Barselona Gezi Rehberi

Katalonya bölgesinin en güzel şehirlerinden biri olan Barselona, Madrid’den sonra İspanya’nın en önemli ikinci kenti. Yaklaşık 1,6 milyon kişinin yaşadığı Barselona, İspanya’nın kuzeydoğusunda yer alan Akdeniz sıcaklığı ile görkemli bir tarihi bir arada tutabilmiş bir şehir. Tarihi binalar arasında göze çarpan geometrik şekillerdeki yapıları, farklı bina süslemeleri ve heykelleri ile birçok Avrupa kentinden farklılaşıyor.

İspanya’da toplam 17 özerk yönetim var. Ama bunların en önemlileri Bask, Katalonya ve Galisya. Katalonya ise içlerinde en milliyetçi olanı. Katalonya bölgesi sanki İspanya içinde farklı bir devlet gibi. İspanya toplam nüfusunun %15’i Katalan ve 1,6 milyonu da Barcelona’da yaşıyor. Diktatör Franco döneminde, kendi dillerini konuşmaları yasaklanmış. Bunun ardından milliyetçilik duyguları daha da kabarmış. “Nerelisiniz?” sorusuna asla “İspanyoluz” cevabı alamıyorsunuz, “Katalanız” diyorlar.

Burası tamamen özerk bir bölge yani içişlerinde tamamen kendi kendini yönetiyor. Sadece dış işlerinde İspanya’ya bağımlı. O kadar ki Katalan bölgesinde okullarda İspanyolca bile okutulmuyor.

Barcelona’nın olduğu bölgeye 2000 sene önce ilk olarak Romalılar geliyor. Buranın çevresini surlarla çevirip “Barcino” diyorlar. MÖ.197’de, Kartaca’ıları yenip 600 sene bu bölgeye hakim olurlar. 476’da Vizigotlar’ın eline geçen Barcino, Vizigotlara başkentlik yapar. 713 yılında Magribiler bölgeyi işgal edince, Katalonya bir dönem Kuzey Afrika yönetimine girmiş. 801’de Frankların bölgeye girmesi ile üstünlüğü de Franklar alıyor ve Magribiler bölgeden çekiliyorlar. Bu dönemde; Pelos adındaki bir derebeyi, Barselona kontu oluyor ve burada 500 sene sürecek olan bir hanedanlık kuruyor. Bu hanedanlık ta Katalon ulusunun temelini teşkil ediyor. İspanya kralı V.Louis, Barcelona’ya Magribi saldırısı devam ederken yardım göndermemiş. Bunun üzerine 988’de Barcelona kontları da bağımsızlıklarını ilan etmişler. Barcelona’da en büyük ilerleme ve genişleme 13.-15.yy’lar döneminde görülür. Günümüzdeki birçok katedral, saraylar ve anıtlar bu dönemden kalmadır.

Barcelona Picasso, Miro, Dali ve Gaudi gibi çok büyük sanatçıların da vatanıdır. Bu sanatçıların eserlerine gerek yolda yürürken gerekse müzelerde çok sık rastlayacaksınız.

İspanyol Köyü denilen Poble Espanyol ise İspanya'nın değişik bölgelerinden mimari örneklerin birebir kopyalarının bulunduğu 1929 senesinde yapılmış yapay bir bölge ama kesinlikle görülmeye değer. Ortada da kermes alanı gibi bir alan kurmuşlar ve burada daha çok yerel ürünler satılıyor. Zeytin, turşu, peynir, şarap gibi ürünleri hem tadabilir hem de satın alabilirsiniz.

Gaudi, Picasso, Dali, Miro ve Barcelona

Artık Barselona’yı keşif vakti! Şehri keşfetmeye başlamak için en doğru yer Catalunya Meydanı (Plaça de Catalunya). Ortasında heykellerin ve çevresinde pek çok sokak sanatçısının bulunduğu meydan, Barcelona’nın en eski meydanlarından.

Plaça Reial, 1850’lerden kalma Barselona’nın en canlı meydanlarından biri. Bu meydandaki Neo-Klasik lambalar da yine Gaudi’nin tasarımı. Bu meydan Madrid’teki Plaza Mayoru andırıyor. Barselona kontlarının ikametgâh yeri olan Kraliyet Sarayının merdivenli kapısı da bu meydana bakıyor.

