Antibes'teki otelimizde tüm yorgunluğumuzu atıyoruz ve güne başlıyoruz. Çok yoğun bir gün bizi bekliyor. İlk durağımız Cannes, devamında St. Paul de Vence şehri, sonra Nice ve en sonunda hava kararmaya yeni başlamışken ve gecesinde Monaco'yu görmek istiyoruz.
Cannes Fransa'nın güneyindeki Fransız Rivierası'nın en ünlü kasabası. Gerçek nüfusu 70 bini biraz aşkın ama mayıs ayı ortalamasını doğrusu biz de merak ettik. Cannes mayıs ayında düzenlenen film festivali ve kumsal tatilcileri ile inanılmaz kalabalık. Nereden mi biliyoruz, tarih mayıs 2016 ve festival haftasının tam ortasında oradayız. Ancak itiraf edelim: Bu tamamen tesadüf oldu, yani bilinçli bir seçim söz konusu değil.
Her zaman yaptığımız gibi önce ulaşımla ilgili bilgilerimizi paylaşalım: Şehir çok küçük, bu nedenle eğer şehre ulaştıktan sonrası yürüyerek çok kolay. Toplu taşıma olarak otobüs kullanılıyor. Tek yön bilet 1.50 Euro ve biletleri otobüsten ve duraklardan temin edebiliyorsunuz. Biz kullanmadık, sizin de ihtiyacınız olacağını sanmıyoruz.
Şehrin üç gezi noktasından oluştuğunu söylemek mümkün. Önce şehri haritadan görelim isterseniz.
Birinci bölüm haritada solda gördüğünüz Vieux liman bölgesi (Vieux Port). Biz de aracımızı bu limanın güneyindeki büyük otoparka bırakıp teknelere bakarak ve yutkunarak yürümeye başlıyoruz.
Limanın köşesine gelip solumuza baktığımızda ise şehrin Old Town bölgesini görüyoruz. Normalde kesinlikle görmek isteyeceğimiz bu bölgenin çok üzerinde durmuyoruz. Bir hafta sürecek Cannes Film Festivali'ne denk gelmişiz, haksız mıyız? Aslında tepenin üzerindeki kale kalıntıları, dar ve dolambaçlı sokakları ile bu bölgenin de gezi notlarımızda var olduğunu belirtelim.
Hızlı adımlarla artık ikinci bölüme yaklaşıyoruz. Yani hedefimiz Cannes Film Festivali Binası (Palais des Festivals) ve plaj bölgesi. Festivale denk gelmesek 4 Euro'ya içeri girip gezmek mümkün ama bizim böyle bir şansımız yok. Binanın önündeki kalabalık çok fazla ama ihtişamlı bir bina bekleyen gözlerimiz şaşkın. Bariyer üstüne bariyerle çevirdikleri binayı ancak dışarısından görebiliyoruz. Belki biz de keşfediliriz beklentimiz ise hayal kırıklığı ile son buluyor. :)
Tanıdık birilerine belki rast geliriz diye oyalandık ama maalesef o da olmadı. Biz de sahile doğru yönlendik. Cannes'i dünyaca meşhur yapan nedenlerden biri bu festival ancak ikincisi de hemen festival binasının yanında başlayan ve yaklaşık 2 kilometre devam eden gerçekten muhteşem Croisette Plajı (Plage de la Croisette). Plajın arkasında güzel bir bulvar (Boulevard de la Croisette) ve üzerinde lüks restoranlar, cafeler, mağazalar var.
Caddede birçok güzel bina dikkat çekiyor.
Sahil gezintisinden sonra festival binasına geri dönüyoruz ve karşısından, üçüncü bölümü oluşturan, Antibes Caddesi'ne (Rue d'Antibes) geçiyoruz. Şimdi biraz da alışveriş zamanı diyerek geziyor ve sonrasında arabamıza binmek üzere park alanına geçiyoruz.
Diğer gezi yazılarımız için: www.haydigeziyoruz.blogspot.com.tr