Yazlık Saray Norbu Lingka, Lhasa

Yazlık saray Norbu Lingka, Tibetliler’in hazine olarak adlandırdıkları Lhasa Nehri'nin kuzey kıyısında yer alıyor. “Norbu Lingka” ise kelime anlamı olarak Tibet dilinde hazine bahçesi anlamına geliyor. Tibetliler bu sarayın bahçesine ise “The Pearl Park” yani İnci bahçesi diyorlar.

Bu saray 18. yy ortalarında 7. Dalai Lama sonrasında inşa edilmiş. 8. Dalai Lama’dan 13. Dalai Lama’ya kadar bu saray, yazlık saray olarak kullanılmış. Dalai Lama’ların asıl kullandıkları saray ise Potala Sarayı.

Çorak topraklar üzerinde yer alan Tibet’in en büyük botanik bahçesi de bu sarayın bahçesi. Toplam 360.000 metrekarelik bir alan üzerine kurulu olan bahçede yer alan saray ise tamamen Tibet stilinde inşa edilmiş.

Çok gösterişli olmayan bu sarayın toplam 374 odası bulunuyor. Biz ziyaret ettiğimiz dönemde sarayda restorasyon çalışması olduğu için maalesef içini gezemedik. Rehberimizin de belirttiği üzere sarayın içerisinde çok sayıda el yapımı antika Thangka ve değerli tablolar bulunuyormuş.

Botanik bahçesini ise gezme fırsatı bulduk. Bana göre çok çok etkileyici olmasa da, etrafa baktıklarında tek bir ağaç dahi göremeyen Tibetliler için gerçek bir hazine burası. O nedenle taktıkları isim buraya çok uygun... Hazine Bahçesi...

Bu sarayın girişinde de Tibet’teki tüm saray, tapınak ve manastırlarda olduğu gibi giriş kapıları üzerinde, iki tarafta da birbirinin aynısı olan iki hayvan figürü ve ortada yuvarlak bir motif var. Karşılıklı duran 2 hayvan, yapılan her iyi ve kötü şeyin kişiye geri döneceğini ortadaki yuvarlak motif ise karmayı temsil ediyor.

Bu sarayın bahçesinde yine çok sayıda bir elinde mani çevirip, diğer elinde tesbih çeken çok sayıda kişiyi görüyoruz. Büyük maniler ise üç çeşit; suyla dönen, rüzgârla dönen ve ateşle (ısı ile) dönen. Maniler her ne ile dönerse dönsün, dünyaya iyi enerji gönderdiklerine inanıyorlar. Banka içinde bile sıra beklerken manilerini çeviriyorlar.

Buradan çıkışta Pekin (Beijing) caddesine gidiyoruz. Bu cadde çok geniş ve çok bakımlı. Bu cadde üzerindeki yerel bir lokanta olan Yeti kafe ve restaurantta yemek yiyoruz. Burası geleneksel bir Tibet restoranı. Restoran girişinde “Burası geleneksel bir Tibet restoranıdır. Güzel ve lezzetli Tibet yemekleri, sağlıklı ve uygun fiyatlıdır. Kilo aldırmaz. Çabuk hazırlanır. Bütün yemekler anında hazırlanıp pişirilir.” yazıyor.

Yemekler gerçekten çok lezzetliydi. Özellikle yediğimiz yumurtalı yer fıstığı kızartması çok güzeldi. Yerfıstığı, önce çırpılmış yumurtaya, daha sonra una bulanıp kızartılmıştı. Yak eti ise bizdeki sığır etine benziyor ancak biraz daha sert.

Budistler genel olarak vejeteryan. O nedenle et içermeyen yemekleri çok daha lezzetli. Aslında vejeteryan olmaktan da son derece memnunlar. Bunun için de Tibetliler için çok önemli bir şahsiyet olan Guru Rimboche’ye şükran duyuyorlar. Buda’nın 2. reenkarnasyonu olduğuna inandıkları Guru Rimboche, et ve alkolü yasaklamış. Tibetliler “eğer Rimboche et ve alkolü yasaklamasaydı, şimdiye kadar pek çok hayvan ölecekti” diyorlar. Bazı Budistler et olarak belli zamanlarda sadece yak eti yiyorlar. Çünkü Yak (Tibet öküzü) büyük bir hayvan ve tek can alınarak pek çok insan beslenebiliyor. Ancak kesinlikle küçük hayvanları yemiyorlar. Özellikle de balıkları. Hatta bu sebeple bir çok nehirde avlanmak da yasak.

Restorandaki masalar aynı Çin’deki gibi. Ortada yuvarlak cam tabla var ve döndürülebiliyor. 4 kişi tüm cam tablayı Tibet lezzetleri ile donatmış olsak da içecekler dahil sadece 16 $ ödedik. Çok çok uygun fiyatlı bir restorandı.

Seyahatiniz sırasında Lhasa'ya ulaşımı kolay ve dağ manzaralı konaklama yerlerinden Lhasa Badacang Hotel ve InterContinental Lhasa Paradise otellerini tercih edebilirsiniz.

NURHAN YILMAZ

Yazar Hakkında

NURHAN YILMAZ

1951 İstanbul doğumluyum. Yıl içinde dönüşümlü olarak Sinop, Bodrum ve İstanbul’da yaşamaktayım.Küçük yaşlarda babamın mesleği gereği, Türkiye’nin pek çok farklı şehirlerinde yaşadım.