‘Esa la Rumba de Barcelona!’ ile kocaman bir merhaba diyorum. :)
Ortaokuldayken, gezelim görelim programlarına çok meraklı bir babam olduğu için, bir programda balkonları çok tuhaf bir ev görmüştüm. O yaştan hatırladığım kadarı ile köşede bir apartman, balkon demirleri siyah ve sanki üzerilerinde küçük insanlardan vardı. O güne kadar böyle bir ev hiç görmemiş küçük ben için o ev, yurtdışı idi, o insanları oraya koymak yapanın nasıl aklına gelmişti. Yaşım büyüdükçe bu evi görmek, benim yurtdışında ilk yapmam gereken asıl görevim haline geldi. Barselona’ya gidenler bilir ki, bu bahsettiğim ev Antoni Gaudi’nin 20. yüzyılın başında yaptığı Casa Mila (La Pedrera) adlı evi.
Barselona, İspanya’nın kuzeydoğu bölgesinde yer alan Katalonya (Catalunya) özerk bölgesinin başkentidir. Şehrin nüfusu, ülke genelinde yoğunluk bakımından Madrid’den sonra ikinci sırada yer almaktadır. Genel olarak Akdeniz ikliminin hüküm sürdüğü şehir, sahili de olması nedeniyle deniz turizminde ve limanı nedeniyle ticari olarak oldukça gelişmiştir.
Küçük bendeki etkisi, İspanya’ nın en gözde şehri olması ve özellikle bu evi görebilme hayali ile kongreleri kovalıyor iken, sonunda bir fırsat buldum ve koşarak gittim. Sokaklarında kaybolmak isteyeceğiniz ama şehrin düzeninin izin vermediği Barselona’ da nereleri görebiliriz?
Casa Mila (La Pedrera)
Elbette ilk olarak burayı anlatmalıydım. Şehrin merkezi olarak Passeig de Gracia üzerinde konaklama yaptığınızı düşünelim. Casa Mila, cadde üzerinde La Ramblas’ın ters istikametinde yer almaktadır. Antoni Gaudi’nin başyapıtlarından biri olarak kabul edilen bu apartman, 20. yüzyılın ilk yarısında tamamlanmıştır. Binayı gördüğünüzde, sanki dalgalanıyormuş gibi bir hisse kapılacaksınız. Gaudi özelikle bu duyguyu verebilmek amacı ile, balkon demirlerini dalga görünümü verecek şekilde düzenlemiştir. Özellikle bu cadde üzerinde konaklamanızı tavsiye ediyorum ki, yürüme mesafesinde yer alan tüm Gotik mimari eserlerini gece ışıklandırmaları ile de görebilirsiniz.
Casa Battlo (Battlo Evi)
Gaudi’ nin bir diğer muhteşem eseri, adeta Harikalar Diyarı’ndan çıkmışçasına renkli ve görkemli, şekerleme görünümlü bu evin, şimdiye kadar gördüğünüz en sevimli ev olacağına bahse girerim. Casa Mila’nın görkeminde olan ben dahi, buradan daha çok etkilendim. Yine aynı cadde üzerinde yer alan bu bina, metronun Passeig de Gracia durağından indiğinizde hemen karşınıza çıkmakta. Eskiden sıradan bir yapı olan bu binayı Gaudi 1904 yılında restore etmiş ve sonuç muazzam. Yanında bulunan Casa Amatler ve Casa Mulleras ile muhteşem bir görüntü sergilemekte.
La Sagrada Familia (Kutsal Aile)
Genelde kullanılan ismi ile ‘Bitmeyen Kilise’ olarak lanse edilen yapının inşaatına 1800’lü yıllarda başlanmış. İnşaatı 1883 yılında devralan Gaudi’nin trajik bir olayın ardından (tramvayın altında kalması) ölmesi sonucu yarım kalmıştır. Gaudi’ye göre, bazilikanın kulelerinin yapımında gökyüzü ve yeryüzü arasındaki iletişimin sembolize edilmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle, Gaudi’nin karmaşık tarzının çözülebilmesi ve dönemlerin teknolojik olarak birbirinden oldukça farklı olmaları, ayrıca yapımının yardımseverlerin sağladığı fon tarafından karşılanması nedeniyle halen tamamlanamamıştır. Bazilikaya Passeig de Gracia üzerinde yaklaşık 20 dakika yürüyerek ulaşabilirsiniz.
Park Guell (Guell Parkı)
Guell ailesinin zenginliğini göstermek amacıyla 1900-1914 yılları arasında yaptırdıkları park, 1925 yılında ziyarete açılmıştır. Antoni Gaudi tarafından yapılan parkın girişinde, kurabiye tadında mantara benzeyen iki sevimli bina sizi karşılamakta. Alanda mozaikler ile bezenmiş iki yolun ardından yine seramik ve mozaiklerden oluşmuş, dalgayı temsil edecek şekilde yapılmış banklar vardır. Buradan muhteşem deniz ve Barselona manzarasını da izleyebilirsiniz.
La Rambla (Rambla Caddesi)
Barselona’ daki en meşhur, ünlü markaların bulunduğu ve etrafı ağaçlar ile bezenmiş bu cadde, Passeig de Gracia üzerinden Plaça de Catalunya’ya yönünde ilerleyerek ortalama 10 dakika uzaklıktadır. Cadde üzerinde çeşitli tapas lezzetlerini tadayacağınız, paella yiyebileceğiniz çeşitli barlar da yer almaktdır. Sonunda ise, Kolomb’ un da br heykeli bulunmaktadır.
Catedral de la Santa Cruz (Barselona Katedrali)
Aynı zamanda Barselona Katedrali olarak da bilinen katedralin yapımına 13. yüzyılda başlanmış ve bina 15. yüzyılda tamamlanmıştır. Gotik mimarinin önemli eserleri arasında yer alan katedral, La Sagrada Famlia’dan daha büyüktür.
Museu de Picasso (Picasso Müzesi)
Yaşamının birçok döneminde Barselona’da yaşamış olan Pablo Picasso’nun en ünlü ve önemli eserlerinin yer aldığı müze, 1963 yılında kurulmuştur. Sanatçının çocukluğundan yetişkin ve yaşlılık dönemine kadarki yaklaşık 4000 eseri müzede sergilenmektedir. O dönemde yüksek lisans öğrencisi olduğum için öğrenci kimliği göstermiş ve 15 Euro olan giriş ücretini ödememiştim. Sizin de eğer öğrenci kimliğiniz var ise, şansınızı mutlaka deneyin derim.
El Bario Gotico (Eski Şehir)
Şehrin merkezinde yer alan, gotik mimari yapılar ile bezenmiş, dar sokaklardan oluşan bölgede gezerken hayran kalacak, köşe başlarında çello ve diğer enstrümanları çalan sanatçıları zevkle dinleyecek ve sanki zamanda yolculuk ediyormuşsunuz gibi bir hisse kapılacaksınız. =)
La Boqueria
La Rambla üzerinde yer alan bu pazarda, çeşitli taze meyveleri tadabilir ve meyve sularından deneyebilirsiniz (Çilek, muz ve hindistan cevizi karışımı =)).
Arc de Triomph (Triomf Kemeri)
Birçok Avrupa ülkesinde yer alan kemerlerle benzer olan Zafer Takı, 1888 yılından beri bölgede yer almaktadır.
Barselona Limanı
Şehrin yer aldığı bölgenin jeopolitik önemi açısından liman ticaretine uygun olması nedeniyle La Rambla’nın sonuna kurulmuş olan liman bölgesinde yemeğinizi alıp deniz kenarında yiyebilir (La Rambla girişinde yer alan marketten her gün sandviç veya makarna alırdım =)), kurulan antik eşya pazarını ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca, pazarın girişinde yer alan ve krep yapan dükkan görünümlü araçtan (Özel adı var ise bilmiyorum) mutlaka büyük, uygun fiyatlı ve bol çikolatalı kreplerden yemelisiniz.
Museu Nacional d’Art de Catalunya
Barselona’nın en gösterişli sarayı olan ve Plaça Espana üzerinden ulaşılan müze, 1929 yılında açılmıştır. Müzede 12. yüzyıldan kalma birçok Romanesk ve Gotik eser yer almaktadır. Müzede yer alan eserler Gotik ve Romanesk olmak üzere iki bölüme ayrılarak sergilenmektedir. Müzenin yer aldığı tepe ise, Montjuic olarak adlandırılmaktadır. Müzeye çıkan merdivenler ve alan kesinlikle görülmeye değerdir. Ayrıca, en güzel manzaralı Barselona fotoğraflarınız için de biçilmiş kaftandır. =)
Torre Agbar
Barcelona’ da yapımına 2001 yılında başlanan ve 2004’te tamamlanan Torre Agbar, 33 katlıdır. Binada 4500’den fazla pencere bulunmakta ve 144 metrelik yüksekliği ile Barcelona’nın en yüksek binası olarak sayılmaktadır. Binada çeşitli ofis alanları yer almaktadır.
Playa de la Barceloneta (Barcelona Plajı)
Barcelona Liman Bölgesi'nde yer alan plaj, turistler tarafından da yoğun rağbet görmektedir. Özellikle yazın bölgeye giderseniz hem tarih, hem deniz seyahatini birlikte yapabilirsiniz.
Salvador Dali’nin Evi
Döndükten sonra bu ev ile ilgili maalesef hiçbir bilgiye ulaşamamıştım, o nedenle hem konumunu hem de içeriğini özellikle belirtmek istiyorum. La Rambla’dan limana doğru giderken yolun sonundan karşıya geçmeden tam soldaki apartman. Dali’ nin onlarca eserinin yer aldığı küçük bir hazine taşıyan bu apartman dairesine gerçekten bayılacaksınız. Özellikle psikolog tüm arkadaşlarımın tablolardaki bilinçaltı betimlemelerini gördüklerinde hayranlık duyacaklarının garantisini veriyorum.