Bern ile Lozan arası tren ile 1 saat 6 dakika sürüyor. Kişi başı ücreti ise 32 İsviçre Frangı. Bern Lozan arası tren yolculuğunda size harika doğa manzaraları eşlik ediyor.
Lozan İsviçre’nin 4. Büyük kenti. Nüfusu 136.000 kişi. Kentin resmi dili Fransızca ve burada Fransız etkisi yoğun olarak hissediliyor. Tren istasyonundan çıktığımız gibi kalacağımız otele doğru ilerlerken duvarlara yapılmış grafitiler dikkatimizi çekiyor. İsviçre’nin diğer kentlerinde grafitilere denk gelmemiştik. Lozan İsviçre’nin diğer şehirlerine göre daha kirli, daha doğrusu daha az temiz ve daha az düzenli. Kent 3 tepe üzerine kurulmuş. Olimpiyat başkenti olarak anılan kent aynı zamanda İsviçre’nin genç şehri olarak adlandırılıyor.
Kentin tarihi Roma dönemine kadar uzanmakta. O dönemde önemli bir ticaret kavşağı olan kent, en büyük gelişimini Ortaçağ’da göstermiş. 1537 senesinde, sonradan üniversiteye dönüştürülen akademinin kurulması ile birlikte dini ve ticari açıdan büyük bir merkez haline gelmiş. 1874 senesinden beri konfederasyonun en yüksek adli makamı olan Federal Mahkemenin merkezi durumunda.
Eski saray günümüzde Lozan Palas Spa Oteli olarak kullanılıyor.
Eski Posta Binası Hotel de Poste ve İsviçre Bankası Binası da görülmeye değer yapıları arasında.
Place Saint Francais kentin merkez bölgelerinden bir tanesi. Bu meydanın etrafında görkemli binalar bulunuyor. Bu meydan 13. Yy’dan kalma bir kilisenin etrafına inşa edilmiş bir meydan. San Francois Kilisesindeki kulenin yüksekliği 56 metre.
Buradan Bessieres Köprüsüne doğru gitmek isterseniz, Bourg ve Caroline caddelerinden ilerleyebilirsiniz. Her iki cadde de sağlı sollu butiklerin sıralandığı nezih yerler.
Merdivenli dar sokakların çıktığı etkileyici bir meydan da Place de la Palud. Merkezi bir lokasyonda yer alan meydan Ortaçağ’dan bu yanan açık Pazar yeri olarak kullanılıyor. Ancak Pazar her Çarşamba ve Cumartesi günleri sabah saatlerinde kuruluyor.
Meydandaki 17.yy’da yapılmış olan Belediye Meclis Binası oldukça etkileyici. Çatısı özel yapılmış. Buna Vadois çatısı deniliyor ve bu çatı stili Vaud bölgesine özel.
Meydanın ortasında kentin en eski çeşmesi var, Adalet çeşmesi.
Kentin manzarasının en güzel izlendiği yerlerden biri Notre Dam Katedrali.
Notre Dam Katedrali’nin bulunduğu bölgede Fransız etkisi daha da fazla göze çarpıyor. Notre Dam Katedrali 1150 – 1275 seneleri arasında yapılmış olup İsviçre’nin en önemli gotik mimari örneklerinden.
Kilisenin tepesine 232 basamak ile çıkılıyor. Koro koltukları ve gül pencereleri ile oldukça dikkat çekici.
Akşamları kilise kulesine çıkan bir kişi saat 22:00’den 02:00’a kadar her saat başı şehre saati duyuruyor. Bu 600 senedir devam eden bir gelenek.
Tepeden şehri izliyoruz. İsviçre’nin ilk gökdelenini görüyoruz.
Katedralin hemen yanında ise Lozan Tarih Müzesi yer alıyor. Bu müze eskiden Tarihi piskoposluk sarayı olarak kullanılıyormuş. Günümüzde ise müze olmasının yanı sıra dönem dönem çeşitli sergilere de ev sahipliği yapan bir merkez.
Yine tepeden Lumina sarayını ve 15. Yy’da inşa edilmiş olan Akademi binasını görüyoruz.
Buradan yürüyerek ana meydana doğru yokuş aşağı yürümeye devam ediyoruz. Yol üzerinde St. Mary Şatosunu görüyoruz. St. Mary Şatosu üzerinde kullanılan tuğlalar İtalya’dan getirtilmiş. Din adamlarının kalması için yapılmış olan şato daha sonra Vaud Kraliyet Ailesinin ikametgahı olmuş. Şatonun önünde Mayor Davel yani Büyük Davel’in heykeli yer alıyor.
Biz gittiğimiz dönemde şatonun etrafına paten pisti yapılıyordu. Bu nedenle çevresinde hararetli bir çalışma vardı.
St.Mary Şatosunun etrafından dolaşarak aşağıya indik ve genişçe bir meydana ulaştık. Bu meydanın en görkemli binası Lumina sarayı. 1900’lerde yapılmış olan bu saray günümüzde Universite kütüphanesi ve Güzel Sanatlar Müzesi olarak hizmet veriyor.
Bu meydanda her Pazartesi ve Çarşamba günleri antika pazarı kuruluyor. Biz de şansımıza pazarın kurulduğu zamana denk geldik. Bu pazarda antika eşyaların yanı sıra ikinci el kıyafet, spor malzemeleri, aksesuarlar da satılıyor.
Tabii ki her İsviçre pazarında olduğu gibi peynir ve çikolata tezgahları da yerini almış durumda.
Çikolata ve Peynir demişken, İsviçre’de yapılabilecek bir aktivite de güzel manzaralar eşliğinde çikolata ve peynir tadımı yapabileceğiniz tren turları. Buna kısaca çikolata treni de deniliyor. Bu tren Montreux’dan yola çıkıyor. Ziyaretçilerini önce peyniri ile meşhur Gruyeres’e götürüyor. Burada dileyenler peynir tadımı yapıyor ve peynirin nasıl bir yapım sürecinden geçtiğini izliyor. Buranın en popüler peyniri ise Gravyer peyniri. İsteyenler kentin kalesini de geziyor. Ardından Broc’a gidiyor. Broc Nestle fabrikasının yer aldığı bölge. Burada Nestle fabrikaları geziliyor, çikolata yapım videoları izleniyor ve tabii ki tadım yapılıyor. Turun en tatlı kısmı da bu…
Meydana geri dönersek, St Loren kilisesi kentin kalbinde yer alan kilise olarak geçiyor ve ilk yapım tarihi 10. Yüzyıla tarihleniyor. İlk yapıldığında çok küçük olan kilisenin günümüzdeki görünümüne kavuşması ise 18.yy’a rastlıyor.
Lozan’ın bir de meşhur semti var; Cenevre gölü kıyısında yer alan Ouchy Semti. Bu meydandan Metro ile Ouchy semtine ulaşım ise oldukça kolay.
Lozan tarihi şehir merkezi ile Ouchy semti arasında işleyen bu metronun halk arasındaki adı ise “Ficelle”.