Dar Es Salaam’dan bindiğimiz ufak uçaklar ile Zanzibar’a ulaşmamız sadece 15 dakika sürüyor. Eğer hızlı feribot ya da gemi ile Zanzibar’a gelmiş olsaydık, en azından 2 saatlik yolculuğu ve bizi Zanzibar’ın merkezi Stone Town’daki iskelede bekleyen keneleri göze almış olacaktık.
Keneler mi? Keneler, yerel halkın, turist avına çıkmış kişilere verdiği isim. Çünkü iskeleden Stone Town’a adımınızı attığınız gibi etrafınızı kalabalık bir grup sarıyor. “Otel?”, “restoran?”, “Tekne turu?”, “rent a car”,… yani ne ararsanız ayarlayabilecek gibiler… Bu kişilerin amacı kısa yoldan para kazanmak. Çünkü eğer 1-2 turisti bu yolla kandırabilirlerse, bir ayda kazanabileceklerini bir seferde kazanabiliyorlar. Aman dikkat!
Biz hiç kene ile karşılaşmadık mı? Elbette karşılaştık, ama ilk gün değil, ikinci gün Stone Town turu yaparken biz de bolca karşılaştık ama neyseki durumu ısırık almadan atlattık.
İlk gün havaalanından Stone Town’a yaklaşık 7 kilometre mesafedeki Mtoni isimli otelimize doğru yol alırken hiç beklemediğimiz bir manzara ile karşılaştık. Yol üzerinde ateşler, atılmış taş parçaları, dökülmüş camlar, öfkeli insanlar ve elleri silahlı polisler… Hani buralar barışın cennetiydi? Barışın yurduydu??? Jamboo Zanzibar! Yani Merhaba Zanzibar!
Her zaman böyle değil, ama bizdeki de şans işte. Fanatik bir grubun dini lideri tutuklanıp nezarete atılınca Fanatik grup onu çıkartmak için protesto gösterilerine başlamış. Ancak bu durum biraz kontrolden çıkmış ve biz gittiğimiz gün bir polis öldürülmüş ve bir turist kurşunla yaralanmış. Herkese otelden mecbur kalmadıkça çıkmayın çağrısı yapılıyor.
İyi de biz buraları gezmeye dolaşmaya geldik, öyle haftalarca kalmayacağız ki…
Neyse otelimize yerleştik. Otelimiz aynı zamanda medceziri çok net gözlemleyebileceğimiz bir noktada sabah saatlerinde sular yükseliyor, ağaçlar bile suların altında kalıyor. Öğle saatlerine doğru sular neredeyse 150 – 200 metre kadar çekiliyor ve akşam saatlerinde sular yeniden yükselmeye başlıyor.
Oldukça hoş ve sakin bir otelde konaklıyoruz. Hatta tüm gece otelde kalmak için biraz fazla sakin. Hemen yerel rehber ile görüşmelere başladım. “Stone Town merkez’de durum nasıl?” “Şu an sakin, ama yine de riskli” “İsterseniz otelde kalın” “Stone Town’da bize yerel müzikleri dinleyebileceğimiz güvenli bir yer ayarlayamaz mısınız?” “Olaylar nedeniyle her yer kapalı” “Açık olan vardır mutlaka, bir kez daha bakalım” derken, Stone Town’un tam merkezinde Serena otel' de akşam yemeği ve yanında yerel müzik dinleyebileceğimiz bir gece organize ettik. Grup OK mi?, Herkes kabul, riskleri biliyoruz ve haydi, gidiyoruz…
Otele vardığımızda yerel müzik başlamıştı. Ancak bizim otele varışımız biraz geciktiği için yerel müziğin bitmek üzere olduğunu söylediler. Bu ülkelerde herşeyin bir çözümü var, 20 dolar ekstra bahşiş karşılığında müzik 1,5 saat daha devam eder.
Tanzanya geleneksel müziği yaylı temelli bir müzik olan Taarab’dır. Ülkeye özgü hip hop türü olan bongo flava arasında değişen bir tınıya sahiptir. Abbasi Mzee, Culture Musical Club ve Shakila ünlü taarab sanatçıları arasındadır. Uluslararası düzeyde bilinen geleneksel müzik sanatçıları ise Bi Kidude, Hukwe Zawose ve Tatu Nane’dir.
Bunun yanı sıra Tanzanya kendine özgü bir Jazz müziği kültürüne sahiptir. Tabora Jazz, Western Jazz Band, Morogoro Jazz, Volcano Jazz bunlara sadece birkaç örnektir.
Biz bu hoş Taarab müziğini dinlerken terasta masalarımız da kuruldu. Afrika mutfağına karşı önyargısı olanlara bir hatırlatma: “Afrika mutfağı gerçekten çok lezzetli !”
Terasta aldığımız yemekler başlangıç, ana yemek, tatlı ve çay, kahveden oluşuyordu. Ana yemek olarak bir çoğumuz adada olmanın verdiği hava ile deniz ürünleri sipariş ettik. Özellikle buraya has ve çok bulunan Kingfish ve barracuda’yı sipariş edebilirsiniz.
Şunu da belirtmeliyim ki Stone Town’un en ünlü restoranı Swahili mutfağından örnekler sunan Monsoon Restoran. Ancak Adadaki karışıllık nedeni ile o akşam özel bir program yapmıyordu.
Aslında Stone Town merkezinde karışıklık olmasa, gidilebilecek en etkileyici yerlerden biri, şehir merkezindeki Forodhani Gardens diye bilinen meydandaki açık hava tezgahlardı. Bu meydanda akşam üstü kurulmaya başlayan tezgahlar hem yerel halka hem de turistlere yemek ziyafeti veriyor. Uygun fiyatlar ile Tanzanya mutfağına has yiyecekleri tatmak mümkün. Elektrik olmayan bu tezgahlar genelde lüks lambalar ile aydınlatılıyor. Ancak tezgahlarda kasavadan ahtapota, kalamardan şekerkamışı suyuna, tavuk çeşitlerinden kızartılmış muza kadar pekçok çeşidi bulmak mümkün.
Ancak bizim gittiğimiz akşam olaylar nedeniyle bu meydanda in cin top oynuyordu. Biz de otelin terasında oldukça lezzetli yemeklerimizi yedikten sonra, kendimizi bir sonraki güne hazırlamak üzere saat 22:30 civarında yeniden otelimize döndük.
Zanzibar'da mükemmel yemek hizmeti sunan ulaşımı kolay Mangrove Lodge ve House of Spices otelleri de konaklamak için tercih edilebilir.