Kafka’nın başarıyla yansıttığı bu şehir de Kafka’nın ruhunu yansıtıyor. Bu şehir kasvetli ama efsunlu ve insan da merak uyandırıyor. Kemerli köprüleri, köprülerin altından geçen sisli suların sakinliği, eski yapıları, gotik kubbeli kilise ve bazilikaları, dar sokakları, yağmurlu ve sisli havası… Mimari dokusunu hiç bozmamış bir şehir Praha. Mesela insanların yaşadığı evler 1800’lü yıllarda yapılmış olan gotik yapılar. Türkiye’de yaşayan biri için bunu hazmetmek gerçekten çok zor.
Masal kahramanı gibi yaşıyorlar, çünkü bence ev dediğin ya Toki’dir, ya Kiptaş ya da bilmem ne evleridir. Biz böyle gördük. Avrupa şehirlerini gezdikçe dönmek biraz daha zorlaşıyor. 100 kuleli şehir deniyor Praha’ya. Mistik bir şehir, hakkında birçok masal ve efsane var. Her köşesinde ayrı bir tiyatro, opera, dans, müze, sokak gösterisi olan ve masallardan fırlamış gibi bir şehir. Hem son derece gotik, hem de romantik olmayı becerebilen, büyüleyici şehir.
Prag'da tek başına küçük bir bütçe ile neler yapabilirsiniz ve kısaca gezilecek yerlerden bahsedicem size. Fotoğraflardaki miniğin adı Asya.
İşte Prag Gezilecek Yerler
Sokaklarda ve meydanlarda boş boş gezebilir, sokaklarında kaybolabilirsiniz.
Meydanlarda vakit geçirebilir, meydanlardaki sokak sanatçılarını dinleyebilir ve aşağıdaki gibi hafif hafif sallanarak dans edebilirsiniz:)
Bir birinden kasvetli ve gotik yapılara hayran hayran bakabilir hatta aşağıdaki gibi delirebilirsiniz..
Meydanlarda canlı ve mekanik gibi davranan mankenlerden oldukça fazla var ve önlerinden geçerken sizinle uğraşmadan geçip gitmenize asla izin vermiyorlar. Aşağıdaki gibi onları görmüyor ve duymuyor gibi ıslık çalarak hızlı adımlarla uzaklaşabilirsiniz.
Tüm şehri dolaşan eski tramvaya binebilir, şehirde küçük bir tur atabilirsiniz.
Bunun için biraz sıra beklemeniz gerekebilir.
Mutlaka Lenon duvarını görmelisiniz, burada şarkı söyleyen sokak sanatçıları çok başarılı, onları dinleyebilirsiniz.
Eğer para vermek istemiyorsanız yukarıdaki gibi yavaş adımlarla önünden geçebilir ve dinlemiyormuş gibi yapabilirsiniz
Durumu başkalarının anladığını fark ederseniz sevimli gülücükler atarak aşağıdaki gibi daha fazla arsızlık etmemenizi tavsiye ederim.
Sonuçta burası Avrupa, Türklüğün alemi yok. küçük de olsa emeğin ve sanatın hakkını aşağıdaki gibi:) vermenizi öneririm.
Yanınızda giderken bir kilit götürüp buraya o kilidi asabililir, asılmış kilitlerin üzerinde neler yazıyor okuyabilirsiniz. Bu kilitlerin anlamı, Praha’ya bir kez daha gelebilmeyi dilemek…
Eğer yorulduysanız, kemerli köprülerinden birinde mola verebilir, köprünün üzerinden sisli suyun sakinliğini izleyebilir ve dinlenebilirsiniz.
Dünyanın en dar sokağını görmeden ayrılmayın oralardan, hafif tombul bir insanın bile zor sığdığı bir sokak ve yaya ışıkları var, yeşilse ilerliyorsunuz aksi durumda iki kişi sıkışıyor.
Tek başınıza sıkıldıysanız sosyalleşmek ve biraz dinlenmek için milli parkları ziyaret edebilirsiniz. Parklarda elmaları dökülmüş bir sürü elma ağacı var. Arada da atıştırabilirsiniz.
Güzel bir iletişim kurmuşsanız belki Türkiye’ye tek başınıza dönmezsiniz:)
Son olarak dans eden evi ziyaret edin, insanın başını döndürüyor ve her an devrilecekmiş gibi görünüyor.
