Hep sevmişimdir hiç bilmediğim bir şehir de geçirilen ilk günün ertesi hiç bilmediğim bambaşka bir dünyaya uyanmayı…
Roma şehri de İstanbul gibi 7 tepe üzerine kurulmuş. Senelerce imparatorluklara başkentlik yapmış görkemli şehir, böylesine bir tarihe uyanmak da ayrı bir heyecandı,dışarda güneş parlıyor ve şehir kendini anlatmak için hızlıca beni çağırıyordu… Hikaye’yi ilk olarak Antik Roma’dan dinlemeye başladım;
Kolezyum
Flavianus Amfitiyatro adıyla da bilinen Kolezyum, yapımına İmparator Vespasianus tarafında 72 yılında başlanmış. 80 yılında Titus döneminde tamamlanmıştır. Açılışında 9.000’in üzerinde vahşi hayvan öldürüLmüş. İmparatorlar ve zenginler tarafından popülerlik kazanmak için gladyatör savaşları ve vahşi hayvan dövüşleri düzenlenirmiş. Kapasitesi 55.000 kişilik, oturma düzeni sınıflara göre tasarlanmış. Amfi kelimesi Yunancadan gelmekte. Antik Yunan eserleri yarım daire şeklinde olup ön de sahne bulunmakta, Antik Roma eserlerinde ise tam daire olmaktadır. Dolasıyla benzer yapılar gördüğünüzde hangi döneme ait olduğunu rahatlıkla anlayabilirsiniz.
Roma Forumu ve Palatino Tepesi
Roma Forumu, Antik Roma’nın siyaset, ticaret ve hukuk yaşamının merkezi aynı zamanda. Forumda yer alan en büyük yapılar, resmi davaların görüldüğü bazilikalarmış. MÖ 5. yüzyıldan MS 5. yüzyıla kadar en önemli anıtlar buraya inşa edilmiştir. Bugün Roma Forumu, Mussolini tarafından inşa edilen ve arkeolojik alanı ikiye ayıran Via dei Fori Imperiali adı verilen bir yolla ayrılır. Roma Forumu’nun sahip olduğu bütün alan içerisindeki tapınaklar, binalar ve anıtlar ile dünyadaki en büyük arkeolojik alanlardan biridir.
Titus Zafer Takı (Arco di Tito)
Titus Zafer Takı, Roma’nın önemli taklarından biridir. İmparator Domitianus tarafından M.S 81 yılında yaptırılan tak imparatorun kardeşi Titus ve babası Vespasianus’un Yahuda’da kazandığı zaferin anısına yaptırılmıştır. Roma Forumu’nda yer alan Titus Zafer Takı üstündeki rölyeflerde Kudüs kentini yağmalayan ve altın bir menorah (yedi kollu şamdan) taşıyan askerler betimlenmiştir. Roma’da gezilecek yerler arasında yer alan yapılar içinde en eski ve merkezi olanı Palatino Tepesi'dir. Roma Forumu'na gittiğinizde bu meşhur tepeyi de görürsünüz. Çünkü tepe roma forumunun tam 40 metre üzerinde yer alır.
Piazza Venezia Meydanı
Piazza Venezia Roma’nın belkide en merkezi en popüler meydanlarından biridir. Hem antik Roma’nın olduğu yere hem de Vatikan'a yakındır. Meydanda inşa edilmiş görkemli saray, Birleşmiş İtalya Krallığı’nın ilk kralı II. Vittorio Emanuele tarafından İtalya’nın birleşmesi anısına yapılmıştır.
Panteon Tapınağı
Panteon, Roma da bulunan en iyi korunmuş tapınaklardan biridir. Panteon kelimesinin Yunancada karşılığı "tüm tanrıların tapınağı" anlamına gelir. Navona Meydanı'na gittiğinizde en yakın gezilecek yapılardan biri de Panteon'dur. Panteonun kapısında Latince harflerle yazılmış bir yazı göreceksiniz. Bu yazı Marcus Agrippa’ya ithaf edilmiştir. Yazının hemen üzerinde ise titanların savaşlarını gösteren figürler bulunuyor. Tapınağın hemen tepesinde kocaman bir delik görecesiniz. Panteonun Tepesi'ndeki deliğin hikayesi ile ilgili bir çok efsane var. Bir efsaneye göre şeytanların bu delikten çıktıklarına ve gökyüzüne yükselerek yok olduklarına inanılırmış. Diğer efsaneye göre de o dönem Romalılar Tanrıları'nın gökyüzünde oturduklarına inanırlarmış. Bu nedenle bu delik sayesinde Tanrıları ile aralarındaki iletişimin daha iyi olacağına inanıyorlarmış.
