Balkanlarda 15 Günde Devr-i Alem

11/07/2011 - 26/07/2011 (4242 KM.)
ÖNSÖZ

Balkanlar; gidilip görülünce yaşananları daha iyi anlayabileceğimiz bir yer.

Sadece turistik diye nitelendirdiğimiz gezimizin, aslında atalarımızın topraklarını daha yakından tanıma fırsatı olduğunu, gezi bitince anladık.

Balkanlar'ın çoğu bugünkü sınırlarımız dışında kalsa da; hemen her köşesinde Osmanlı medeniyetinin din, dil, mimari, gelenek ve görenekte yaşayan izlerine rastlayabiliyorsunuz.
11 sınır geçerek Boşnak, Türk, Hırvat ve Sırplardan oluşan bir coğrafyanın nasıl birbirine düşürüldüğünü en iyi aşağıdaki fıkra anlatır diye düşünerek gezi notlarıma başlıyorum.

“ İki Sırp, Hırvat ve Boşnak bir mekik ile uzaya gönderilirler. Mekik ay toprağına iner inmez Hırvatlar hemen bayraklarını dikerek, “Burası Hırvat toprağıdır. Çünkü önce biz geldik” derler.
Boşnaklar Hırvatları sakin olmaya davet ederek: “Kavga etmeye gerek yok. Toprak yeterince geniş; hepimize yeter. Federasyon kurar, birlikte yaşarız.”
Tam bu esnada bir el silah sesi gelir. Sırplardan biri, başka bir Sırpı alnının ortasından vurmuştur.

Diğer Sırp silahının dumanını üfledikten sonra Boşnak ve Hırvatlara dönerek:

“Burası Sırp toprağıdır. Çünkü Sırp kanı dökülmüştür.”
İşte böyle boş sebeplerle bu topraklar halen patlamaya hazır bomba gibi.
Hala her Çanakkale törenlerinde dedelerini ziyarete gelen Anzakları düşününce; biz dedelerimizin topraklarını ziyaret etmekle geç mi kaldık bilinmez ama 15 günde kendi arabanızla 4242 km. katederek, bu toprakları gezmek isterseniz.

İşte güzergâhımız ve anılarımız…

11.07.2011 YOLCULUĞA BAŞLANGIÇ

Evliya çelebiden kalan seyyahlık ruhumuzla; bir yıla yakındır planladığımız Balkan turuna Bismillah diyerek başladık.

Kendi arabamızla yapacağımız yolculuğa; her şeyi yanımıza almanın iyi olduğunu düşünmemize rağmen, su ısıtıcısını yine de evde unutup, yol boyunca aaa şunu da alsaydık, bunu da alsaydık diye serzenişte bulunduk.

Yeşil pasaportumuz olduğu için; Türkiye-Yunanistan İpsala çıkışında pek bir sorun yaşamadık. ( Lacivert pasaportu olanların Shengen vizesi almaları gerekiyor.) Seyahate kendi arabamızla çıktığımızdan, gümrükteki Turing Otomobil Kurumu’na kaydımızı yaptırarak uluslararası ehliyet alıp, yeşil kart sigortası yaptırdık. (Fiyatlar gideceğiniz güne göre Turing’in sitesinden öğrenilebilinir.) Uluslararası Ehliyete sadece Yunanistan’a girişte bakılıp diğer hiçbir ülkede sorulmadığından Turing ile Yunanistan arasında bir işbirliği mi var diye düşünmeden edemedik... Bir bilgi daha, artık Triptik belgesi istenmiyor.

Ve şanlı Türk bayrağımıza “kısmetse tekrar görmek üzere” diyerek, İpsala gümrüğünden Yunanistan sınırına geçtik. Yunanistan ile ortak kaderi yaşayan bir millet olarak tabii ki önce kendi vatanımızla, burayı mukayese etmeye başladık. Burası da pek bir yeşil değilmiş gibi yorumlarda bulunsak da içerlere girdikçe çevre ve trafik düzenlerini sevdik.

Avrupa birliğine üye bir millet oldukları için para birimleri Euro. Tüm Avrupa ülkelerinde bulunan uygun market Lidl görünce sevindik. Hemen alışveriş yaptık. Tıpkı bizim BİM gibi bir market.

Yolumuzun üzerinde Gümülcine (Komotini) olunca şöyle bir araba ile girip çıktık. Bayağı Türk var. Dükkânlarda kendi dilimizi duyunca ve Türkiye’de belki de farkına varamadığımız cami minaresini görünce hemen duygulandık. İnsanın memleketinin dışında minareyi görmesinin zevki başka bir güzelmiş meğer.. Milliyetçi duygular uyandırıyor.