Buradan methini çok duyduğumuz Bari Gotic’e (Gotik Mahalle) gidiyoruz. Bu Gotik mahallenin dar sokaklarında dolaşırken kendinizi ortaçağda yaşıyor gibi hissedecek ve her sokakta farklı bir sürprizle karşılaşacaksınız.

Barcelona’yı gezmenin diğer bir yolu ise City Bus bileti alıp, burada belirlenen rotalar üzerinde ilerlemeniz. Nasıl olsa otobüse istediğiniz yerde inip binmeniz serbest.

Barcelona, ortaçağdan kalma havasıyla, çılgın mimari eserleri ile, Gaudi’si, Picasso’su, Miro’su ve Dali’si ile, geniş La Ramblas caddesi ile sizi bir şekilde büyüleyecek bir kent.

Burada ki otel seçeneklerinden de biraz bahsedelim. Neoklasik bir binada yer alan Majestic Hotel & Spa Barcelona GL oteli oldukça güzel bir konumda yer alıyor. Hemen hemen tüm ulaşım olanaklarından yararlanabileceğiniz gibi, birçok tarihi mimarilere ve müzelere de yakın. Tercih listenizde bulunması gereken otellerden biri. HCC Taber oteli ise biraz daha makul fiyatlı olmakla birlikte, müzelere ve tarihi mimarilere yine Majestic Hotel kadar yakın diyebilirim.

Plaza Catalunya’nın köşesinde yer alan Victoria City Center Barcelona oteli, Barselona’nın tarihi dokusunun tam ortasında bulunuyor. Bunların yanında ünlü La Rambla Bulvarı üzerinde bulunan birçok mağaza, restoran, sanat galerileri ve eğlence mekânları da Victory City’e gayet yakın bir konumda. Las Ramblas ve Gaudi’s Palau Güell’e 50 metre mesafede bulunan Happy Apartments, yine merkezi bir konumda yer alan otellerden bir diğeri.

Bunların yanında daha fazla otel seçeneğine bakmak istiyorsanız buradan booking.com’a girerek Barselona otellerine göz atabilir, isterseniz rezervasyon yaptırabilirsiniz.  

Kentin kalbi La Ramblas

Barselona denince ilk akla gelen cadde olan La Ramblas’ın bir ucu da Catalunya meydanına açılıyor. Kentin en hareketli bölgesi olan La Ramblas caddesinin ortası yayalara, her iki yanında yer alan şeritler ise araç trafiğine ayrılmış durumda. Caddenin yayalara ayrılmış olan bölümünde çok sayıda çiçekçi, müzisyen, sokak sanatçısı mesleklerini icra ediyor. Günün her saati kalabalık olan caddenin ara sokakları bar, restoran ve cafelerle dolu. Özellikle de akşam saatlerinde bu bölge en canlı saatlerini yaşıyor.

Barcelona’da hayat çok geç başlıyor ve geç sona eriyor. Öğlen saat 14:00 civarı Barselonalıların siesta zamanı... Dükkanlar, saat 13:30 ile 16:00 arasında kapanıyor. Eczaneler bile... Dışarıdaki kalabalık bu saatlerde yerini sokaklarda gezen turistlere bırakıyor. Barcelonalılar için öğlen yemekleri çok önemli. Genelde evlerine gidip aileleri ile yemek yemeği ve dinlenmeyi tercih ediyorlar. Ardından saat 17:00 civarında dükkanlar tekrar açılıyor ve saat 20:00’ye kadar açık kalıyor. Bu saatten sonra şehir daha da bir hareketleniyor.

Barcelona halkı geceye Tapas yiyerek ve birkaç kadeh içki içerek başlıyor. Barcelona’da en çok yenen Tapas, bizdeki meze kavramına yakın. Restoranların büyük çoğunluğunda ise yemek öncesi taze domates ezmesi sürülmüş ekmek ikram ediliyor.

Asıl akşam yemeği saati ise saat 22:00 civarı. Bu saatten önce genelde restoranlar boş oluyor. Siz de akşam yemeği için deniz ürünleri, patatesli omlet ya da Paella tercih edebilirsiniz. Yanında da sürahi ile Sangria sipariş edebilirsiniz.

