Keyifli Bir Kent Gezisi: Beyaz Şehir Belgrad

Eski Yugoslavya’nın şimdi Sırbistan’ın başkenti, yaklaşık iki milyon nüfusu ile Balkanların en büyük kenti. Kuruluşu M.Ö. 6. yüzyıla dayanan Belgrad (Beograd) “Beyaz Şehir” olarak anılsa da yemyeşil ve sayısız parkları ile göz dolduran çok güzel ve tarihi bir şehir. 

Sava ve Tuna nehirlerinin birleştiği platoda kurulmuş olan kent, konumu nedeniyle tarihi boyunca savaşlardan ve yıkımlardan payını fazlasıyla almış olsa da yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen birçok yapısı dimdik ayakta. Sava nehri tarafından ikiye ayrılan Belgrad, Stari Grad (eski Belgrad) ve Nova Grad (yeni Belgrad) olmak üzere iki yarımadadan oluşuyor. 

2

Eski Şehir (Stari Grad) kentte görülmeye değer, parkları, tarihi yapıları ve anıtlarıyla kentin en çok ziyaret edilen turistik noktası. 

Yeni Şehir (Novi Grad) ise alışveriş merkezleri ve gökdelenleri ile kentin modern yüzü. 

4

İki arkadaş çıktık bu yolculuğa, Nikola Tesla Havaalanına indikten sonra transferimizle şehir merkezine oldukça yakın, hatta yürüyüş mesafesinde, herkesin önerdiği gibi bir B&B / oda-kahvaltı bir otelde kalıyoruz. Kent merkezine çok yakın, tertemiz, pırıl pırıl, ev havasında, sevimli ve her konuda bizlere çok yardımcı olan personeli ile çok memnun kaldık, çok da uygun bir fiyata. Zaten Belgrad otel ve yemekleri de dahil hiç de pahalı olamayan bir ülke. Osmanlı’nın izlerini taşıyan eserlerle, bize pek de yabancı olmayan eğlenceli Rumeli türküleriyle müziği ve gastronomisi ile de gidip görmeye değer bir kent.

Uçağımız sabah hayli erken bir saatteydi, ama biz otelimize gidip hızlıca yerleşiyor, günümüz az olduğundan yorgunluğumuza aldırmadan hemen gezmeye başlıyoruz. Otelimizden çıkıp elimizde harita yürümeye başlıyoruz. Gezmeye Eski Şehir'den başlayacağız, birçok kapısı olan kalenin bir kapısı da otelimize oldukça yakın. Kentin, görülecek yerler içinde en önemli ve en çok gezilen alanı olan Kale meydanına, hemen her kalede gördüğümüz iki dev kulenin arasındaki asma köprüden giriyoruz. 

5

Osmanlı’nın hakimiyeti döneminden kalan ve halen Osmanlı izlerini taşıyan kentin en yüksek kesiminde yer alan, Kalemegdan tarihi önemi olan bir bölge. Roma tarihi kalıntıları, Kanuni Sultan Süleyman’ın 1521 yılındaki fethiyle Osmanlı ve 18. yüzyıla özgü Barok ve Orta Çağ mimarisinin esintileri taşımakta. Her dönem saldırılara karşı önemli bir savunma yeri olmuş. 

6

53 hektarlık alanı içerisinde yer alan Kalenin birçok noktasından, özellikle de Meydanın nehir tarafına bakan geniş terastan Sava ve Tuna nehirlerinin ve şehrin muhteşem ve yemyeşil manzaralarının çok güzel fotoğraflarını çekebilirsiniz. Meydanın bu eşsiz şehir manzarasının yanı sıra dev bir park, bir hayvanat bahçesi, müze, anıtlar, Osmanlı’dan kalma eserler de görülecekler arasında. İşte bunlardan birkaç eser…

III. Ahmet döneminde Mora Fatihi, sadrazam Damat Ali Paşa’nın türbesi ve Şeyh Mustafa Türbesi, Belgrad’da sağlam kalan iki Osmanlı türbeleri. 

Sırp asıllı olup, Osmanlıda 14 yıl sadrazamlık yapmış Sokullu Mehmet Paşa tarafından 1576-77 yıllarında yaptırılan Çeşme artık akmasa da günümüze kadar sağlam kalmış eserlerden biri. 

