Gezgin Rehberler'in yeni rotası; Kırklareli'nin Demirköy ilçesinin Sarpdere Köyü sınırları içerisinde yer alan Dupnisa Mağarası. Dupnisa, Türkiye mağaralar literatüründe en çok bilinen mağaralar arasında yer alıyor. 2003 yılında turizme açılan mağara, Yıldız (Istranca) Dağları’nın derin vadilerinde yer alıyor. Mağaranın toplam uzunluğu 2720 metre ve 3'e ayrılmakta. Sulu, Kuru, Kız mağaraları olarak ayrılan mağara 12 ay boyunca turizme açık. Sulu Mağara ise 15 Kasım-15 Mayıs arasında yarasaların yoğunluğu nedeniyle turizme kapanıyor. Tüm gezginlerin bilgisine...
Mağaraya gidiş biraz zor. Hele ki bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun içerisinde ulaşmak ise daha da zor. Bozuk yollardaki çukurlarda cabası. Mağara tabelalarını takip ederseniz bulamayabilirsiniz çünkü bir müddet sonra mağara tabelasını göremiyorsunuz. Eğer aracınızda navigasyon var ise navigasyon üzerinden takip edin. Çok uzun uğraşlar sonunda mağara yoluna giriyoruz. Mağara yolunun tek girişi var. Mağaraya 1 km kala bir derenin üzerine ufak bir beton dökülerek yapılan geçitten geçiyoruz. Bu geçidin önemini yazının sonlarında sizinle paylaşacağız. Sonunda mağaraya varıyoruz. Yaz aylarında piknik yapılan bir bölge sanırım burası çünkü kafesi ve dışarıda oturma yerleri mevcut. Sağnak yağmurun hiç kesilmediğini de söylememiz gerek. ileriden mağaranın görevlisi geldi biletlerimizi aldık ve artık mağarayı görme vakti derken, mağaraya akarsunun yanından bir patika yol ile gidildiğini ve 3-5 dakika yürüyüş mesafesinde olduğunu öğrendik.
Üstelik bizden başka mağarayı görmek için gelen kimse yoktu. Yani mağarayı kendimiz geziyoruz görevli de bizimle birlikte gelmiyor. Mağaraya ulaşabilmek için ya dar çamurlu orman yolunu ya da taşlı olan akarsuyun içinden gidecektik. Biz havada soğuk olduğu için çamurlu yolu seçtik. Bir yandan da korkuyorduk çünkü eşim o zaman hamileydi ve arada ayağımız çamurdan dolayı kayıyordu. Akarsu kenarında ilerlerken taşların arasından mağaranın kapısına geliyoruz.
Derin bir sessizlik hakim kapıdan girer girmez gördüklerimiz karşında iyi ki gelmişiz diyoruz ve ilerliyoruz. Her geçtiğimiz noktada farklı farklı sarkıtlar var. İçeriye demirden merdiven yapılmış ve merdivenlerden yukarı doğru çıkıyoruz. Yukarı çıktıkca görsel şölen daha da artıyor.
Mağaraya girmeden önce görevli bize yol ormana çıkacak orada mağara bitiyor. Oradan tekrar geri dönün orman yolundan bu yağmurda inemezsiniz demişti ve merdivenlerden çıkarak ormana çıkıyoruz. Biraz temiz nefes aldıktan sonra tekrar çıkışa gitmek için mağaraya giriyoruz. Hiçbir sorun olmadan mağaraya girdiğimiz noktaya ulaşıyoruz. Oradan da patika yoldan arabamızın yanına geliyoruz. Fotoğraf makinemiz dahil olmak üzere sırılsıklam olduk diyebiliriz. Tam görevli arkadaşa güle güle demeye hazılanırken bize şunu sormaz mı?
Size yazının başında betondan yapılmış bir geçiş yolundan bahsetmiştik. Mağaradan çıkışımız saat 16.00 gibiydi. Görevli yağmur çok yağdığından ve bu saatten sonra kimsenin de gelmeyeceğini düşündüğünden dolayı artık bende gideyim diyor buraya kadar her şey normalmiş gibi görünüyor. Görevli arkadaş bize yağmur çok yağdığı için üstü beton ile kaplanmış derenin taştığını ve araçların geçemediğini söyledi. Üstelik başka alternatif yolda yok. Görevli arkadaşa bu şimdi mi söylenir der demez hemen yola koyuluyoruz. 1 km. sonra dereye ulaşıyoruz. Neyseki su yükselmiş ama geçemeyeceğimiz kadar değil hemen ordan geçip rahat bir nesef alıyoruz. Artık yolumuz düzgün derken İstanbul'a doğru yola çıkıyoruz. Pat bir polis çevirmesine yakalanıyoruz. Olabilir her şeyimiz tamam sıkıntı yok gerekli kontroller yapıldıktan sonra polis memuru bize gideceğimiz yol üzerinde aşırı yağmurdan dolayı heyelan olduğunu ve başka bir yol tarif ederek oradan İstanbul'a ulaşmamızı istiyor. Bu demek oluryor ki bugünkü çilemiz bitmemiş. Yine bozuk yollardan, köylerin içinden otobana ulaşıyoruz. Eve giderken bir şey oldu mu diyorsanız hayır olmadı. Otobandan sonra evimize rahat bir şekilde ulaştık.
Gezgin Rehberler ekibi olarak bir gezinin daha sonuna geldik. Türkiye'nin tarihini ve kültürel değerlerini tanımaya ve tanıtmaya devam edeceğiz.
Fatma - Emrah Apaydıngezginrehberler.com
Yorumlar