Bebekle Sırt Çantalı, Kamplı, Çadırlı Tatil Yapılır mı?

İnsanın hayatına bir çocuk eklenince, kendisi haliyle seyahatlerin de bir parçası haline geliyor, dolayısıyla bundan sonraki yazılarımda aralara karışmış bebek-çocuk fotoğrafları ve konuyla ilgili birkaç cümle görürseniz şaşırmayınız :)


Sırtçantama rakip geldi!

“Bebek de yaparız  gezeriz de” sloganıyla yola çıkıp, bizim bebek (ki Maya olur kendisi) daha 6 aylık olmadan kendimizi yollara vurmaya ve tarzımızı da değiştirmeyerek sırtçantalı bir tatil yapmaya karar verdik. Acemiliğimizi yenmek, bebekle sırtçantalı yolculukta, kamp yaparken nelere dikkat etmek gerekir; konuyla ilgili kendi tecrübe ve tavsiyelerimi yazmak istedim.

Bebekle sırtçantalı, kamplı çadırlı tatil yapılır mı? Yapılır. Peki, bebeksiz dönemlerdeki sırtçantalı, kamplı çadırlı tatillerle aynı olur mu bu? Olmaz. Bu iki şartı baştan kabul edip benimserseniz, bebekle yolculuk da keyifli hale geliyor efendim :)


Bebek ve kamp bir arada olur mu? Olur :)

Öncelikle birkaç uyarı, yazmamak olmaz: Bu yazıyı kaleme alırken göz önünde bulundurduğum bebek 6 aylık, herhangi bir sağlık problemi olmayan, normal gelişiminde devam eden ve doktoru tarafından seyahat edebilir izni verilmiş bir bebektir. Uzun ve maceralı seyahatlere çıkmadan önce bebeğinizi doktorunun görüp, yolculuk onayı vermesi en doğrusu.

İkincisi, bu yazıda bahsi geçen bebek, henüz yürümeyen ve yerde yılan gibi sürünüp 1 saatte anca 10 metre kadar ilerleyebilen, kucakta ve kanguruda taşınmaktan gayet hoşlanan, anne sütü içen bir bebek. Bunları niye söylüyorum? Çünkü tüm bunlar, bebekle sırtçantalı seyahatte birer avantaj oldu bizim için.

Seyahat detayları şu şekildeydi: 4 hafta içinde toplamda 24 saatlik uçak yolculuğu, 4500 kilometrelik araba yolculuğu, 7 eyalet, 9 Ulusal Park ziyareti ve 4 ayrı yerde çadırla kamp macerası. Rotamız ise şöyle: Denver (Colorado) – Great Sand Dunes Ulusal Parkı – Taos Pueblo Kızılderili Köyü (New Mexico) – Mesa Verde Ulusal Parkı (Colorado) – Canyonlands Ulusal Parkı – Arches Ulusal Parkı (Utah) – Capitol Reef Ulusal Parkı – Bryce Canyon Ulusal Parkı – Las Vegas (Nevada) – Zion Ulusal Parkı (Utah) – Salt Lake City – Yellowstone ve Grand Teton Ulusal Parklari – Boulder (Colorado).

Gelelim bebekle bu tip bir seyahat sırasındaki deneyimlerime ve ilgili tavsiyelerime. Yazı biraz uzunca olduğu için alt başlıklara ayırdım, hepsini okumaya üşenen çekinmesin, direkt ilgilendiği konu başlığına atlasın lütfen :)

Uçak Yolculuğu: Öncelikle uzun ve aktarmalı bir uçak yolculuğu için öneriler gelsin. Mutlaka ama mutlaka uzun uçuşlarda bebekli yolcular için tahsis edilen bebek pusetli koltuk yerlerinden ayırtın kendinize. Bir yaşına dek olan bebekler için ideal bu pusetler, en azından içinde uyuyabiliyorlar, sizin için de daha geniş bir oturma alanı sağlanmış oluyor. Ekstra bir ücret ödenmesi gerekmiyor ama dediğim gibi önceden bu koltukları rezerve ettirmekte fayda var. Uçakta aynı anda birçok bebekli yolcu varsa, önceden rezerve ettiren koltuğu kapıyor çünkü. Uçakta gece yolculuğunda ağlayan bebe stresine bir de uyuyan diğer yolcuları rahatsız etme stresi ekleniyor. Bu yüzden imkânınız varsa gündüz yolculuğu tercih edin derim. Hem kimsenin gece uykusu bölünmediği için şikâyetçi olan olmuyor pek, hem de bebeklerin keyfi gündüzleri daha yerinde olduğu için oynaya oyalana gidiyorlar. Uçak yolculuğu ile ilgili zaten yaygın olarak bilinen kalkış ve inişlerde bebeği emzirme, biberon ya da emzik verme (basıncın kulakları etkilememesi için), yanınıza hem kendiniz hem de bebek için yedek giysiler ve yine bebek için ilginç bir kaç oyuncak alma önerilerini de yazmadan geçmeyeyim.


Uçaktaki bebek puseti. Maya`nın keyfi yerinde.


Bebek pusette yatmaktan sıkılınca, alternatif çözüm bulduk :)

Rota: Bebekle yapacağınız ilk sırtçantalı ve maceralı seyahatte, eğer çok tecrübeli ve kendine güvenen bir sırtçantalı ve ebeveyn değilseniz, çok zorlu veya egzotik bir rota seçmemek faydalı olabilir. Bizim ABD`yi seçme nedenlerimizden biri de buydu. Hijyen ve güvenlik standartları yüksek, sağlık sistemi gelişmiş, yeme-içme gelenekleri bizim tanıdığımız gibi (bebek maması markalarını, içeriklerini tanıyıp anlayabiliyorduk en azından) bir ülke olsun ve acil durumlarla karşılaşırsak eğer dilini de akıcı biçimde konuşabilelim istedik. ABD beklediğimizin çok üstünde bir memnuniyet verdi bize bebekli bir gezgin çift olarak. İnsanların hepsi bebekleri çok seviyor, bebekli çiftlere her yerde inanılmaz anlayışla ve yardımseverlikle yaklaşılıyor, bebek arabasıyla giremeyeceğiniz mekân, yürüyemeyeceğiniz yer yok (engelliler için imkânlar çok gelişmiş, bundan bebek arabaları da faydalanıyor). Kamp yerleri, kaldığımız en ucuz moteller ve hosteller, gittiğimiz tüm restoran ve kafeler tertemizdi; dağ başındaki, in cin top oynayan mola yerlerindeki tuvaletler bile pırıl pırıl, hatta parfüm kokuluydu. Bebek bezi değiştirme masaları hemen her yerde mevcuttu. Kısacası bebekle ilk kez uzun yol seyahati düşünenlere ABD`yi, en azından bizim rotamızı öneririm.


Salt Lake City`de bir aile tuvaleti. Gördüğünüz gibi her şeyin bir boy küçüğü de çocuklar için yapılmış. Ayrıca bir de bez değiştirme odası ve emzirme odası mevcuttu.


Yollarda ve bez değiştirme masası bulamadığımız yerlerde, Maya`nın bezini işte böyle değiştirdik.

Saat Farkı ve Jetlag: Saat farkı olan bir ülkeye seyahat ediyorsanız, vardıktan sonraki ilk birkaç gün hemen yollara düşmeyip sabit bir mekânda dinlenmenizi ve jetlag`i atlatmayı beklemenizi öneririm. Bebeklerin jetlag hali pek çekilmez oluyor, haberiniz olsun. Jetlag olmuş bebeği kendi haline bırakmayınız, istediğinde uyuyup gece sabahlara kadar uyanık kalmasına izin vermeyiniz, mümkün olduğunca varılan ülkenin gün ve gece saatlerine uygun uyku düzenini hemen kurmaya çalışınız. Biz ilk bir hafta Denver şehrinde bir Airbnb evinde konakladık, Maya jetlag`i iyice atlattı, yol yorgunluğunu attı, dinlendik, sonraki üç hafta hep yollardaydık, ilk hafta topladığımız bu enerji ile…

Konaklama: Airbnb demişken, çocuklu ailelere mutlaka öneriyorum bu ev ya da oda kiralama sistemini. Her zaman çok ucuza gelmiyor, bazen bir otel odasıyla aynı fiyatı ödüyorsunuz ama en azından kaldığınız yer ev ortamı oluyor, içinde mutfak oluyor (bebeklere ve çocuklara hızlıca püre yapmak, yemek hazırlamak için ideal). Ya da oda kiralayarak çok uygun fiyatlı konaklama bulabiliyorsunuz. Biz iki kez birer gecelik oda kiraladık, evin içinde ev sahipleri de yaşıyordu. Uzun süreli bebekle konaklamalar için önermiyorum ama bir ya da bir kaç gece bebekle oda kiralama opsiyonu da düşünülebilir.