Gece kulüpleri ise gece yarısı saat 02:00 gibi hareketleniyor.

Gece kulüplerini tercih etmeyenler için bir diğer seçenek ise şehrin en görkemli binalarından biri olan Montjuic Milli Sarayının (şimdilerde Katalonya Milli Sanat Müzesi) önünde akşam saatlerinde yapılan ışık ve müzik eşliğinde yapılan su gösterisini izlemek.

La Ramblas Caddesi'nin diğer ucuna kadar yürüdüğünüzde Akdeniz’in kıyısına varıyorsunuz. İstiklal caddesini andıran bu caddenin sonunda marinayı ve Kolomb heykelini görebilirsiniz.

60 metre yüksekliğindeki heykel, Kolomb’un 1493 yılında Amerika’dan dönüşünde yanındaki altı Karayipli ile birlikte karaya ayak bastığı yere yapılmış. Parmağı ile Amerika’yı işaret eden anıt, Gaieta Buigas tarafından 1888 Evrensel Sergisi için tasarlanmış. Cüzi bir ücret karşılığında anıtın tepesindeki platforma çıkmak ve kenti tepeden izlemek mümkün.

Kolomb Anıtı yakınlarındaki tersane ve denizcilik müzesi de vaktiniz bolsa ziyaret edebileceğiniz seçenekler. Anıtın hemen karşısında ise Place del Portal de la Pau yer alıyor ve buradan kırlangıç anlamına gelen “Golondrina” denilen çift katlı tekneler kalkıyor. Bu teknelere binerek, Barselona limanı ve çevresini gezmek mümkün. Bu programda yarım saatlik kısa tur ya da 1,5 saatlik uzun tur tercih edebiliyorsunuz.

Kolomb heykelinin sol tarafındaki Yeni limanda (Port Vell) ise Avrupa’nın en büyük akvaryumlarından biri olan L'aquarium Barcelona yer alıyor. Bu akvaryumda en hoş şey, dört bir yanınızın akvaryum ile çevrili olduğu tünelden geçmek.

Barselona’da Ulaşım

Barcelona’yı gezmenin en iyi yolu yürümek. Ama yürümekten yorulurum diyenler için müjde! Kente toplu taşıma çok düzenli. Otobüs ağı oldukça geniş. Metro ise 5 farklı hat olarak çalışıyor. Çoklu kart alırsanız hem metroda, hem de otobüslerde kullanabilirsiniz. Bir diğer alternatif ise sarı-siyah renkli taksiler. Eğer tepesindeki ışık yeşil ise boş olduğu anlamına geliyor.

Bunun yanı sıra, Barcelonalılar da diğer Avrupa kentleri gibi ulaşımda bisikleti çoklukla tercih ediyorlar. Şehrin her yerinde bulunan Bisiklet istasyonlarından bisiklet alıp kullanmak mümkün. Aylık ya da yıllık bisiklet kartı alarak bu hizmetten yararlanabiliyorsunuz. Üstelik bisikleti aldığınız yere bırakmanız da gerekmiyor. Tabii bisiklet yollarının da güzelliğinden bahsetmemek olmaz.

Barcelona’yı gezmenin diğer bir yolu ise City Bus bileti alıp, burada belirlenen rotalar üzerinde ilerlemek. Nasıl olsa otobüse istediğiniz yerde inip binmeniz serbest.

Sanatçılar Kenti

Biz ilk akşam üzeri teleferik ile Montjuic Tepesi'ne çıktık. Buradan şehrin manzarası harika görünüyor özellikle de akşam üzeri. Bu dağın deniz tarafındaki yamacında Montjuic Kalesi bulunuyor. Şehrin diğer tepesi ise Tibidabo. Burası şehre yaklaşık 15-20 km uzaklıkta. Buranın zirvesinde bir kilise ve Barcelona’nın en eski lunaparkı var ama gidilmesi şart bir yer değil.

