Amsterdam Seyahati

Amsterdam, ismini kentin kuzeyinden gelip Kuzey Denizi'ne dökülen Amstel Nehri'nden alır. 750.000'i bulan nüfusu ile ülkenin en kalabalık kenti olan Amsterdam, Hollanda'nın başkentidir. Ünlü su kanallarıyla küçük adalara bölünen Amsterdam 12. yüzyılda Amstel nehrinin kıyılarında bir balıkçı köyü olarak kurulmuş ve günümüzde yıllık 3,5 milyonluk turizm hacmiyle Avrupa'nın ilk 10 turistik kentinden biri olmuştur.

Amsterdam; yeşilliği, suyu, olağanüstü tabiatı ve 17. yüzyıldan kalma tarihi binalarıyla kozmopolit ve mükemmel bir kenttir. Özgürlükçü duruşu ve büyüleyici atmosferi kenti cazibe merkezi haline getirmiştir.

Amsterdam mutlaka görmeniz gereken ve hiç abartısız adeta sudan inşa edilmiş bir kenttir. Üçte biri su ve göllerle kaplı kentin tamamı yumuşak ve nemli bir zemine oturmuştur. Sahip olduğu çok sayıda su kanalı Amsterdam'a "Kuzey'in Venedik'i" unvanını kazandırmış.

Su seviyesi altında kaldığından dolayı, dünyada kumulların ve su kanallarının üzerinde yüzen başla bir şehir yoktur. İnsanı şaşırtan bir şekilde şehir merkezi birbirine köprülerle bağlanmış 19 adacıktan oluşuyor. Bu kentte her çeşit yüzen eve rastlamak mümkün. İnanması zor olsa da, birçok insan bu evlerde yaşıyor.

Amsterdam Schiphol Havalimanı'ndan Şehir Merkezine Ulaşım

Havalimanından tren ile şehir merkezine ulaşmak isterseniz havalimanı istasyonundan binip Central Station'a kadar gitmeniz gerekecek. İstasyonda makinalardan tren bileti alabilirsiniz. Central Station şehir merkezine çok yakın ancak direkt müzeler bölgesine gitmek isterseniz otobüs kullanmanızı öneririm. Hemen havalimanının önündeki duraklardan 197 numaralı Centrum otobüsünü kullanabilirsiniz. Rijksmuseum durağında inerseniz her yere yürüyerek ulaşabileceğiniz bir mevkidesiniz demektir.

Bisiklete binmek Amsterdam'da günlük hayatın bir parçası haline gelmiştir. Araç yoluna paralel şekilde uzanan bisiklet yolları sayesinde dilediğiniz her yere kolayca ulaşabilirsiniz. Her yerde bisiklet parkları var, ailelerin çocuklu olası ise bisiklet binmelerine kesinlikle engel değil. Bisikletlerin önüne ve arkasına taktıkları aparatlar ile 4-5 çocuğu bile aynı anda gezdirebiliyorlar : )

Biz de kiraladığımız bisikletlerimiz ile neredeyse tüm Amsterdam'ı baştanbaşa gezdik. Çok zevkli olduğunu itiraf etmeliyim. Özellikle ülke düz olduğundan uzun süreli bisiklet binmenin hiç yorucu olmaması bunda en büyüm ekten. Amsterdam'da neredeyse her köşe başında bisiklet kiralayabileceğiniz dükkanlar var. Saatlik kiralayabileceğiniz gibi 15 EUR karşılığında günlük olarak da kiralayabilirsiniz.

Amsterdam mutfağı kent sakinlerine ve ziyaretçilere uluslararası tüm tatları sunan zengin bir menüye sahip. Amsterdam'ın genel yemek kültüründe et ve patates başrolde. Özellikle akşam yemeklerinde bu tip yemekler yiyeceğiniz restoranlar kentin her yerine dağılmış. Öğle yemeklerinde ise genellikle pancake tercih ediyorlar. Ancak kentin geneline bir Endonezya mutfağı dağılımı da söz konusu. Hollanda'nın eski bir sömürgesi olan Endonezya'nın mutfağı şehrin neredeyse her sokağında kendine bir yer bulmuş.

Ancak yemek kültürü diyince bence Amsterdam'ın göz bebeği kesinlikle peynir olmalı. Her sokakta mutlaka bir "cheese shop" yani peynir dükkanı var. Bu dükkanlarda sınırsız peynir tadımı yapabileceğiniz gibi, beğendiğiniz peynirleri satın alabiliyorsunuz.

Nedense Hollanda denilince akla ilk rüzgar değirmenleri gelir. Ancak her kafanızı çevirdiğiniz yerde bir değirmen göreceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz demektir. Amsterdam merkezinde 8 tane değirmen var, bunlardan sadece 2 tanesi gezilebiliyor.

Amsterdam'da Nerelere Gidilir?

