Dünya'nın En Yüksek Başkenti Lhasa

Kathmandu’dan 1 saat 25 dakikalık muhteşem bir uçuş sonrası Lhasa’ya ulaştık. Havaalanı ile Lhasa şehir merkezinin arası 40 kilometre. Ancak yol beklemediğimiz kadar düzgün. Havaalanı, yol ve köprüleri Çinliler yapmış. İnşaat biteli 3-4 yıl olmuş. Anlaşılıyor ki, Çin buraya çok önemli yatırımlar yapıyor. “Hayra alamet mi” acaba?..

Yine şehir içindeki Pekin caddesi çok geniş, İstanbul'daki Barbaros Bulvarının iki katı genişliğinde neredeyse... Ayrıca yeni yapılan pek çok modern otel inşaatları da dikkatimizi çekiyor.

İlk olarak Mandala Otel’e geldik ve yerleştik. Biraz dinlendikten sonra otele yakın bir restoranda yemeğe gittik.

Mutfakları Çin mutfağı ağırlıklı olsa da, Nepal mutfağının da etkileri görülebiliyor. Yemek sonrasında yürüyerek biraz kenti dolaştık.

Tibet dünyanın çatısı olarak adlandırılıyor. 2 milyon civarında nüfusa ve 1228400 km2 yüzölçüme sahip olan Tibet, 1950’de Çin Halk Cumhuriyeti tarafından işgal edilmeden önce, dünyadan ayrı kalmayı seçen kendine özgü bir ülkeydi. Kendi dillerini konuşan kendine has bir bölgeydi. Ülke ekonomik açıdan son derece geri kalmıştı.

Çinliler, işgal sonrasında başında Dalai Lama’nın bulunduğu teokratik yönetime son verdiler ve Dalai Lama’yı ülkeden gönderdiler. Ülkeye yeni yollar, hastaneler, köprüler ve okullar inşa ettiler. Kendine has bir kültürü olan Tibet’i modernleştirmeye giriştiler.

1959’da Lhasa’da başlayan ayaklanmanın bastırılmasından sonra, soyluların ve tapınakların mülklerini kamulaştırdılar. Tarım da kolektifleştirildi.

Tibet Budacılığına inanan halkın toplu olarak ibadetleri yasaklandı. Çin hükümeti 1980 ortalarında dinsel baskı politikasını kısmen hafifleterek ekonomik reforma gitti.

Tibet toprakları büyük dağ sıraları ile çevrili yüksek bir plato üzerinde yer alır. Bu platonun doğu – batı uzantısı 1.300 km boyunca uzanır ve denizden 4.000 metre üzerinde yüksekliği mevcuttur.

Bu sebeple nem oranı çok düşüktür. İklimi genellikle kuraktır. Havanın soğuk ve nemsiz olması sebebi ile tahılların 50-60 yıl saklanmasına olanak sağlar. Kurutulmuş çiğ et 1 yıldan fazla saklanabilir. Bölgede salgın hastalık ender görülür.

Eskiden köylülerle soylular arasında güçlü bir toplumsal ayırım varmış. Soyluluk babadan oğula geçiyormuş.

Tibet maden kaynakları bakımından zengin olmakla birlikte, ekonomik açıdan az gelişmiştir. Çetin arazi koşulları ve sert iklimi tarımın gelişmesini engellemiştir. Başlıca ürünleri buğday, mısır, arpa, kenevir, fasulye ve hardaldır.

Başkent Lhasa ise dünya’nın en yüksek başkenti. Denizden yüksekliği 3.600 m. Kent, dört bir yanı yüksek dağlarla çevrili geniş bir çukurluğa kurulmuş. Kış mevsiminde hava çok soğuk olduğundan, Tibet’in yüksek kısımlarında yaşayan Çinliler, Çin’e gidiyorlarmış. Nüfusu 400.000 kişi olan Lhasa’da da nüfus kış aylarında artıyormuş. Çünkü, Lhasa Tibet’teki diğer bölgelere göre daha ılıman. Bu nedenle de yüksek dağ bölgelerindeki çiftçiler, kış aylarında daha ılıman olan Lhasa’ya iniyorlarmış. Kış mevsiminin en sert yaşandığı dönem ise Aralık, Ocak ve Şubat ayları. Özellikle Ocak çok soğuk geçiyor ve bu dönemde nehir ve göller donuyormuş.Lhasa'da ulaşımı kolay kalabileceğiniz Lhasa Badacang Hotel ve InterContinental Lhasa Paradise gibi otelleri tercih edebilirsiniz.  

HÜSEYİN YILMAZ

Yazar Hakkında

HÜSEYİN YILMAZ

 1942 Sinop Ayancık doğumluyum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. Mecburi hizmet nedeni ile Hakkari, Yüksekova, Siirt’te görev yaptım.