Kherson’da Gezilecek Yerler


 

Ukrayna’nın güneyinde bulunan Kherson, Ukrayna geneline göre daha ılıman iklimi ve görülecek birçok noktası ile ziyaret etmek için uygun bir rotadır. Küçük bir şehir olan Kherson henüz çok keşfedilmemiş olsa da ev sahipliği yaptığı değerlerin önemi ve şehirdeki modernleşmenin etkisi ile popüler bir durak haline gelmektedir. Ukrayna geneline ve ülkemize göre şehrin fiyatları oldukça uygundur. 3 günde gezebileceğiniz bir Kherson gezisi size oldukça uygun fiyata maal olacaktır.

Kherson, Dinyeper Nehri ve şehirde bulunan birçok park ile ziyaretçilere doğal güzellikler sunmaktadır. Parklarda doğanın ve huzurun tadını çıkarabilirsiniz. Dinyeper Nehri ise sunduğu mükemmel manzaraların yanında birçok su sporunun yapılabildiği bir nehirdir. Kanodan yelkene, jet skiden motorlu botlara birçok seçenek bulunmaktadır. Doğal güzelliklerin yanında şehirde tarihi zamanlardan günümüze ulaşabilmiş birçok tarihi yapı da bulunur. Şehirde bulunan müzeler de ciddi anlamda büyük koleksiyonlar ile oldukça ilgi çekicidir. Ukrayna tarihini ve sanatını bu müzeler ile keşfetmek mümkündür. Sovyet mimarisinin hakim olduğu sakin sokaklarda yalnızca yürüyerek bile zaman geçirebilirsiniz.

Kherson şehir içinde olduğu kadar coğrafi konumu dolayısıyla da turistler için ilgi çekici bir şehirdir. Bulunduğu coğrafi konum günümüzde dünyada çok zor bulunan doğal yaşam alanlarına oldukça yakındır. Yalnızca 1.5 saat ile kendinizi Avrupa’nın tek çölünde ya da kendi yaşam alanlarında nesli tükenen hayvanların hala bulunduğu bir vahşi yaşam alanında bulabilirsiniz.
 

Aziz Katerina Katedrali

Ukraine_Cherson_2St.-Ekater.jpg
 

Aziz Katerina Katedrali, Ortodoks mezhebine ait dini bir yapıdır. Ukrayna’da bulunan en eski kiliselerden biridir. Kherson Kalesi’nin içinde bulunur. 1781-1786 yılları arasında inşa edilen kilise Alexandria İmparatorluğu’nın imparotoriçesi olarak kabul edilen Catherine of Alexandria’ya ithaf edilmiştir.

Aziz Katerina Katedral’i, Rus-Türk Savaşı’nın sonucunda Rusya’nın Yeni Rusya’yı topraklarına katmasından sonra General Ivan Gannibal tarafından inşa edilmiştir. Katedral, kazanılan zafere bir hatıra ve Rusya’nın Bizans mirası üzerindeki hakkını tüm dünyaya göstermek amacıyla inşa edilmiştir. Yapının asıl mimarı Ivan Starov olarak bilinmektedir ancak yapım aşamasında Ivan Sitnikov devreye girmiştir. Kumtaşlarından yararlanılan katedralde Toskano mimarisine özgü sütünlü girişler ve çentikli duvarlar bulunur. Katedral’de bulunan dini resimler 17. yüzyılda Murillo gibi İspanyol sanatçılar tarafından yapılmıştır.

Katedral, Rus Devrimi’nden sonra bir ateizm müzesine dönüştürülmüştür. İçerisinde bulunan birçok dini resim kaybolmuş ancak birkaçı günümüze kalabilmiştir. Almanlar tarafından 1941 yılında açılsa da 1962 yılında Sovyetler tarafından tekrar kapatılmıştır. Son olarak 1991 yılında tekrar Rus Ortodoks katedraline çevrilmiş ve bir daha değişiklik yapılmamıştır.

