Malta, Avrupa’nın en ufak ülkelerinden bir tanesi ve bizce aynı zamanda en güzel adalarından da bir tanesi. Malta, ana kara Malta, Comino ve Gozo’dan oluşan bir ülke. Yerleşimin en yoğun olduğu yer ana kara ve biz de burada, Sliema bölgesinde kaldık. Bu bölgenin Malta’nın en iyi bölümü olduğunu söyleyebilirim. Airbnb üzerinden kiraladığımız evimizde inanılmaz bir manzaramız vardı.
Malta’nın başkenti Valetta. Başkente bu adın konulmasında atalarımızın payı büyük. Şehrin adı, Osmanlı’nın saldırı girişimini geri çeviren Malta Şövalyeleri tarikatının büyük ustası Jean de Valette’dan alındı. Evimizin tam karşısından Valetta’ya geçen tekneler kalkıyordu ve bizi 15 dakikada Valetta’ya ulaştırıyordu.
Valetta tam anlamıyla sokaklarında kaybolacağınız bir Orta Çağ şehri. Cumbalı evleri, düzenli yapılaşması, kum rengi binalarıyla çok güzel bir şehir.
,
Bir Orta Çağ şehri olduğundan dolayı her tarafı surlarla çevrili. Özellikle kalenin ve Aşağı ve Yukarı Kışla (Barracks) olarak adlandırılan bölgelerden çok güzel manzaralar veriyor.
Malta bir ada olduğundan deniz kenarında çok güzel bölgeler bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de adanın doğu ucunda yer alan balıkçı kasabası Marsaxlokk. Bu güzel kasabaya erişmek için Valetta’dan 40-45 dakikalık bir otobüs yolculuğu yapmanız gerekiyor. Kasabada deniz kenarında dolaşmak çok zevkli ancak merkezden denize girmek pek mümkün değil. O nedenle 20-25 dakikalık yürüme mesafesinde bulunan doğal bir koy olan St.Peter’s Pool’a gittik. Buraya giderken su ve yiyecek almak gerek; çünkü çevrede bunları alabileceğiniz bir dükkan bulunmuyor.
Malta’nın en güzel ama aynı zamanda en turistik, yani kalabalık, yüzme yeri ise Comino adasında bulunan Blue Lagoon. Bu adaya gitmek için Valetta’dan adanın batısına doğru bir otobüs yolculuğu ve oradan da 20-25 dakikalık bir tekne yolculuğu yapmak gerekiyor. Sabah saatlerinde gitmekte fayda var; çünkü sonrasında çok kalabalık oluyor. Blue Lagoon’dan kısa yürüme mesafelerinde daha dinlendirici yerler bulmak mümkün.
Malta’daki bir diğer ada ise Gozo. Burası ana karaya en uzak olan ada; ancak buna rağmen yerleşim oldukça yoğun. Ada merkezinde yaşlı teyzeler evlerinin önlerinde oya işleri yaparak geçimlerini sağlıyorlar. Bizim rastladığımız teyze oldukça konuşkan ve sıcakkanlıydı.
Gozo’nun en batı ucunda dünyaca ünlü Azure Penceresi (Azure Window) yer alıyor. Kendiliğinden oluşmuş bu doğal şekli ziyaret etmek isteyenler nedeniyle bu bölge oldukça popüler. Aynı zamanda bu bölgede birçok doğal sualtı mağaraları da bulunuyor ve bu nedenle de özellikle sualtı dalışı konusunda popüler alanların başında geliyor.
Sonuç olarak Malta yaz tatili için çok iyi bir seçenek. Bir yandan denizin tadını çıkarabilirken, bir yandan da şehir tatili yapabiliyorsunuz. Bizim daha gezemediğimiz birçok yeri kaldı. Özellikle milattan önceki zamanlardan kalma birçok tapınak ve yerleşim yeri mevcut; ancak buraları gezmeye vaktimiz kalmadı ne yazık ki. Artık bir dahaki sefere :)