Evet yine bir yolculuk vakti geldi ve rotamız Hollanda'nın ikinci büyük şehri ve aynı zamanda dünyanın en büyük limanına sahip Rotterdam.... Yine eşim ve çocuklarımla, 'Gezgin Çift' olarak gezmelerdeyiz. Rotterdam Amsterdam'a yaklaşık 100 kilometre uzaklıkta ve Belçika'ya 50 kilometre yakınlığıyla sınır komşusudur. Nüfusu yaklaşık 800 bin ve tüm Hollanda'da olduğu gibi Surinam ve Hindistan kökenliler ağırlıkta. Hizmet sektöründe genelde onlar yer alıyor.
İlk olarak Rotterdam Centrum'a geldik. Arabamızı park etmek için yer arıyoruz; ama maşallah cok kalabalık, boş yer yok. Nihayet yarım saat dolaşmanın ardından arabamızı park ediyoruz: "Oh my god!" yine ateş pahası park ücretleri. Centrum, gazino ve otellerle çevrelenmiş. Hatta ufak kafelerde bile oyun makineleri var; anlaşılan buradakiler çok kumar oynuyor. Yolculuktan olsa gerek, karnımız acıkıyor ve bir hamburgercide karnımızı doyuruyoruz. Burada ilk dikkatimi çeken elektronik aletlerinin diğer Avrupa ülkelerine göre daha ucuz oluşu. Ayrıca gıda ve diğer şeyler de yine diğer ülkelere nazaran makul fiyat. Eşim sağ olsun, hemen arşınlamaya başladı mağazaları kendi ve çocuklar için. Ben dışarıda oğlum Kuzey ile kalmayı tercih ettim ve daha sonra kendimize biraz anı biriktirmek için fotoğraf çektik. İlk olarak Rotterdam'ın ilk büyük müzesi olan Kunsthal'a gittik; ama malesef yetişemedik, kapanmış. Oysaki sanatseverlere konferans verecektim; ama yetişemeyince bahçesindeki heykellerle sohbet ettik :)
Akşam yemeğinden sonra kalacağımız otele döndük ve sabah kahvaltımızı ettikten sonra keşfimize devam ettik. İlk olarak rotamız Rotterdam'ın adeta simgesi haline gelmiş, bir mimarlik harikası olan küp evler... İçeri giriş 5 Euro. Ev denildiğine bakmayın; aslında bir müze. Geri kalanı ise özel büro olarak kullanılmakta. Içinde yatak, dolap, masa, sandalye ve birkaç süs bitkisi vardı. Arka tarafinda ise bir kafe ve bir gölet bulunmakta. İsteyen önceden rezervasyon yapmak kaydıyla gecelik 150 Euro karşılığında konaklayabilir. Daha sonra kızım için Rotterdam Hayvanat Bahçesi'ne gittik. Giriş 15 Euro. Bize sıradan geldi; hatta fok gösterisi bile yoktu. Oradan çıktıktan sonraki durağımız ise Euromast Kulesi. Şehir ayaklarımızın altında. Şehri biraz kuşbakışı izledikten sonra arabamızla maaş nehrinin altındaki Williams Köprüsü'nün altına geliyoruz. Çok güzel manzarası var, sanki New York'un Manhattan'ı gibi. Kırmızı köprü de San Francisco'daki Golden Gate Köprüsünü andırıyor. Yemek yedikten sonra yavaş yavaş Rotterdam'dan ayrılıyoruz.
Birgün yolunuz Rotterdam'a düşerse size görebileceğiniz turistik yerleri söylüyorum:Kusthal, Euromast Kulesi,Erasmus ve Williams Köprüleri, Rotterdam Hayvanat Bahçesi, Küp Evler, Roel Langerpark, Rodenrijs ve Duivenvoorde Kalesi.Rotterdam için ne diyelim: "Tot volgende keer ik hau van nederland..."