Ertesi güne Guel Parkı'na giderek başladık. Bu parkın tüm dizaynı ünlü hatta birçokları tarafından çılgın inşaatçı olarak nitelendirilen Gaudi’ye (1852-1926) ait. Gaudi’nin stili tüm diğer mimarlardan daha farklı. Aslında bu stili de tesadüfen bulmuş. O dönemki kraliçe başka bir ülkeden seramik sipariş veriyor. Ancak bunların tamamı yolda gelirken kırılıyor. Kırılınca da satan firma seramikleri geri almıyor. Gaudi de bu parkın tamamında kırık seramikleri kullanıyor ve farklı bir tarz yakalıyor. Gaudi, bu parkı yaparken yanında çalışan ustalar Gaudi’ye kalması için parkın içindeki pembe evi yapıyorlar. Gaudi bu evde yaklaşık 20 sene boyunca yaşamış. 1926 senesinde bir tramway kazasında hayatını kaybediyor. Şu an mezarı da Sagra de Familia’nın avlusundaymış.

Barselona’nın en güzel parkı Guel, mutlaka görülmesi gereken yerlerden.

Parkın tüm dizaynı, çılgın inşaatçı olarak da bilinen Gaudi’ye (1852-1926) ait. Stili ile diğer mimarlardan ayrılan Gaudi, bu pakta kullandığı stili de tesadüfen bulmuş.

Barcelona’nın simgesi olan Sagra de Familia, Gaudi’nin yapımına başladığı ama ölümünden sonra bile halen yapımı tamamlanamamış büyük bir eser.

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Casa Batllo da yine Gaudi’nin eserlerinden. Yine CasaBatlo’ya 200-250 metre uzaklıkta yer alan Le Pedrera da Gaudi’nin eseri.

Modernizmin öncüsü ve art nouveau tarzının mükemmel uygulayıcısı Gaudi, Barselona’ya çok değerli eserler bırakmış. Gaudi’nin eserlerinden sekiz tanesi (Park Güell, Palau Güell, Casa Milà, Sagra de Familia’nın “İsa’nın Doğuşu” cephesi, Casa Vicesn, Casa Battlo, Yeraltı türbesi ve Colonia Güell türbesi). Gaudi’siz bir Barcelona düşünmek neredeyse imkansız.

Barselonalılar ve İspanyollar

Barcelonalılar genel olarak İspanyollardan farklı. Barcelona halkı haklı olarak kentin mimarisi ve tasarımı ile övünüyor. Mesela İspanya denince akla gelen boğa güreşi ve flamenko dansı Barselona’da sevilmiyor. Burada Flemenko dansı yerine el ele tutuşup, halkalar halinde yaptıkları Sardana denilen dans çok popüler. Bu dansa cumartesi akşamları ve pazar sabahları Katedralin önünde, Pazar akşamları ise Placa Sant Jaume Meydanında denk gelebilirsiniz. Dansa telli ve nefesli çalgılar ile davul eşlik ediyor ve alandaki herkes dansa katılıyor.

İspanyol Köyü

İspanyol Köyü denilen Poble Espanyol, İspanya'nın değişik bölgelerinden mimari örneklerin birebir kopyalarının bulunduğu 1929 senesinde yapılmış yapay bir alan ama kesinlikle görülmeye değer. Bizdeki Miniatürk’ün İspanya versiyonuna benziyor. Ortada kermes alanı gibi bir bölüm kurmuşlar ve burada yerel ürünler satılıyor. Zeytin, turşu, peynir, şarap gibi ürünleri hem tadabilir hem de satın alabilirsiniz.

Biraz ortaçağ havası yaşamak isteyenler için en doğru adres Bari Gotic yani Gotik Mahalle. Bu mahallenin dar sokaklarında dolaşırken, her sokakta farklı bir sürprizle karşılaşabilirsiniz.

100.000 kişi kapasiteli Nou Camp Stadyumu Barselona’nın en dikkat çekici yerlerinden.

Picasso ve Barcelona

Barcelona ile birlikte tarihe geçmiş isimlerden biri de Picasso. Avinyo Caddesi adı verilen cadde karakteristik ve ilginç bir cadde olup adını Picasso’nun ünlü “Les Demoiselles d'Avignon” tablosundan almış. Picasso Müzesi ise ortaçağdan kalma daracık bir cadde olan Montcada Caddesi’nde bulunuyor.

Barcelona, ortaçağdan kalma havasıyla, çılgın mimari eserleri ile, Gaudi’si, Picasso’su, Miro’su ve Dali’si ile, geniş La Ramblas caddesi ile sizi bir şekilde büyüleyecek bir kent.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni