir beylikler döneminde Eratnalılara başkentlik yapmıştır. Karakoyunlular ve Akkoyunlular hâkimiyetinde uzun süre kalan şehir 1502 yılında Safevilerin hâkimiyetine geçse de 1514 yılında Çaldıran Savaşı ile Yavuz Sultan Selim şehri Osmanlı Devleti topraklarına katmıştır. I. Dünya Savaşı’nda Rus ve Ermeni işgalleri altına alınan Erzincan 13 Şubat 1918 yılında tekrar hürriyetini kazanmış, Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra vilayet olmuştur.

Erzincan adının Eriza ya da Ariziz kelimelerinden geldiği rivayet edilmektedir. Önceleri Erziricin olarak okunduğu sonradan ise Erzincan’a dönüştüğü tahmin edilmektedir. 1939 Erzincan depremi nedeniyle şehir büyük ölçüde yıkılmış ve şehir yeniden inşa edilmiştir. 7.9 şiddetindeki deprem aynı zamanda bugüne kadar Türkiye’de yaşanan en büyük deprem olarak kayıtlara geçmiştir. Erzincan ekonomisi büyük ölçüde tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Nüfusun %70’e yakın kısmı tarımcılık yapar. İklim şartları elverişli olduğu için her türlü tahıl, sebze ve meyve yetiştiriciliği yapılabilmektedir. Çavdar, arpa, buğday, patates, lahana, havuç ve domates bol miktarda yetiştirilen ürünler arasındadır. Kayısı, dut, elma, armut ve üzüm de şehirde en çok yetiştirilen meyvelerdir. Şehirde su kaynakları fazla olduğu için sulu tarım yapabilme imkânı da vardır. Erzincan Ovası ve Mercan Ovası ile birlikte Fırat Nehri şeridi şehrin en verimli topraklarına sahiptir. Hayvancılık şehrin en önemli ikinci gelir kaynağıdır. Doğal otlaklar bakımından zengin olan Erzincan koyun ve sığır yetiştiriciliğinde üst sıralarda yer alır. Özellikle süt koyunculuğunda oldukça ileride olan şehirde süt üretimine bağlı olarak elde edilen Erzincan tulum peyniri Türkiye’nin en meşhur peynirlerindendir. Arıcılıkta da gelişmiş olan şehir zengin florasıyla ülkedeki en kaliteli balların üretildiği yerlerin başında gelmektedir. Yüz ölçümünün %9’u ormanlarlakaplı olan şehirde Refahiye ve Kemah ilçeleri ormanlık alan yönünden en zengin ilçelerdir. Sanayi bakımından fazla gelişmemiş olan Erzincan’da gıda, dokuma, metal eşya fabrikaları yer almaktadır. Maden bakımından da zengin olmayan şehirde krom, demir, linyit ve tuz başlıca madenler arasında sayılabilir.

Son yıllarda doğa sporlarında büyük ilerleme kaydeden şehir gerek yerli gerek yabancı turistlerin ilgi odağı konumundadır. Ergan Dağı’na açılan kayak merkezi sayesinde kış sporlarının tadını çıkartabileceğiniz gibi yamaç paraşütü, dağ tırmanışı gibi adrenalin dolu sporları da deneyebilirsiniz. Üstelik yapabileceğiniz sporlar sadece bunlarla sınırlı değil! Ergan Dağı’nda offroad ile zorlu koşullarda arazi aracı kullanma deneyimi yaşayabilir, Fırat Nehri’nde kano yapabilir, ayrıca rafting heyecanı yaşayabilirsiniz. Dünyanın en büyük ikinci kanyonu olan Kemaliye ilçesindeki Karanlık Kanyon’da keşfe çıkabilir, Aygır gölünde doğa ile iç içe bir gün geçirebilirsiniz.
 

Tanıtım Videosu: