Çamlıhemşin Köyleri, Yaylaları, Köprüleri

Kaçkar Dağları'nın tepelerinden birinde, kartal yuvası misali yükselen Zilkale'de muhteşem ve yemyeşil çevre dağları, nehirlerle süslenmiş vadi manzaralarını kuşbakışı izledikten sonra Çamlıhemşin’e dönerken etraf her adımda daha da güzelleşiyor. Yeşil sanki daha mı yeşil yoksa ben mi doyamıyorum yeşile bilemedim. Yörenin çok dik yamaçlarına yapılmış evlere ulaşım, yörenin ve vadilerin sert coğrafyası ve yaşama getirdiği zorluklar yöre insanının çevik, zeki ve pratik zekalı olmasını sağlamış. Dereler üzerindeki tek kemerli taş köprüler işte bu zorlukları aşmak, ulaşımı sağlamak için yıllar öncesi düşünülmüş.

İkizdere, Fırtına Vadisi, Çamlıhemşin - Ayder Yaylası yolu boyunca bu tarihi kemer köprülerin birçoğunu gördük. Tarihi 18. yüzyıla kadar uzanan ve yörenin varlıklı kişileri tarafından yaptırılan bu köprüler yemyeşil güzelliklerin ardına gizlenmiş, adeta tarihten birer çizgi gibi. Yolumuzun üzerinde bunlardan birkaç tane daha var, ilk köprüde duruyoruz. Coşkuyla akan dere üzerine çalımla kurulmuş bu zarif köprüyü fotoğraflayacağız.

Mikron KöprüsüAşağışimşirli köyü yakınlarında, bölgedeki diğer köprülerle aynı mimari özellikleri taşımakta ve çok zarif bir 19. yüzyıl Osmanlı dönemi eseri. 30 metre uzunluğunda ve dere seviyesinden yaklaşık 12 metre yükseklikteki köprünün kemeri kesme taş, ayakları moloz, korkulukları ise briket örülerek yapılmış. İklim şartları ve derenin sel tehlikesi oluşturması nedeniyle ayak açıklıkları oldukça geniş inşa edilmiş.  

Mikron’un yanı sıra Ballıoğlu Mehmet Usta tarafından yapılan Kale (Hala) Köprüsü, Kabaoğlu Ahmet Efendi tarafından 19. yüzyılda inşa ettirilen Kadıköy (Özenkit) Köprüsü ve 18. yüzyıl yapısı Timisvat bu köprüler içinde en önemlilerinden birkaçı. Mikron Köprüsü de benzerleri gibi 1999 yılında Karayolları tarafından onarılarak yeniden yaya kullanımına açılmış.  

 Sonra karşımıza şipşirin bir köy çıkıyor. Bu köy hiç de yabancı değil, yerli dizi izliyorsanız siz de mutlaka hatırlayacaksınız. Hem komik hem düşündürücü hem de yörenin sosyal sorunlarını dile getiren, özellikle de yeşili korumaya yönelik Demet Akbağ, Erdal Özyağcılar gibi çok kıymetli oyuncuların rol aldığı dizi işte bu şipşirin köyde çekilmişti. Ben özellikle bu güzel yöreler ve bu sevimli köy için, buralara mutlaka gitmeliyim diyerek izlemiştim. (Sevdaluk)

Karadeniz’de özelliklede köylerde, yaylalarda çekilen tüm filmleri ve dizileri izlemek beni tarifsiz mutlu etmiştir her zaman. Bu diziden sonra köyün çok popüler olduğunu ve oldukça fazla yerli turist çektiğini de yine gazetelerde okumuştum. Köy muhtarı, köyün delikanlılarının hayatlarını bu köyde sürdürmelerini, yeni nesillerin burada yetişmelerini istiyormuş; haklı da... Bu köyde hatta bu yörelerde yaşamak ömrü uzatır.

Şenyuva Köyü
“Sevdaluk” türküleri, gurbet türküleri söylenen el değmemiş, doğal haliyle yemyeşil cennet bir köy. Fırtına Vadisi, Kaçkar Dağları, Ayder Yaylası, Huser Yaylası, Palovit Şelalesi, Kavrun Yaylası gibi dünyanın en güzel, en doğal güzelliklerine komşu köy. Filmde izlediğim evler, köy meydanı, hatta taş köprülerden biri, filmi izlerken ne büyük keyif aldığımı ve hep bu köye gelmek istediğimi hatırlattı bana. Bu köyden geçeceğimizi bilmiyordum ama hem bana sürpriz oldu hem de çok mutlu oldum.

Coşkuyla akan Fırtına Deresi, Çamlıhemşin, muhteşem bir kale, şipşirin bir köy ve tabii inanılmaz bir yeşillik, vadiler ve akan dereler ile bu cennet yöredeki gezimizi tamamlıyoruz. Hedefimizde nihayet çok merak ettiğim Ayder Yaylası var.

Yine muhteşem yollardan ilerlerken bu kadar yeşil bir arada nasıl olabilir diye düşünüyor, bir yandan da bu cennet ülkemdeki tüm yeşilimiz korunsun diye dua ediyorum.
 
  

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.