Avrupa ülkelerinde bile az çok yazıları anlayabiliyorsun. İngilizce ve Almanca birbirine yakın. Ama Yunanca tabelalar bayağı zor.. Latin harfleri kullanmadıklarından Navigasyon Sinem Hanım olmasa yanmıştık. Tabelalarda bizim matematikte gördüğümüz sigma ve alfa işaretleri çoktu. Hemen yola koyulduk ve ilk durağımız KAVALA’ya geldik.

KAVALA

Para Birimi: Euro
Otelimiz: Oceanis Cavala .
Kalış Süresi. 1 gün

İstanbul’dan rezerve ederek geldiğimizden hemen kâğıtlarımızı vererek otele yerleştik. İnternetten rezerv ederek gelmenizi tavsiye ederiz. En azından otel arama gibi bir derdiniz olmuyor. Rezervasyon konusunda www.booking.com kullandığımız bir site. Çok açıklayıcı bir site. Tüm rezervasyonlarımızı bu site üzerinden yaptık. Yorumları okuyarak otel seçiminizi yapabilirsiniz. Otelimiz sahilde, deniz manzaralı güzel bir otel. Otelde kısa bir moladan sonra önce arabayla sahilde panoramik şehir turu yaptık. Sonra akşam yürüyerek gideceğimiz mekânları inceledik.

KAVALA hakkındaki bilgim sadece Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve Kavala Kurabiyesinin bademli olmasından dolayı, pahalılığıyla ilgiliydi. Kavala, 1. Balkan Savaşı'nda Bulgarlar tarafından ve 2. Balkan Savaşı esnasında Yunanlar tarafından ele geçirilmiş. Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali paşanın doğum yeriymiş. Ortaçağ Kalesi de buranın en güzel mekanlarındanmış..Akşam saat 6 gibi yürüyüş yolundan kaleye çıktık. Kaleden panoramik görüntülerle Kavala’yı inceleyebilirsiniz. Kale saat 21.00’e kadar açık ve ücretli.
Ayrıca Kavala’da sahiller açık olduğundan halk plajlarından denize girebilirsiniz.

Akşam yemeği için sahilde limana yakın bir yerde. Türkçe konuşan tek bir restoran var. Taze fasulye, hamsi, ızgaralar ve çiğ köfte bile varmış.

Biz etlere pek güvenemediğimizden tercihimizi balık, tavuk ve zeytinyağlılardan yana kulandık. Güzel, damak zevki iyi yiyeceklerdi, ama biraz pahalıydı. İlk gecemizin hatırına kendimize ziyafet çektik. Restaurant yazısını bir okuyabilseydik adını da yazacaktık.
Otelde yaptığımız sabah kahvaltıdan sonra otelden ayrıldık. Kahvaltısı yurtdışı otellerine nazaran daha iyi ve doyurucu idi..

Elveda Rumeli’den sonra turizm bakımından bayağı canlanan bir yer gibi görünse de, geçmişinize gitmek, aynada kendinize bakmak ve her yerinde tarihimizden izlerini çok yoğun hissettiren ender ülkelerden biri olan Makedonya’ya doğru yola koyulduk.

''Balkanlar'da 15 Günde Devr-i Alem'' yazı dizisinin bölümlerine aşağıdaki şehirlerin isimlerine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

* YOLA ÇIKIŞ VE KAVALA,  Kavala'nın kalesine kadar yürüyünüz
* ÜSKÜP, çarşısını gezin. Köftelerinden yiyin, limonatasını için.
* TETEVO, Alaca camiyi ve Harabati baba tekkesini gezin. 
* PRİZREN, Kosova’nın en güzel yeri. Faytonla büyük şehir turu yapın.
* SARAYBOSNA, Başçarsıyı gezin. Hatta tabiri caizce kaybolun Başçarşıda.
* MOSTAR, Demodino otelde kalın. Çok memnun kaldık.
* DUBROVNİK, burayı görmezseniz çok şey kaçırırsınız. muhakkak görün ve Adriyatik’de denize girin.
*BUDVA. Deniz kenti. Akşamları sahile inin.
*KOTOR güzel bir sahil yolu. Arabayla girip çıkma şeklinde de olsa burayı gezin.
* ARNAVUTLUK, yol güzergahı olmasa görmeseniz de olur ama mecbursunuz.
* OHRİ Her yer güzel ama Ohrid bir başka güzel.
* RESEN  Ahmet niyazı bey konağını gezin. 
* MANASTIR Atatürkün askeri okulunu gezin.

* EDESA Su şehri Edesa’ya muhakkak uğrayın. Mümkünse içinizde mayonuz olsun. Şelalenin altında aldırış etmeden ıslanın. * SELANİK Atatürk’ün doğduğu evi gezin

Serpil Gül

Yazar Hakkında

Serpil Gül

Seyahat etmeyi seven, seyahati gençlerde eğitimin, yaşlılarda görgünün bir parçası sayan, ailece gezmekten zevk alan, gezdiği yerleri de not alıp başkaları da iyisinden kötüsünden bilgilendirmeyi s