Umbria bölgesinin başşehriPerugia; Toscana bölgesindeki hemen her şehir gibi bir tepe üzerinde kurulmuş, yeni şehir ise aşağıda Tiber Nehri kenarında gelişmiş. Otelimize ulaşmak için epey tırmanıyoruz. Şehrin en tepe noktasında “tarihi eski şehrin merkezinde” restoran ve cafelere yürüyüş mesafesinde, güzel bir konumda ve 5 yıldızlı tarihi bir otel “Brufani Palace”.
Eski şehir ve 14. ve 15. yüzyıla ait tarihi binalar ihtişamlı, oldukça eski, ama birçoğu oldukça bakımsız ve tarih yorgunu olsa da dönemin sanat ve güzelliğini yansıtıyor. The Cathedral of S. Lorenzo, San Domenico, Dei Priori Palace, Vecchia Üniversite Binası şehrin en ünlü ve ihrişamlı yapılarından… Meydandaki 13. yüzyılda yapılmış olan çeşme “Fontana Maggiore” Ortaçağ İtalyan heykellerine güzel bir örnek.
Perugia’nın tarihi Etrüsk döneme kadar uzanıyor. Dönemin en eski Etrüsk ve üniversite şehri, şimdilerde ise İtalya’nın kültür ve tarihi bir sanat merkezi. Rönesans dönemi İtalyan ressamı ve Raffaello Santi'nin ustası, Perugino adıyla bilinen resim hocası Pietro Perugino ile ünlü ressam Pinturicchio ve ünlü mimar Galeazzo Alessi Perugia'da yaşamışlar.
Perugia’nın bir başka özelliğinden de söz etmeliyim… Çikolata sever misiniz? Kim sevmez ki… Bir de kilo yapmasa : ) Burası çikolata severler için bir cennet, zira şehir çikolatası ile ünlenmiş. Perugina firmasının ünlü Baci (öpücük) çikolatası buarada üretiliyor ve İtalya’nın en ünlü çikolatası. Artık ülkemizde her marka çikolata bulunuyor ama yapıldığı yerde yemek daha mı lezzetli, daha mı taze bilmiyorum. Ama pasta, şarap, tiramisu derken bir de çikolata… Bakalım kaç kiloyla döneceğiz. Neyse ki gezimizin bitmesine 2 gün var, Toscana yazı dizimin de sonuna gelmek üzereyiz.