Kendimi Yabancı Gibi Hissetmediğim Bir Gezi: Kavala

Kavala, Türkiye-İpsala sınırından çıktığınızda 250 km uzaklıkta, otoban üzerinden gidebileceğiniz, kolayca ulaşımı olan ve en önemlisi görülmeye değer bir yer. Eğer benim gibi küçük şehirleri seviyorsanız ve dar sokaklarda gezmeyi, deniz kenarında kafe restoranlarda oturmayı seviyorsanız kesinlikle görmelisiniz.

Biz Ekim ayında gitmemize rağmen Taberna dedikleri restoranları hala hareketliydi. Tarihi kale ise şehrin merkezinde yer alıyor ve muhteşem bir manzaraya sahip. Ayrıca kaleye çıkmanız hiç de zor değil. Aksine çok keyifli, çünkü kaleye varana kadar gezdiğiniz sokaklarda hiç sıkılmıyorsunuz. Ben orada kaldığım sürede bu sokaklarda gezmekten oldukça keyif aldım.

Tarihi kalede yer alan taş zindandan etkilendim, öncesinde kiler olarak kullanılıyormuş. Kalenin içinde küçük bir kalecik daha var, burası gözetleme kulesi olarak kullanılmış. Dar merdivenlerden geçip üstüne çıktığımızda, şehri kucaklayan muhteşem bir manzarada güneşi batışına doğru fotoğraflarımızı çektik.

Bunun dışında surlarda yürüyüp manzaraya karşı oturarak da vakit geçirebilirsiniz. Kalede görevli beyefendi, hiç Türkçe bilmemesine rağmen yarın Çanakkale’ye gideceğini ve orada akrabaları olduğunu söyledi.

Kavala'da Türkiye ile bağlantısı olan birilerini kolayca bulabiliyorsunuz. Apiko isimli restoranda menüde Türkçe bölüm ayrılmıştı; hamsi, uskumru gibi isimleri kullanıyorlar. Garson çocuk hamsi tava yapabiliriz dediğinde şaşırmakla kalmayıp sipariş ettim ve hiç de pişman olmadım. Gayet lezzetli ve bizim de damak tadımıza uygun yemekler bolca bulunuyor. Sizin de gezmek için yolunuz düşsün muhakkak. Ben günübirlik gidebildim. Plajları güzelmiş o nedenle yaz tatili için de uygun bir seçenek olabilir.

Yazar Hakkında

BasarK

İstanbulSeyehat sever. Gezer tozar.