Phuket’teki ikinci günümüzde adını meşhur James Bond filmi olan ‘Altın Tabancalı Adam’dan alan James Bond adasını nam-ı diğer Khao Phing Kan ve çevresini gezeceğimiz bir tura katıldık. Araştırmalarımız sonucunda Phuket’teki bir Türk rehberin de yönlendirmesiyle Chrystal Sea Marine şirketini tercih ediyoruz. Tüm günlük bu tur için herşey dahil 2.000 Baht yani 200 TL veriyoruz. Gördüğünüz gibi pek de ucuz sayılmaz ama yolculuk yaptığımız sürat teknesi 3 tane çok güçlü motora sahipti; o nedenle de dalgaları neredeyse hiç hissetmedik desek yeridir. Bu arada Tayland’da genel bir bilgi olarak bu tür turların tamamından otelden alıp otele bırakmak fiyatın içerisinde. Bu turumuzda da böyle oldu.
Marinadan yaklaşık yarım saat sonra ilk vardığımız yer Maymun Kumsalı oluyor. Adından da anlaşılabileceği gibi burada ufak bir kumsal ve kumsaldaki ağaçlarda yaşayan maymunlar var. Bunun yanında dar bir geçitten geçtikten sonra da kayalarla kaplı bir alanın içerisinde yağmur ormanlarına benzer ilginç yapıda ağaçlar ve bu ağaçların altında yaşayan karada yürüyen balığa benzer hayvanlar bulunuyor. Oldukça etkileyici bir alan burası.
Buranın ardından demir alıp, bir sonraki istikametimiz olan Hong Island’a doğru yolumuza devam ediyoruz. Burada gördüğümüz yüzlerde kanodan anladığımız kadarıyla burası tam bir kano cenneti. O nedenle de özellikle dar geçitlerde birkaç dakika diğer kanoların giriş ve çıkışını beklemek zorunda kalabiliyorsunuz. Yine de buna rağmen kimse stres olmuyor, birbirine bağırıp çağırmıyor, kızmıyor, vs. Yani yine Tayland’da olduğunuza şükrediyorsunuz çünkü buranın insanı bir farklı; tamamen iyi anlamda söylüyoruz bunu:)
Kano turumuzun ardından denizin ortasına kurulmuş platforma bağlanmış olan sürat teknemize geri dönüp torpik meyvalarımızı yiyoruz. Tayland’ın ananasları pek bir güzel, heralde yediğimiz en güzel ananaslar desek abartmış olmayız. Bu kısa molamızın ardından sıra geldi tura da adını veren James Bond Adası'na doğru yol almaya.
Tekneler esas meşhur olan sütunun bulunduğu alana değil daha uzak bir yere demirliyor ve buradan yaklaşık 5 dakikalık bir yürüyüşle esas meşhur olan bu bölgeye gelebiliyorsunuz. James Bond tam anlamıyla Çin istilası altında desek doğru olur heralde. Nereye baksak selfie çeken, ya da çevredeki insanları itip kakarak ilerleyen ve resim çekmeye çalışan Çinlilerle dolu. Çinlileri çok takmazsanız; ki biz öyle yaptık, doğal anlamda oldukça etkileyici bir yer olduğunu söyleyebiliriz burasının. Bol bol fotoğraf çekip, manzaranın keyfini sürebilirsiniz.
James Bond’daki 45 dakikalık molamız göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor ve teknemize geri dönüyoruz. Şimdi sıra öğle yemeğimizi de alacağımız, tamamı Müslüman bir nüfusa sahip ve su üzerine kurulu bir köy olan Panyee Island. Su üzerine kurulmuş böyle bir köyü belgesellerde görmüştük ancak hiç yerinde deneyimlememiştik.
Gayet lezzetli yemeğimizi yedikten sonra köyü dolaşmaya başlıyoruz. Rehberimiz çok fazla sokak olduğunu ve eğer kaybolursak restoranın adını köylülere söylememiz halinde, bizi tekrar geriye getirebileceklerini tembih ediyor. Neyse ki buna ihtiyacımız olmuyor ancak gerçekten de çok fazla sayıda sokak var. Geçtiğiniz sokakları iyi akılda tutmakta fayda var:)
Köyün okulu, camisi, futbol sahası yani aklınıza gelebilecek her şey suyun üzerine yapılmış durumda. Bütün her yer suya çakılmış kazıklarla dolu. İnsanların pek de refah içinde yaşadıklarını söylemek ne yazık ki mümkün değil ancak yine de gayet mutlu gözüküyorlar. Sanırım bunu anlayabilmemiz pek mümkün değil, hala…
Panyee Adası'ndaki yemek ve gezimizin ardından teknemize geri dönüyoruz ve artık ana karaya doğru dönüş yoluna geçiyoruz. Yol üzerinde son adamız olan Naka Island’a uğruyoruz. Burası görebildiğimiz kadarıyla pek yerleşimin olmadığı ve ağırlıklı olarak insanların su sporları yapmak için uğradıkları bir ada.
Kumsalı oldukça güzel bir ada burası; hem yumuşak hem de bembeyaz. Ne yazık ki hava çok iyi olmadığı için, denize girmekten ziyade kumsalda uzanıp dinlenmeyi, kediyle oynamayı ve salıncakta sallanmayı tercih ediyoruz:) Buradaki zamanımızı da doldurduktan sonra akşam 17:00 gibi Phuket ana karaya geri dönüyoruz. Oldukça keyifli bir gün geçirdiğimizi söylemeliyiz. James Bond turu Phuket’e gidenlerin mutlaka yapmaları gereken bir tur. Tavsiye ederiz..
Not: Yazının bol fotoğraflı halini https://yoldaikigezgin.com adresinde bulabilirsiniz.