Hollanda’da şehirlerarası yolculuk, trenler sayesinde oldukça kolay ve Rotterdam da Hollanda’ya geldiyseniz görülmesi gereken bir yer. Nüfus olarak Hollanda’nın ikinci şehri, birinci sırada tahmin edersiniz ki Amsterdam var. Rotterdam dünyanın en büyük ticaret merkezlerinden bir tanesi, Rotterdam limanı büyüklük ve işleyiş olarak bunun bir kanıtı gibi.
Şehre ayak bastığınız andan itibaren şehrin ne kadar modern bir yapıya sahip olduğunu anlayabilirsiniz. Tren istasyonunun hemen önünden şehirde istediğiniz yere gidebilmeniz için tramvaylar var. Üstelik tramvaya binmek için herhangi bir karta ihtiyacınız yok, nakit para karşılığında rahatlıkla biletinizi alabilirsiniz. Uzun süre Hollanda’da kalacaksanız ov-chipcard'ı önerebilirim. Otobüs ve tramvayları % 40 indirimli kullanabilirsiniz bu kart sayesinde.
Rotterdam’da ki ilk durağımızEuromast Kulesi, kule oldukça modern bir yapıya sahip üstelik en tepeye çıkmak ve Rotterdam manzarasının keyfini sürmek için çok gayret sarf etmenize de gerek yok, asansörle 185 metre uzunluğunda ki kulenin en tepesine çıkabilir ve Rotterdam’ın güzel manzarasının tadını çıkarabilirsiniz.
Manzaranın tadını çıkartırken duvarlardaki kule resimleri dikkatinizi çekebilir. Duvarlarda dünyadaki diğer kulelerin resmi var ve yükseklikleri yazıyor. Euromast diğer kulelerle kıyaslandığında oldukça alçak kalıyor ancak Rotterdam için yeterli yükseklikte. Manzaranın diğer bir güzel yanı da sadece binalardan ibaret olmaması şehrin içinde bizim park anlayışımızdan çok farklı büyüklükte ve güzellikte parklar var. Yeşil alanlar bu şehri daha da süslü ve başka gösteriyor. Ayrıca kuleden aşağıya iple inme gibi bir şansınız var. Bana çok heyecan verici görünmedi ama deneyenler oldukça fazlaydı.
Bir sonraki durağımız Erasmus Köprüsü, köprü görsel açıdan oldukça güzel bir görüntüye sahip. Rotterdam’ın kuzey ve güneyini birbirine bağlama gibi bir özelliği var. Nieuwe Mass nehrinin iki yakasını birbirine bağlıyor da diyebiliriz.
3. durağımız Oude Haven (eski liman), gerçekten çok güzel bir manzarası var. Bir sürü yat var burada ve dikkatli baktığınızda bazı insanların bu yatlarda yaşadığını görebiliyorsunuz, temelli mi bilmiyorum ama oldukça keyifli ve cazip göründüklerini söyleyebilirim. Burada manzaranın keyfini çıkarmak için çeşitli kafeler de mevcut.
Diğer bir gezi durağı da Kijik Kubus yani küp evlerdi. Dışarıdan görünümleri gerçekten çok ilgi çekici insan ister istemez içini de merak ediyor. Ancak bu evlerin içleri, dış görünümleri sebebiyle oldukça dar ve kullanışsız. Güzel yanı ise otel olarakta kullanılabilmeleri yani bir veya iki gün kalmak için iyi bir seçenek olabilir.
Kısa ve keyifli gezimizin son durağı tabi ki de bir yemek yeri oluyor (İtalyan restoranı). Türkiye’de de bildiğim için burayı tercih ettim zaten İtalyan yemeklerini her zaman lezzetli bulmuşumdur. Keyifli yemeğimizin ardından gezimizi sonlandırdık. Rotterdam gerçekten bir ticaret merkezi tanınmış büyük markaların binalarının birbirine bu kadar yakın olduğu bir yer görmemiştim.
Son olarak eğer vaktiniz olursa Maritime Museum’u da (denizcilik müzesi) gezebilirsiniz.