Himalaya Manzaralarıyla Çevrili Batı Bengal'in İncisi: Darjeeling

Adını ilk kez, yıllar önce bir İstanbul Film Festivali’nde izlediğim Darjeeling Ltd. (http://www.imdb.com/title/tt0838221/) adlı filmde duymuştum Darjeeling’in. Uzun ve çok duraklı bir yolculuk yapıyoruz bu şehre varmak için. Önce Kalküta’dan bir gece treni ile Siliguri’ye varıyoruz. Siliguri’den bir cip ile Kurseong’a geçiyoruz. Artık Batı Bengal eyaletindeyiz. Burada muson yağmuru sezonu tüm gücüyle başladığı için yollar çamur deryası, trafik sıkışık, yer yer toprak kaymaları ve kazalar görülüyor. Yine de cip yolculuğumuz yemyeşil ormanlar arasında ve uzakta dağ manzaralarıyla gayet güzel geçiyor.

Siliguri - Darjeeling dolmuşları : )


Darjeeling trenini beklerken

Kurseong, Darjeeling’e gitmek için binilecek meşhur buharlı trenin kalkış istasyonu. Aynı zamanda da bir çay yetiştirme merkezi. Dünyaca meşhur Darjeeling çaylarını duymuştum tabii ama Kurseong’un da en az Darjeeling kadar büyük çaplı bir çay üretim merkezi olduğunu öğreniyoruz burada. Civarda pek çok çay tarlası ve üretim merkezi var. Kurseong’a iner inmez ana tren istasyonundan Darjeeling Himalayan Railway olarak bilinen meşhur buharlı tren için biletlerimizi alıyoruz. Tren kalkış saatine 3-4 saat var, bu arada biraz Kurseong’u gezelim diyoruz ve ilk iş, ziyaret edebileceğimiz bir çay üretim fabrikası aramaya başlıyoruz. Rehberimizde tavsiye edilen çay fabrikaları istikametinde yağmur altında bayağı bir yol yürüyüp bir türlü rehberde bahsi geçen fabrikayı bulamıyoruz. Sonunda büyük bir çay üretim tesisinin önüne geliyoruz: Castletown. Ama kapılar kapalı. Biz tesis etrafında dolanıp giriş nerede diye bulmaya çalışırken içeriden bir görevli çıkıyor ve o gün fabrikanın kapalı olduğunu söylüyor. Ama sonra yağmur altında ıslanmış halimize ve acıklı bakan gözlerimize dayanamayıp “hadi gelin, ben size biraz gezdireyim fabrikayı” diyor. Yarım saat boyunca bize çayın tarihçesi, ekilişi, toplanışı, üretimi ile ilgili bilgiler veriyor. Bu fabrikanın aynı zamanda Dalai Lama’ya da çay verdiğini öğreniyoruz ve hemen kendimiz için 1 kilo çay alıyoruz. Tüm yolculuk boyunca bu 1 kiloyu yanımızda taşıyacağız ama Dalai Lama ile aynı çayı içiyoruz diyebileceğiz en azından eşe dosta : ) Fabrika ziyareti sonrası Kurseong’un merkezine 15 dakikalık bir mesafede olan Eagle’s Crag adlı güzel dağ manzaraları olan tepeyi ziyaret edip (ama yağmurlu ve kapalı hava yüzünden dağ manzarası filan göremeyip), Kurseong sokak satıcılarından gezimizin en lezzetli momolarını yiyip, kendimizi buharlı trene atıyoruz.


Fabrikada çay demleme dersi


Buharlı trenimiz hareket öncesi hazırlıklarında

Buharlı trenle Darjeeling’e yolculuk çok nostaljik. Harika orman ve dağ manzaraları arasından saatte 10-15 kilometre hızla ilerliyoruz. Rehberde 4 saat sürdüğü söylenen yolculuk 8 saat sürüyor. Hep mi böyle bilmiyoruz ama o gün, buharlı trenimiz her 15-20 dakikada bir duruyor. Tam anlamıyoruz ama bir arıza olduğunu tahmin ediyoruz. Tren görevlileri her duraklamada ön lokomotiften bir yığın kül boşaltıp tekrar kömür dolduruyorlar. Darjeeling’e vardığımızda hava kararmış, yol boyunca açık camlardan yüzümüze gözümüze yapışan kül ve is sayesinde biz de kararmış durumdayız. Ama bu yolculuk 8 saat de sürse yapmaya değerdi.

Darjeeling 2100 metre yükseklikte, etrafı çay ekim alanlarıyla ve güzelim Himalaya manzaralarıyla çevrili, Batı Bengal’in incisi. Ne yazık ki biz burayı muson zamanı ziyaret ettik ve burada bulunduğumuz sürece hava sürekli yağmurlu ve kapalıydı; özellikle gün doğumu ve batımında muhteşem olduğu söylenen Himalaya zirve manzaralarını bir türlü göremedik. Darjeeling’de Bellevue Hotel’de kalıyoruz; ahşap, nostaljik, temiz ve geniş odaları ve harika bir teras manzarası var (tabii açık ve bulutsuz havalarda). Şansımıza bir sabah hava fazla bulutlu olmadığında, bu terastan gün doğumunu izleyip uzaktaki Khangchendzonga (nasıl telaffuz edildiğinden halen tam olarak emin değilim; Hindistan’in en yüksek zirvesi, dünyanın üçüncü en yüksek dağı) zirvesini bir parça görebiliyoruz. Darjeeling’de geçirdiğimiz birkaç gün boyunca bol bol etraftaki kafelerde Darjeeling çayı içiyoruz, hava koşulları elverdiğince kısa yürüyüşler yapıyoruz ve bu arada Sıkkım eyaletine geçiş izinlerimizi alıyoruz. Sıkkım, gezginler arasında harika doğası ve manzaralı yürüyüş yolları sebebiyle popüler bir destinasyon. Bu bölgeye giriş için önceden resmi izin çıkarttırmak gerekiyor. Darjeeling’teki resmi izin bürosuna birer adet fotoğraf ve pasaportlarımızı veriyoruz, 1-2 saat içinde izinlerimiz hazır.


Darjeeling’de çay keyfi


Hotel Bellevue terasından gün doğumu

Darjeeling’e eğer doğru zamanda gittiyseniz, yapılacak çok şey var burada; dağ manzaralı yürüyüşler, 11 km güneydeki Tiger Hill’den gün doğumunu izleme, meşhur buharlı Darjeeling treniyle 1-2 saatlik gezinti, rafting… Biz maalesef yağmur sezonuna denk geldiğimiz için yürüyüş yapmak zor, kapalı havada dağ manzaralarından eser yok, e buharlı trene de Kurseong’dan gelirken bindik zaten. Sonuçta Darjeeling’te biraz tembellik edip, bu şirin çay bölgesinin tadını dinlenerek çıkarıyoruz. İlk Bollywood filmimizi buradaki modern bir sinemada izliyoruz ve çoook eğleniyoruz. Hafiften bizim eski Türk filmlerini andırıyor Da Bhang adlı bu film, ama daha fazla gözyaşı ve dans var. Film Hintçe, İngilizce altyazı yok ama neler olup bittiğini gayet iyi anlıyoruz : )


Buharlı trenden manzaralar


Trenimiz kasabaların içinden geçerken

Sıkkım izinlerimizi alırken amacımız bu bölgede biraz trekking yapmak ve  1-2 güzel şehrini ziyaret etmekti. Ama sürekli yağan yağmur bizi daha yola çıkmadan yıldırıyor. Sürekli hafif nemli durumdayız; biz, çantalarımız, oteldeki yatak ve yorgan havadaki nem yüzünden hiçbir şey tam olarak kurumuyor. Bir de Sıkkım’daki şehirler arasındaki ulaşımın toprak kayması, yol kapanması gibi sebeplerle zorlaştığını duyunca ve hava raporları da önümüzdeki uzunca bir süre boyunca sadece yağmur gösterince Sıkkım gezimizi kısaltmaya karar veriyoruz.


Namchi’deki dev Buddha heykeli, yağmur altında daha bir kasvetli

Muson döneminde Sıkkım’da yolların durumu

Sıkkım’da sadece bir gece Namchi’de kalıyoruz. Namchi’de bir tepe üzerine kurulu 45 metre yüksekliğindeki dev Buddha heykelini (Padmasambhava) ziyaret ettikten sonra Nepal sınırına ulaşmak üzere yollara düşüyoruz.

ŞİLAN KÜÇÜKOKUR BARTEL

Yazar Hakkında

ŞİLAN KÜÇÜKOKU…

Uzun yıllar İstanbul'da pazarlama profesyoneli olarak çalıştıktan sonra, plazalara ve kurumsal hayata veda ederek Berlin'e yerleşti.