Castel Sant Angelo Kalesi
Castel Sant Angelo Kalesi İmparator Hadrian için Roma da yapılmış bir kaledir. Vatikan’dan kaleye giden gizli bir geçit bulunmaktadır Castel Sant’Angelo, Vatikan’a aittir. Kalenin diğer bir özelliği ise hapishane ve Papa'nın evi olarak kullanılmasıdır. Bu kale de birçok davaya bakılmış ve idam mahkumları burada idam edilmiş. Fatih Sultan Mehmet’in oğlu Cem Sultan da bu kalede hapis yatan mahkumlar arasındadır.
Piazza Navona Meydanı ve Dört Nehir Çeşmesi (Fontana dei Quattro Fiumi)
Roma'ya gittiğinizde dikkatinizi çekecek olan bir diğer ayrıntı da birbirinden güzel Roma meydanları olacak.Bu meydanlardan en önemlisi Piazza Navona Meydanı'dır. Meydan eski bir stadyum görünümünde inşa edilmiştir. Romalılar döneminde bu meydan 30.000 kişilik bir stadyum olarak kullanılmaktaymış. Meydan Barok tarzının baş yapıtı olarak kabul edilmekte. Meydanda mimar Gian Lorenzo Bernini’nin Dört Nehir Çeşmesi bulunuyor. Çeşmenin tasarımı bir yarışma sonucunda belirlenmiş olup ismi dört kıtadaki dört nehrin dört tanrısından geliyor.
Çeşme üzerinde yer alan nehir tanrıları: Ganj; Asya, arkasına yaslanmış dinlenmekte gibidir, Tuna ;Avrupa, dikilitaşa doğru eğilmiştir. Rio de la Plata zencidir Amerikalı zenginleri temsil eder ve Nil; Afrika, çeşmenin yapıldığı zamanlar nehrin kaynağı bilinmediğinden başı saklanmıştır. Çesmenin ortasında da Papa'nın kendini yuceltmek bi nevi gösteriş yapmak icin koyduğu bir imza türü oyma vardır. 19. yüzyıla kadar her ağustos ayında bu meydandaki çeşmelerin giderleri kapatılıp meydan sular altında bırakılırmış, zenginler arabalarıyla gezinip, çocuklar da sularda oynarmış.
Piazza Del Popolo Meydanı
Piazza del Popolo Roma’nın en büyük meydanıdır. Şehrin kuzey girişinde bulunan bu meydanda yeni yıl kutlamaları ve konserler yapılır.
Via Del Corso Caddesi
Nereye giderseniz gidin, sola dönünce sağa dönünce düz gidince bir anda karşınıza çıkabilecek olan bu uzun caddenin bir ucunda Piazza Venezia, bir ucunda ise Piazza del Popolo var. Paralel cadde de İspanyol Merdivenleri bulunuluyor. Özellikle alışveriş ile ön plana çıkan bu cadde, akşama doğru araç trafiğine kapanarak daha da rahat bir hal alıyor. Avrupa’da İstiklal kadar kalabalık olduğunu görebileceğiniz sayılı caddelerden olan Via del Corso’nun ara sokaklarından turistik birçok mekana ulaşabilmeniz de mümkündür.
Campo Dei Fiori Meydanı
Campo Dei Fiori Roma içerisinde bulunan önemli ve son derece eğlenceli meydanlardan biri. Meydan dikdörgen şeklindedir. Meydanın ismi ilginç ve çok romantik bir hikayeye sahip. Campo Dei Fiori Meydanı'nın hikayesi, "fiori" İtalyancada çiçek anlamına gelir. Meydan adını Pompeo'nun aşık olduğu kadın olan fiori den alır. Meydanın anlamı İtalyancada çiçek anlamına geldiği için bu meydan her zaman rengarenk ve çiçeklerle süslenmiş bir şekildedir. Cumartesi günleri öğlene kadar pazar kuruluyor.
Santa Maria Maggiore Bazilikası
Santa Maria Maggiore Bazilikası'nın yapılışının nedeni aslında bir rüyaya dayanır. Dönemin Papası Liberio rüyasında Meryem Ana'yı görür . Meryem Ana'nın üzerine karlar yağarken bazilikayı inşa edilmesi için papaya bir yer gösterdiği söylenir. Meryem Ana'nın Papa'ya gösterdiği yer ise Santa Maria Maggiore’nin bulunduğu yerdir. Papa bazilikayı buraya inşa ettirir. Bu güzel yapı Meryem Ana'ya adanmıştır. Kilisenin önünde yer alan Piazza dell’Esquilino Dikilitaşı, hacılara yol göstermesi için Papa V. Sixtus tarafından dikilmiştir.
Trevi Çeşmesi
Aşk Çeşmesi olarak da bilinen Trevi Çeşmesi (Fontana di Trevi), Roma'da Poli Sarayı'nın bir kenarına Nicolò Salvi tarafından Klasik ve Barok karışımı olarak yapılmış, dünyadaki en ünlü çeşmelerden birisidir. Üç yolun kavşağında bulunduğu için Trevi adı konulduğu varsayıldığı gibi, üç yeraltı su yolunun bu noktada toplanmasının isminin nedeni olduğu iddiası da vardır. Ortasında Neptunus (Poseidon), solunda Ceres (Demeter) ve sağında Salus (Hygieia) heykelleri vardır. İnanışa göre kim dilek diler ve sağ eli ile sol omzunun üzerinden çeşmeye bozuk para atarsa o kişinin dileği gerçekleşir ve Roma’ya tekrar gelirmiş.Bir inanışa göre de Trevi Çeşmesi’ne para atmak kişiye iyi şans getirir.
İspanyol Merdivenleri
Piazza di Spagna’da bulunan bu merdivenlere, İspanyol Merdivenleri denmesinin nedeni yanında İspanya Konsolosluğu'nun bulunmasıdır. İtalyanlar için bir buluşma noktası olarak kullanılan, Merdivenlerin etrafı, klasik İtalyan kafelerin yanısıra ‘take away’ olarak tabir edilen dükkanlardan bolonez veya pesto soslu makarnanızı da alıp merdivenlerde öğlen yemeğinizi farklı bir keyifle yiyebilirsiniz. Merdivenlerin tam karşısında alışveriş yapabileceğiniz lüks mağazaların da bulunduğu Via Condotti ve Via del Corso Caddeleri var.
Başlı başına bir hikaye Vatikan..
Vatikan tek başına bir devlet. Dünyanın en küçük ülkesi olmasına rağmen son derece zengin bir ülkedir. Hıristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetim merkezidir. Devlet başkanı olarak Papa'nın sözleri yasa hükmündedir. Papa, hem devlet başkanı, hem de Katolik mezhebinin ruhani lideridir. Kendi bayrağı olan Vatikan'ın, 100 kişilik İsviçre vatandaşı ve Katolik olması şart olan geleneksel giysili muhafızlardan oluşan küçük bir ordusu vardır.
San Pietro Bazilikası
San Pietro Bazilikası'na ismini veren San Pietro , Isa’nın 12 Havarisi'nden biri ve ilk Papa. İmparator Constantine tarafından Saint Peter'in şehit olduğu yerde inşa edilmiştir. Bu dev ibadethanenin ilk restarasyonu papa tarafından yaptırılmıştır. Kubbenin planı ise Michelangelo'ya aittir ancak sanatçı kubbeyi tamamlamamıştır. Michelangelo'nun tamamlayamadığı kubbeyi daha sonra Giacomo Dalla Porta tamamlamıştır. Burası ayrıca dünyanın en büyük Katolik kilisesi olma özelliğine de sahip, mimarisi gereği Papa’nın insanları kucaklarkenki tasviri yapılmıştır. Vatikan’daki muhafızlar İsviçreli ve Michelangelo tarafından tasarlanan kıyafetleri giyiyorlar. Pazar günü orada olursanız Papa saat 12:00 de konuşma yapıyor. Muazzam bir kalabalık ve coşkuya tanıklık edebilirsiniz. Ulaşım araçları ve meydan çok kalabalık oluyor. Ayrıca kıyafet konusunda da dikkatli olmak gerekiyor. Bayanları şort,askılı bluz v.s.gibi giysilerle almıyorlar.
Sistine Şapeli
Sistine Şapeli dünyanın birçok yerinden turistin çok büyük merakla görmeye geldiği Vatikan Müzesi Turu'nun son durağıdır. Sistine Şapeli dünyanın en değerli sanat eserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca Vatikan için çok önemli olan Papa seçimleri de burada yapılır. Sistine Şapeli’nin duvarları fresklerle dolu ama tabi ki burada en meşhur eser Michelangelo’nun Adem’in yaratılışının anlatıldığı fresk. Bunu şapelin tavanında en ortada görebilirsiniz. Ayrıca yine Michelangelo’nun Kıyamet Günü freski de şapelin içindedir.
Dünya küçük,belki bir yerler de yollarımız kesişir.O zamana kadar sevgiyle,sağlıkla kalın…