Amsterdam küçük bir kenttir ve yürüyerek kolayca gezilebilir. Kent merkezi ilk bakışta hiçbir plana sahip olmayan, daracık caddelerden ve kanallardan oluşmuş bir labirent gibi görünebilir. Ancak kentin planı bir örümcek ağının hatlarını andırır, bir kez bu yapının nasıl kurulduğunu anlarsanız etrafı dolaşmanın hiç de zor olmadığını görürsünüz.

Kenti gezmenin en iyi yollarından biri "I amsterdam card" satın almaktır. Bu kart ile toplu taşıma araçlarına ücretsiz bindiğiniz gibi birçok müzeye de bedava girip birçoğuna da indirim kazanabilirsiniz. Ücreti 40-45 EUR civarında. Eğer müze gezmek gibi bir niyetiniz yoksa çok mantıklı değil, bilginize.

Museumplein

Pek çok ziyaretçinin Amsterdam'a geliş nedeni olan müzeler bölgesine Museumplein deniyor. Burada Avrupa'nın en önemli üç sanat koleksiyonu, ziyaretçilerin birinden çıkıp diğerine gidebileceği kadar yakındır. Bunlar; Rijksmuseum, Van Gogh Museum ve Stedelijik Museum'dur.

Rijksmuseum

Rijksmuseum dünya çapında en kapsamlı Hollanda sanat eserlerini barındırmakla gurur duyar. Müzeyi gezmeyecek olsanız bile sadece müze binasını görmek için bile bu meydana gelmelisiniz.

Rijksmuseum hemen önündeki meydanda ünlü "I amsterdam" yazısı bulunuyor. Bu büyük yazının önünde binlerce kişi resim çektirmek için yarışıyor desem abartmış olmam sanırım. Tabi biz de bu curcunadan geri kalmadık : )

Vondelpark

1865 yılında kurulmuş olan bu park Amsterdam'ın akciğerleri olarak anılır. 46 hektarlık alana yayılan parkta yürüyüş yolları, bisiklet parkurları ve birçok gölet bulunur.

Qude Kerk, Amsterdam'ın en eski cemaat kilisesidir. Bina ilk yıllarda, yoksulların sığındığı ve tüccarların toplandığı bir yer olarak hizmet vermiş. Kiliseyi gezmek ücretsiz ancak kuleye çıkmak isterseniz 7 EUR vermeniz gerekiyor.

Amsterdam'da Köprüler ve Kanallar

Amsterdam'ın kanallar ile çevrilmiş bir kent olduğundan bahsetmiştim, doğal olarak da bu kanallar üzerinde sayısız köprüler bulunuyor. izim için ilk göze çarpan özellikleri köprülerin üzerinde sayısız bisikletin park edilmiş olması ve çeşitli çiçekler ile süslenmiş olması.

Kanal kıyısında dolaşırken, neredeyse bütün binaların dimdik yükselmediğini göreceksiniz. Binaların battığını düşünerek onların eğildiğini sanmayın; kanala doğru eğik olacak şekilde inşa edilen evlerde, çatılardaki vinçle eşya taşınırken eşyaların duvarlara hasar vermesi önlenmeye çalışılmış.

Amsterdam'daki en ünlü pazarlardan biri Singel Kanalı üzerinde kurulan Bloemenmarkt, yani çiçek pazarıdır. Bu pazarda satılan başlıca ürün lale soğanı ve tohumları.

Amsterdam'a müze gezisi için gitmediyseniz ve sadece sokaklarda yürüyorsanız birçok etkinlik sizi bekliyor. Neredeyse küçük - büyük her meydanda bir gösteri var. Ya amatör bir müzik grubu konser veriyordur yada stand-up yapan biri etrafında yüzlerce kişi toplamış kendi gösterisini sunuyordur. Açıkçası biz birçok gösteriyi izleyip çok da eğlendik...

Amsterdam kanallarının her biri birbirinden güzel manzaralar sunuyor, sokaklarda yürürken sürekli fotoğraf molası vermemek mümkün değil : )

Kenti görmenin en güzel yollarından biri de kanal gezintileridir. Köprülerin ve tarihi binaların çoğu geceleri aydınlatıldığından yemekli akşam turları da eğlenceli olabilir. Biz Amsterdam'daki son günümüzü tekne turu yaparak geçirdik. Central Station önündeki limandan bindiğimiz tekne yaklaşık 1 saat boyunca bütün önemli kanallardan geçerek bize Amsterdam'ın görmediğimiz yüzünü gösterdi.

3 gece 4 gün süren Amsterdam tatilimiz boyunca çok çok eğlendik, şehre aşık olduk diyebilirim. Bu güzel şehri gezmenizi kesinlikle tavsiye ederim ama sakın fotoğraf makinenizi yanınıza almayı unutmayın...

hayatgezinceguzell.blogspot.com.tr

Gülçin Kaymak Sağkol

Yazar Hakkında

Gülçin Kaymak Sağkol

Her fırsatta gezmek için fırsat kollayan, her yeri merak eden bendeniz gezip gördüğüm yerleri sizlerle paylaşmak için yazıyıyorum. Detaylı bilgileri bloğumda bulabilirsiniz...