Katedral, şehrin en eski kiliselerinden biri olmasının yanında şehrin en eski binasıdır. Yeşilliklerin içerisinde bulunan küçük ama mimarisi ile de bir o kadar gösterişli bir yapıdır. Kum rengi duvarları, giriş kısmında bulunan kocaman sütünları ve farklı heykel ve resimler ile Kherson’un tarihine şahit olmak isteyenlerin kesinlikle görmesi gereken bir yerdir. Ayrıca içeride şehrin kurucusu Potemkin’in mezarı da bulunmaktadır. Katedral’e şehir merkezinden kısa bir yürüyüş ile ulaşmak mümkündür. Perekopska Caddesi üzerinde bulunur.
 

Kherson Sanat Müzesi

Kherson_Town_hall.jpg
 

Kherson Sanat Müzesi, 1917 yılında kurulmuştur. Müze, şehrin sembollerinden olan 1974 doğumlu Ukraynalı yazar ve öğretmen Oleksii Oleksiyovych Shovkunenko’nun ismi ile de anılmaktadır.

Ukrayna’nın en ilgi çekici koleksiyonlarından birine sahip olan müzede 10.000’den fazla eser bulunmaktadır. Müze içerisinde bulunan koleksiyonda tablolar, çizimleri heykeller, dini resimler yer almaktadır. Koleksiyonda Ukraynalı ve Rus sanatçıların eserlerinin yanında yabancı sanatçılara ait eserler de bulunur. Ayrıca 17. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar olan Avrupa sanat eserlerine ayrılmış farklı bir bölüm de bulunur.

Müze, çoğunlukla O. Shovkunenko’nun eserlerine adanmış olsa da Konstantin Kryzhitsky, Ivan Ksenofontov, Nikolai Sverchkov gibi sanatçıların eserlerine de ev sahipliği yapar. Kherson Sanat Müzesi, gösterişli ve modern binası ile sanat tarihinin ilgi çekici bilgilerini ziyaretçilere sunmaktadır. Lenina Caddesi üzerinde bulunur. Cuma günleri hariç haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyarete açıktır. Giriş ücreti yaklaşık 20 Ukrayna grivnasıdır.
 

Kherson Bölge Müzesi

DSC_0550.JPG
 

Kherson Bölge Müzesi, 1890 yılında Ukraynalı ünlü arkeolog ve tarihçi V.I. Hoshkevychem tarafından kurulmuştur. Müze içerisinde tarih, etnografi, doğa ve edebiyat alanlarına ait bölümler bulunmaktadır.

Kherson Bölge Müzesi’nde 170.000’den fazla eser bulunur. Müze, Ukrayna’nın en iyi arkeoloji koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca bu koleksiyon 17 bin yaşının üzerinde, şehrin en eski bulgularına ait eserleri içerir. Orta Çağ şehirlerine ait madeni paraların, ilkel ve ateşli silahların, avcılık malzemelerinin, antika mobilyalar ve porselen eşyaların sergilendiği koleksiyonlar müze içerisindeki en ilgi çekici koleksiyonlar arasındadır.

Müzenin diğer bölümlerinden biri Kherson Kalesi’nde bulunan ilk çizimler ve sanat eserlerini oluşturan İskitya’ya ait altın süslemeler ve Yunan heykelleridir. Şehrin çokuluslu coğrafi geçmişini yansıtan bu koleksiyon Kherson’ın kuruluşuna ve O.V Suvorovu, H.O Potomkinu gibi tarihin önemli bireylerine ithaf edilmiştir.

Müze, edebiyat departmanında eşsiz kitap basımlarından oluşan bir koleksiyona da ev sahipliği yapar. Bu koleksiyonda edebiyat dünyasının en seçkin yazalarının orijinal kitapları, tabloları, tarihi görüşlerini içeren önemli yazılar, el yazmaları bulunur. Koleksiyona dahil edilen en önemli yazarlar arasında Pushkin, L.M Tolstoho, D.D. Burlyuka gibi yazarlar bulunur.

Endustri ve ziraat konulu tipik Sovyet sergilerinin aksine müze, bölgede yaşayan bitki ve hayvan çeşitlerinin sergilendiği bir bölüme de ev sahipliği yapmaktadır. Sergilenen koleksiyon 20. yüzyılın sonlarında biolog Y.K Pachoskym’in bulduğu verileri içermektedir. Bu departmandaki diğer koleksiyonlar arasında, dünya üzerinde nesli tükenen hayvan çeşitlerinin sergilendiği koleksiyon ile okyanuslarda yaşayan canlıların sergilendiği koleksiyon oldukça ilgi çekicidir.

Müze, Lenina Caddesi üzerinde bulunur. Kherson Sanat Müzesi’nin karşısında yer almaktadır. Çarşamba-Pazar günleri arasında 10.00-18.00 saatleri boyunca ziyarete açıktır. Giriş ücreti 10 Ukrayna grivnasıdır.
 

Bağımsızlık Parkı (Park of Glory)

86_big.jpg
 

Park of Glory ya da Park Slavy olarak bilinen park şehrin en önemli ve en güzel bölümlerinden biridir. Parkı ortadan ikiye ayıran geniş bir cadde vardır. Caddenin sonuna kadar yüründüğünde Dinyeper Nehri’nin kıyısına çıkılmaktadır.

1988 senesinde açılan park, Kherson’un bağımsızlığına adanmıştır. Parkın girişinde geçmiş yüzyıllarda yaşanan yıkıcı savaşların sembollerinden biri olan T-34 tankının resmedildiği bir eser bulunmaktadır. Yürünmeye devam ettiğinde ise elinde çelik halka tutan genç kız heykeline rastlanmaktadır. Bu heykel savaş dönemlerinde şehrin yerlilerinin gösterdiği cesareti sembolize eder. Parktaki diğer tarihi noktada kim olduğu bilinmeyen bir askerin mezarıdır. Mezarın başında ‘sonsuz bir alev’ yanmaktadır. Bu sonsuz alev 2. Dünya Savaşı sırasında Kherson’ın bağımsızlığı için ölen askerlerin anısınadır. Kherson Bölge Kütüphanesi’de parkın içinde yer almaktadır.

Şehir merkezinden parka ulaşım oldukça kolaydır. Yürüyerek ulaşım sağlamak mümkündür. İçerisinde barındırdığı tarihi sembollerin yanında sunduğu doğal güzelliklerle de şehirde mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlendendir. Şehri hangi dönem ziyaret ediyorsanız edin bir parkta zaman geçirmelisiniz. Yaz aylarında yürüyüş yapmak, parkın içerisindeki banklarda oturmak, çimenlerde vakit geçirmek oldukça keyiflidir. Park, sonbaharda sararan ağaçlar ve dökülen yapraklarla romantik yürüyüşler; ilkbaharda ise yazın habercisi yeşeren çiçeklerle keyifli piknikler için mükemmel seçenek olacaktır. Kherson’un çetin geçen kışlarında ise parkı beyazlara bürünmüş bir halde görmeniz oldukça mümkündür.
 

Moscow ve Ochakova Kapıları


 

Moscow ve Ochakova Kapıları, Kherson Kalesi’nin günümüze ulaşabilmiş tek parçalarıdır. M. Vetoshkina tarafından tasarlanan kale 1778 yılında, Prens Grigory Potemkin egemenliği döneminde yapılmaya başlanmıştır. 1787 yılında şehre gelen İmparatoriçe 2. Katerina’ya teslim edilmiştir. Kalenin amacı 18. yüzyılda jeopolotik ve stratejik önemdeki Kherson şehrini savaşlardan korumaktı.

Kalenin mimarisi askerlerin gelebilecek her açıdan saldırıya karşı korunmasına olanak sağlıyordu. Mahzende uzun süren kuşatmalara karşı açılmış gizli tüneller bulunur. Kherson Kalesi yalnızca Kherson’un değil, Ukrayna’nın karadenize olan tüm kıyısını korumaktaydı. Tarih içerisinde yaşanan birçok savaş riskine rağmen kale hiçbir savaşa girmemiştir. 1835 yılında 2. Nicholas’ın emri ile şehrin özel mülk kapsamına alınmıştır. Bu dönemde kalenin birçok bölümü şehrin merkezinde inşa edilecek evler uğruna satılmıştır.

Günümüzde ise kalenin yerinde yalnızca kalenin kuzey kapısı Moscow ve doğu kapısı Ochakova bulunmaktadır. Kalenin etrafında eski mezarlara da rastlanmaktadır. Yer altı tünellerinde bir tanesinin girişi de ziyaretçilerin görebileceği şekilde açıktır. Ayrıca kalenin en eski binalarından olan Arsenal isimli bina şuanda şehrin cezaevi olarak planlanmaktadır.

Perekop Caddesi’nde Komsomolsk Parkı’ı içerisinde bulunan kale kalıntılarına şehir merkezinden yürüyerek veya toplu taşıma ile ulaşmak mümkündür. Lenin Parkı’nda bulunan duraktan buraya gelen araçlar kalkmaktadır.
 

Kherson Çevresi Doğal Bölgeler


 

Oleshky Kumulu veya Kherson Çölü olarak bilinen kumul alan Ukrayna’nın en büyük kumuludur.Bazılarına göre Avrupa’nın tek çölü olarak da kabul edilmektedir. Kherson Oblast bölgesinde bulunan kumul, Kherson’ın 30 km doğusunda bulunmaktadır. Bölgede bulunan kumlar her zaman varolmuş olsa da bölgenin şuanki çöl görünümüne dönüşmesi 19. yüzyılda Askania Nova vahşi yaşam koruma alanı kurucusu, Baron Friedrich Fazl-Fein’in bölgeye yaklaşık 1 milyon koyun getirmesi ile gerçekleşmiştir. Koyunların bölgede bulunan tüm bitkileri yemesiyle erozyon ve rüzgarın etkisi ile kum alan genişlemiştir. 20. yüzyılda bu çöl bölgesinin genişlememesi için ağaçlandırma başlamış ve şuanda dünyanın en büyük yapay ormanı olarak kabul edilen orman ortaya çıkmıştır. Kherson’dan 1 saatlik otobüs yolculuğu ile Nova Khahovka’ya ulaştıktan sonra bir taksiye binerek Oleshky Kumulu’na ulaşmak mümkündür.

Asknaia-Nova, Avrupa’nın en büyük ve en eski biyosfer arazilerinden biridir. Ukrayna’nın 7 Harikası arasında sayılmaktadır ve UNESCO’nun uluslararası biyosfer koruma alanlarından biridir. 19. yüzyılın sonlarında Baron Friedrich Falz-Fein tarafından vahşi yaşamı koruma amacıyla oluşturulmuştur. Günümüzde birçok benzersiz hayvan türüne ve egzotik bitki çeşitlerine ev sahipliği yapmaktadır. Gerçek bir açık hava müzesi olan alanı gezmek için safari veya minivan turlarına katılabilirsiniz. Asknaia-Nova’ya Kherson üzerinden ulaşmak toplu taşımayla mümkündür ancak çok kolay değildir. Bu nedenle gitmeden önce turları araştırmanız ve bir tur ile gitmeniz daha rahat olacaktır. Tek gitmek istiyorsanız ise ilk önce 1.5 saatlik otobüs yolculuğuyla Nova Khahovka’ya oradan da 1 saatlik taksi yolculuğu ile bölgeye ulaşım vardır.

Karadeniz Biyosfer Rezervi, Ukrayna’daki en büyük biyosfer rezervidir. 20. yüzyılın başlarında Kherson yakınlarındaki Karadeniz kıyısında kurulmuştur. Oldukça geniş bir araziye yayılan rezervde kendine özgü adalar, muhteşem bahçeler, ıssız bozkırlar, küçük kumullar ve birçok hayvan ve bitki türü bulunur. Muhteşem doğa manzaralarının yanında burada bulunan kaplıcalar da turistlerin ilgi odağı haline gelmiştir. Yıl boyunca su sıcaklığı ortalama 65 derecedir. Kherson’dan rezervin çevresinde bulunan Golaya Pristan Merkezi’ne 30 dakikalık bir otobüs yolcuğu ile ulaşım sağlanabilmektedir.