8

Sırpların I. Balkan Savaşı’nda Osmanlı İmparatorluğuna karşı kazandıkları zaferin anısına dikilmiş olan Belgrad Zafer Anıtı (Pobednik), hikayesi ile yine Türklerden izler taşımakta.

Kalenin iç kısmında ise Büyük Cephanelik, Roma Kuyusu, Nebojsa Kulesi ve Saat Kulesi

9

Kale Meydanını gezdikten sonra bir diğer ucundaki kapsından çıkıyor ve şehrin en popüler, önemli ve hareketli caddelerinden biri, adını Sırp Prensten alan KnezMihailova Caddesi’ne giriyoruz. Her türlü mağazalar, sanat galerileri ile cıvıl cıvıl. Trafiğe kapalı ve günün her saatinde kalabalık olan cadde, çok sayıdaki kafe ve restoranlarda yöresel yemekler ve içkileri tadarak sokak çalgıcılarıyla keyifli zaman geçirmek için de çok renkli ve keyifli. İster Türk kahvesi ister başka kahve içip Türk tatlılarına yakın tatlılar da yiyebilirsiniz. 

İki tarafı mağazalarla keyifli caddenin sonuna kadar yürürseniz kent merkezine, Ulusal Müze ve Ulusal Tiyatro binalarında bulunduğu Cumhuriyet Meydanı'na geleceksiniz. 

11

Biz Cumhuriyet Meydanı ve diğer gezilerimizi yarına bırakıyor ve nehir kenarına  çok sayıda restoranların olduğu Vojvode Bojovica Bulvarı'na (Sava Port) doğru yürüyoruz. 

12

Buradaki tüm restoranlarda güzel yemek yenebileceği notlarımız arasında vardı, o nedenle gözümüze hoş gelen birine giriyor, birkaç atıştırmalık ve deniz mahsulünü bir şişe yerel beyaz şarapla ve sohbetle bitirip akşam yemeğine kadar dinlenmek üzere otelimize dönüyoruz.

Yarın kentin diğer bölgelerini de görmek için yarım günlük bir şehir turu alıyor ve kent hakkında biraz daha bilgi alıyoruz. Ünlü yöresel yemekler ve en popüler restoranlarında tadım yapacağız.

Gezinin Devamı Otobüs Turuyla

Dün, yol yorgunu Cumhuriyet Caddesi'ne kadar gelmiştik. Bugün Belgrad’ın yürüyerek gezemeyeceğimiz bölgelerini de görmek için yarım günlük bir otobüs turu almaya karar verdik. Gezi otobüsleri Eski Şehir'in merkezi Cumhuriyet Meydanı'na yakın bir başka meydandan, Terazije Meydanı’ndan hareket edeceği için biz de turdan birkaç saat önce bu iki meydana giderek görülecek yerlerini gezmeye karar veriyoruz.

Otelimiz çıkarak yürüyüş mesafesindeki Cumhuriyet Meydanı'na doğru yürümeye başlıyoruz. Yolumuzun üzerinde bir sokaktan harika kokular geliyor, hemen sapıyoruz, ne ağacı olduğunu anlayamadığımız ağaçlardan yayılan harika kokular çok hoşumuza gitti. İyi ki sapmışız bu sokağa zira gözümüze bir cami çarpıyor ve oraya doğru yürüyoruz. Bayraklı Camii, Belgrad’da ibadete açık olan tek camiymiş. 

1

Tüm sokağa da hoş kokuyu yayan asırlık bir ağacın arkasına gizlenmiş adeta.

Cumhuriyet Meydanı (Trg Republike): Kentin kalbi olan ünlü meydan tüm kutlamaların, protesto gösterileri, konserler ve benzeri etkinliklerin yapıldığı yer. Kalemegdan’dan çıktıktan sonra Knez Mihailova Caddesinin sonuna kadar yürüdüğünüzde de yine bu meydana ulaşabilirsiniz. Tüm meydanlarda olduğu gibi bu meydanın ortasında da bir heykel yer almakta.