ABD`de en yaygın bulunan bütçeli konaklama imkânı moteller. Biz bulunduğumuz yerlerde, Moab hariç, hiçbir hostele rastlamadık. Ama moteller oldukça uygun fiyatlı, aileye uygun ve temizdi. Bir de ABD motellerinde, en ucuz odalarda bile genelde king size yani battal boy yatak uygulaması olduğu için bebek de rahatlıkla anne babanın yatağında uyuyabiliyor. Moab’da ise çok uygun fiyatlı ve çocuklu, bebekli çiftlerin de tercih ettiği bir hostel bulduk: Lazy Lizard Hostel.

Bebekle Doğa Yürüyüşü: Trekkinglerde ve doğa yürüyüşlerinde aşağıdaki resimde görülen bebek/küçük çocuk kanguru askısı ideal (bizim kullandığımız marka Manduca, çok memnunuz). Önceden belirttiğim gibi bebek henüz çok hareketli bir emekleme ya da yürüme dönemine de girmediyse saatlerce bu askının içinde anne ya da babanın göğsünde mutlu mutlu oradan oraya taşınabiliyor. Maya o dönemde 6-7 kilocuk bir şeydi, dolayısıyla saatlerce taşımak bize zor gelmedi, ne de olsa 10 kiloluk sırtçantalarıyla Himalayalar’da dağ yürüyüşü geçmişimiz var :) Sıcak iklimde öğle saatlerinde dışarıdaysanız ve bebek kangurudaysa, büyükçe bir şemsiye kurtarıcı oluyor. Bebek için uzun kollu ve paçalı üst ve altlar güneşten korumada birebir. Güneş kremini de unutmamak lazım. Parklarda ve doğa yürüyüşlerinde birkaç kez daha büyük çocukları, çocuğun oturması için özel bölmesi olan sırtçantalarına koyup dolaştıran anne babalar gördük. Bu da oldukça pratik bir çözüm gibi görünüyor ama o sıcaklarda 10 kilonun üstü ve hareketli çocukları sırtta taşımak bize zor göründü biraz. Bu yüzden Maya 3-4 yaşına gelene dek bir daha bu kadar uzun süreli doğa yürüyüşü gerektiren tatil yapmayız sanırım.


İş bölümü… Biz kanguruda Maya`yı, o da şemsiyeyi taşıyor :)


Kanguru, tırmanma gerektiren doğa yürüyüşleri için çok pratik bir çözüm.

Ulaşım: İşte bu kısımda sırtçantalı geleneğimizi bozduk ve tüm seyahat boyunca kiraladığımız araba ile yolculuk ettik. Gerçi ABD`de de arabasız seyahat neredeyse mümkün değil. Eşyamız çok olduğu için (evet, bu konuya “neden bebeksiz zamanlardaki gibi bir sırtçantalı olunamaz” başlığı altında ayrıca değineceğim) araba kurtarıcımız oldu bir nevi. Maya günde en fazla 4-5 saat araba yolculuğuna dayanabiliyordu, o yüzden bu süreyi aşmayacak şekilde planladık günlük araba yolculuklarını. Aralarda bez değiştirme, yemek yedirme ve emzirme molaları verdik. Bebek araba koltuğu kesinlikle unutulmamalı. Biz koltuğumuzu yanımızda getirmiştik ama gittiğiniz yerden kiralamak da mümkünmüş duyduğum kadarıyla.

Bebeğin Yeme-İçmesi:Anne sütü alan bebekle seyahat en kolayı, benden söylemesi. Doğru düzgün mama bulamadığınız, yeni ülkedeki değişik tatları beğenmediği zaman filan yedekte hep anne sütü var çünkü. Yolculuklarda bebeğimin yiyeceklerini kendim hazırlamak istiyorum diyorsanız, kolay gelsin, çok da takdir ederim sizi. Ben vakitsizlikten ve tembellikten, ama aynı zamanda kaldığımız odaların çoğunda mutfak olmayışından bunu yapmadım, genelde marketlerde satılan hazır mamalarla, onları beğenmediğinde de anne sütü ile idare etti Maya.

Bebeğin Uykusu: Ben her konuda rahat, bir tek uyku konusunda disiplinli bir ekolü benimsediğim için Maya, Las Vegas`ta bile akşam en geç 8`de yatağına yatmış vaziyetteydi. Bebeği arabasına atıp akşam ve gece gezmelerine çıkmak özellikle tatil ve seyahatlerde anne babaların hayatını kolaylaştıran ve eğlenceli kılan bir şey tabii ki. Biz bu durumda ya akşamları 8`den itibaren otel odalarına kapandık ya da gece hayatı meşhur yerlerde nöbetleşe dışarı çıktık. Maya seyahat yataklarında, otellerdeki bebek yataklarında uyuma olayından hiç hoşlanmadığı için sürekli bizim yataklarda yattı. Amerika`nın büyük boy yatakları kurtarıcı oldu bu durumda. Geceleri bazen haykırarak ağladığı oldu ama yan odalardan filan hiç şikâyet gelmedi. Amerikalıların bu konudaki sevecen tavırlarını sevgiyle anıyorum buradan. Hatta bir kamp gecesinde saat sabahın 3’ünde çadırın içinde bir saat haykırarak ağlayan Maya`ya bile burnumuzun dibindeki diğer çadır komşularından bir tepki gelmedi. Almanya`da olsak polis çağırmışlardı kesin. Hatta ertesi sabah çadır komşularımızdan özür dileme turuna çıkınca, hiçbir şey duymamış gibi davranıp Maya`ya sevgi gösterilerine giriştiler. Bence Amerika bebek ve çocuk konusunda Türkiye`nin daha iyi bir versiyonu. Herkes çocuk seviyor, bebek çocuk görünce özel ilgi gösteriyorlar ama kimse bebeğinize nasıl bakmanız gerektiği konusunda da size fikir vermeye kalkmıyor! ;) Uyku konusunda son tavsiyem, bence bebek geceleri ağladığında filan etrafı, komşuları rahatsız eder miyiz stresine hiç girmeyin, Çocuk bu, ağlar. Yapacak bir şey yok.

Bebeğin Temizliği: Seyahat boyunca bebek bakımıyla ilgili bizim en büyük problemimiz bebeğin banyosu oldu. Büyük boy küvetlerde ya da duşun altında banyo yapmayı Maya kesin haykırışlarla reddetti. Yanımıza bebek küveti de almamıştık, orada satın alıp tüm yol boyunca bir de onu taşımak istemedik. Çözüm olarak lavaboda yıkamayı seçtik Maya`yı. Otel odalarındaki lavaboları şöyle bir yıkayıp, üstüne bir de havlu serip, onun üstüne de Maya`yı oturtunca, Maya keyifle yaptı banyoları. Ama yine de çok hijyenik değil bu tabii. Çok sonradan, Türkiye tatilimiz sırasında bir arkadaşımın Maya`ya hediye ettiği şişme deniz botu Maya için çok daha severek içine girip yıkandığı bir nevi küvet haline geldi. Üstelik havasını indirip katlayınca cebe girebilecek boyutta, seyahatler için bebek banyosu olarak öneriyorum, resme bakınız. Kamp alanlarında ise Maya`ya banyo yaptırmak yerine ıslak temizleme mendilini kullandım. Kamp alanlarındaki duş ve tuvaletlerde ekstra ısıtma yoktu ve akşamüstleri bebek banyosu için çok serin oluyordu.


Lavaboda banyo keyfi

Bebekle Kamp: Gelelim bebekle kamp yapma detaylarına. Öncelikle üç kişinin içine rahatlıkla sığabileceği, taşıması, kurması kolay Quechua 2 Seconds XXL IIII marka ve modelde bir çadır edindik kendimize internet üzerinden. Bu çadırdan pek de memnun kaldık. Utah ve Colorado eyaletlerinde karasal iklim hâkim. Haziran ayında gündüzleri 40 dereceye ulaşıp geceleri 4-5 dereceye inebilen havalarda bebekle seyahat ve kamp oldukça teferruatlı bir şeymiş. Yanımıza hem yazlık hem de kışlık malzeme almak gerekti. Aslında kamp malzemelerini gittiğiniz yerde ikinci el alıp satmak  ya da kiralamak da bir seçenek ama biz nasıl olsa altımızda araba olacak diye abartıp battaniye ve yorganlarımızı bile evden getirdik ve hatta Maya’nin üstünde yatması için bir adet bebek yatağı minderi. Abartmıyorum, çadırda geceleri kullanmak için bir adet kaz tüyü yorganımız, yün battaniyemiz, ayrıca bir kişilik kaz tüyü uyku tulumu, kamp yastığı, bir adet evden getirdiğimiz kendi yastığımız, altımıza sermek için bir adet şişme yatak ve Maya için de kendi yatak minderi soğuk kamp gecelerinde kurtarıcımız oldu. Küçük bebeği 4-5 derecelik havada çadır içinde sıcak tutmak ama sıcaktan çok da bunalmamasını sağlamaya çalışmak zor işmiş azizim. Pek çok denemeden sonra Maya için en güzel çözümün kat kat giyilen pijamalar (içine ince bir body ve külotlu çorap, üstüne ince bir tulum, onun üstüne de kalın bir tulum daha. Kafaya bere, ayaklara iki kat çorap), üstüne de bizim kaz tüyü yorgan olduğunu gördük. Gece çadırın içi sıcak olursa yorganı atıyorduk üstünden, böylece sıcaktan fenalaşmıyordu. Aslında bebek ve çocukla sık sık kamp yapan, profesyonel kampçıların uyguladığı daha pratik çözümler var, bebekler için. Örneğin vücut sıcaklığını düzenleyen bebek uyku tulumları, kamp pijamaları, bebek kamp yatakları gibi. Ayrıca bizim kamp yaptığımız yerler ulusal parkların içindeki kamp yapmak için ayrılıp düzenlenmiş kamp alanlarıydı. Bebekle kamp yapacaksanız ve deneyiminiz yoksa sadece kamp için düzenlenmiş alanları tercih etmenizi, wild camping denilen vahşi doğada ya da sadece herhangi bir kırsal alanda diyelim :) kamp yapmayı iyice tecrübe kazandıktan sonraya bırakmanızı tavsiye ederim.


Çadırımızın önündeki küçük açık alana serdiğimiz oyun battaniyesi Maya için güzel bir oyun alanı oldu.


Eskimo Maya 5 derecelik bir kamp gecesine hazır

Bebek Geldi, Ne Değişti?

Peki, neden bebeksiz zamanlardaki sırtçantalı seyahat tarzını unutmak lazım? Çünkü artık önceliğiniz yolda olmanın heyecanı, macera ve eğlence değil, bebeğin sağlığı, huzuru ve güvenliği. Çocuksuz günlerdeki biraz vurdumduymaz, biraz risk alarak yapılan şeyler ister istemez daha planlı programlı hale geliyor. Somut örnek ver derseniz, ben mesela, Maya ile birlikteyken otostop yapmaktan, nasıl olsa bir gecelik diyerek pek de temiz ya da güvenli görünmeyen otel/hostel odalarında kalmaktan, bizi fiziksel olarak çok zorlayabilecek doğa yürüyüşlerine çıkmaktan kaçındım. Ayrıca bebekli hayatın genel kuralı seyahatte de geçerli; programı mümkün olduğunca esnek ve revize edilebilir yapmakta fayda var. Bebekler yolculuk sırasında hastalanabilir, bu sizin tüm planlarınızı değiştirebilir mesela. Ya da siz tüm yolculuk boyunca otobüs kullanmayı planlamışken, bebeğin otobüsten hiç hoşlanmadığı ortaya çıkabilir.

Bebeksiz dönemlerdeki yükte ve pahada hafif sırtçantalı seyahatler ise mutlaka ama mutlaka değişikliğe uğruyor. Bir kere siz 2 aylık seyahat için kendi eşyalarınızı zamanında 5-10 kiloluk sırtçantalarına sığdırmayı başarmışken, bebek için 3-4 haftalık eşyalar iki bavula anca sığıyor. Buna bizim durumumuzda bebek araba koltuğu, bebek arabası, bebek bezi ve mama stokları da eklenince sırtçantalı dediğin hafif seyahat eder kuralını iyice çiğnemiş olduk. Seyahatler için ayrılan bütçe de özellikle konaklama, ulaşım ve yeme-içme kalemleri yüzünden artıyor. Bebek olunca tüm bunların standartlarını bir parça yükseltmek lazım ne de olsa...

Sonuç olarak nispeten kolay ve güvenli bir rota seçerek, standartları hafiften yükselterek, esnek ve stressiz kalmaya çalışarak bebekle sırtçantalı bir seyahati mümkün kılabilirsiniz. Hatta bebek 1 yaşına gelmeden mutlaka bir uzun yol, uzak ülke seyahati yapın; hem yürümeyen, anne sütü içen bebek avantajından hem de 2 yaşa kadar çocuklar için ücretsiz uçak bileti avantajından yararlanmış olursunuz!


Maya`nın çadırda bir saat aralıksız ağladığı gecenin sabahı. Bir an için bırakıp kaçsak mı diye düşünmedik değil şu değiş tokuş masasında ;)

http://seyahatgunlukleri.com

ŞİLAN KÜÇÜKOKUR BARTEL

Yazar Hakkında

ŞİLAN KÜÇÜKOKU…

Uzun yıllar İstanbul'da pazarlama profesyoneli olarak çalıştıktan sonra, plazalara ve kurumsal hayata veda ederek Berlin'e yerleşti.