3

Mihailo Obrenović Anıtı(4): Osmanlıların Sırbistan üzerindeki hakimiyetine son veren Prens Miloš Obrenović’in bir eliyle ileriyi işaret ettiği bu heykel rivayete göre, Prensin parmağı İstanbul’u gösteriyormuş, bu da Osmanlıya “İstanbul’a gidin” mesajı imiş. Meydan aynı zamanda tıpkı bizim Taksim meydanı gibi bir buluşma yeri ve sayısız restoran ve kafeleri ile günün her saati yoğun.  

4

Buradan ilerleyerek hayli büyük, Terazije Çeşmesi etrafında yoğun bir trafiğin olduğu başka bir meydana ulaşıyoruz.

5

Terazije Meydanı'na girerken köşede ilk dikkatimi çeken yapı etkileyici mimarisiyle bir otel oluyor, Hotel MoskvaRus imparatorluğu tarafından inşa edilen otelin dış cephesini süsleyen seramik süslemeler de o kadar hoştu ki, yapıyı biraz daha yakından incelemek için sabah kahvemizi otelin bahçesindeki kafede içmeye karar veriyoruz. Türk kahvesini pek beğenmesem de otelin cephesindeki süslemeler, mekan, şık insanlar ve atmosfer o kadar hoştu ki kahveyi pek önemsemiyorum.  

7

Bu arada gözüm de biraz ilerideki görkemli yapıda, Sırp Ulusal Parlamentosu - NarodnaSkupstinaRepublika .

8

Müthiş Neo-Barok mimarisiyle, fotoğraf karelerinizde yer almalı.

Parlamento binasının yan sokağındaki Posta Binası da yine tarihi ve değişik bir yapı. 

10

Tam karşısında ise Belgrad Şehir Meclisi Binası 19.yüzyıla ait Eski Saray, yine güzel mimarisiyle göze çarpmakta. Ancak 1903 yılında Sırp tarihinin en korkunç suikastlerinden birine de sahne olmuş. (Kral Aleksandar ve eşi Draga vahşice öldürülüp, bu yapının ikinci kat balkonundan sokağa atılmışlar

11

Tır otobüsleri, Parlamento Binası'nın hemen karşısında yer alan yemyeşil, renk cümbüşü çiçeklerle oldukça büyük Pioneer Parkı önündeki duraktan kalkıyor. Biz de tur otobüsümüz gelene kadar bu güzel parkın keyfini çıkaralım diyoruz. Kentte sayısız tarihi yapıların yanı sıra dikkatimi çeken özelliklerinden biri de buna benzer ve kentin her yerinde yer alan ve beni yine çok kıskandıran yemyeşil parklar. 

12

Tur aracımız, artık hemen her ülkede olan iki katlı, üstü genelde açık (hop on, hop off) in-bin otobüsü, tam zamanında geldi, rahat fotoğraf çekeceğim bir koltuğa yerleşip, kulaklığımı takıyorum ve sağlı sollu hepsi de tarihi ve muhteşem yapıları izlemeye ve fotoğraflamaya koyuluyorum. Büyükelçiler Sokağı'ndaki tüm yapılar gibi, Türk Bayrağımızın dalgalandığı bina da yine harika, tarihi bir yapı. 

13

Bu gezimizde dikkat çeken en önemli yapılar derseniz..

St. Sava Kilisesi – (Saborna crkva - The Cathedral)- Sırp Ortodoks Kilisesi'nin kurucusu Aziz Sava'ya adanmış, Balkanlar'ın en büyük Ortodoks katedralinin ihtişamlı mimarisinin yanı sıra iç mimarisindeki mozaikler ide göz alıcı güzellikte. Kentin simgelerinden biri olmuş. 

14

St. Michael's Cathedral- 10.yüzyılın ilk yarısında yapılmış olan Ortodoks Kilisesi, kentin merkezinde ve önemli anıtsal yapılarından biri. 

16

Hemen hemen tüm şehri dolaşıyoruz, ancak tüm fotoğrafları koymak isterdim ama zor tabii, akşama doğru otelimize dönerek dinleniyor ve harika bir restorana gideceğimiz için hazırlanmaya başlıyoruz.

 

 

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.