Barcelona sonrasında Endülüs'te ilk durağımız Malaga oldu.
Malaga, Endülüs bölgesinin ikinci büyük kenti. Klasik her yeri bir yere benzetme huyumuzdan vazgeçmeyelim dersek Mersin'e benzettim diyebilirim. Bol bol palmiye ve yeşillik var.
Malaga Havalimanı'ndan şehir merkezine 3 Euroya götüren otobüsler var. Ücreti otobüsün içinde ödeyebiliyorsunuz. Bizim planımız Malaga'yı gezip Alsa otobüs firması ile Granada'ya gitmekti.
Şehrin girişinde Vialia diye bir alışveriş merkezinin karşısında otobüs terminali var. Havaalanı otobüsü hemen Renfe tren istasyonunun önünde duruyor. Burada inip içerden terminale geçebilirsiniz birbirizlerine çok yakınlar.
Akıllı telefonlara genel SPAIN uygulamasını indirerek çevrimdışı harita seceneğinden yararlanabilirsiniz. Havalanından veya tren terminalindeki danışmadan da harita alablirsiniz benim gibi elinde kağıttan haritalarla dolaşmayı sevenlerdenseniz.
Otobüs terminalinden Granada biletlerimizi aldıktan sonra (11,43 euro) eşyalarımızı orda bulunan dolaplara kilitledik. Bu dolaplar 3.20 euro. Bozuk paranız yoksa görevlilerden bozdurabilirsiniz. Herşeyi koydugunuzdan aldığınızdan emin olduktan sonra kilitliyorsunuz. Eğer açarsanız tekrardan para koymak gerekiyor kilitlemek için.
Daha sonra elimizde haritamız şehri keşfetmeye çıktık.
Şehri ikiye ayıran köprülerden birinden geçerek asıl gezilecek kıyıya geçmek gerekiyor. Birçok noktadan geçiş var. Bizim amacımız öncelikle sahil kısmını görüp sonra içerilere girmek olduğundan Avenida Manu Agustin Heredia'ya ulaştık .
Turistik bölgeyle yaşanılan bölge iç içe geçtiğinden belkide diğer Endülüs bölgelerinden daha farklı. Daha modern bir yapısı var. Fas'a olan yakınlığının etkisini hissetmemek mümkün değil. Hatta mağazalarda, restoranlarda arapça açıklamalar da mevcut. Daha çok deniz turizminin ağır bastığı bir yer Malaga. Bir de yürüdüğümüz yol boyunca okadar fazla seks shop vardı ki dikkat çekmemesi elde değildi ki burası Ağustos ayındaki Feria de Malagia festivali ile ünlü bir şehir.
Festivalde danslar, renkler, pazarlar olması bir yana insanların, diledikleri gibi sahilde sevişebildiği gece yarısından sonra sahilde sevişmenin yasal olduğu, kimsenin karışmadığı bir ortam yaratması da başka bir ilginç yanı.
Bir de üstelik cinsiyet değişimi isteyenler için bütün masrafların belediye tarafından karşılandığı tek şehir Malaga, hatta İspanya'da transeksüellerin en çok bulunduğu bölge de burasıymış.
Kıyı boyunca devam ederek Marina bölgesine çıkınca ya bu kıyıyı takip ederek kumsalların olduğu bölgeye ulaşabilirsiniz ya da Saray (Alcazaba'yı ) görene kadar kıyıdan devam edip o noktadan iç kısma girebilirsiniz ara yollardan.
Görülecek birçok yer var tabi ki. Malaga doğumlu olanPicasso'nun Müzesi, Malaga'yı tepeden görebileceğiniz Gibralfaro Tepesi,Alcazaba Kalesi, Plaza de Toros (boğa güreşi alanı) bunlardan öncelikli olanı. Ama bence bu Endülüs şehrinde oranın rehavetine kapılıp Strachan Sokağı ve Marques De Larios caddesinde mağazalara bakınıp küçük kafelerde oturmak, ara sokaklarda miskince gezmek, sokak sanatçılarını fotoğraflamak ve Costa del Sol kıyılarındaki plajlarından faydalanmak en yapılası aktivite. Gittiğin yerin kültürünü de yaşamak gerek diyerek Siesta tembelliğine biz de katıldık Malaga'da
Picasso'nun Malaga'da bulunan müzedeki eserleri eğer Madrid'de müze gezmeyi planlıyorsanız ya da Barcelona'da Picasso Müzesi'ni görme şansınız varsa çok tavsiye etmeyeceğim bir yer. Ama çarsının içinde bulunan konumu nedeniyle gezmek için ekstra bir çaba sarfettirmiyor.
Malaga Katedrali ise diğer bir önemli mekan. 1528 yılında bir caminin bulunduğu yerde yapımına başlanmış. Kulelerinden biri 1782 yılında tamamlanmış, ikinci kule ise bitirilememiş. Bu yüzden La Manquita (tek kollu kadın) adıyla anılıyor. Bitirilemeyecek bir şey gibi gözükmüyor koca bina yaptıktan sonra ama bitmeyen kilise kavramına özenmiş olcaklarki reklamın iyisi kötüsü olmaz diyerek tek kollu kavramıyla popüler olmuşlar.
Alcazaba Kalesi ise sunduğu şehir manzarası, Gibralfaro tepesinin etekelerindeki bahçeleri, havuzları ile daha gezilesi bir mekan.
Dönüş yolunda önce favori İspanyol yiyeceğim tortilla Espanola yemek için mola verdik.
Köprüden geçerken ise sokak sanatçısının alası olan anarşist sanatçı Shepard Fairey'in eseri ile karşılaşmak miskin gezimizin ödülü oldu. Kendisi binalara zarar veriyor denilerek hakkında tutuklama kararı çıkartılmış biridir. Tabi zaten 20 yıllık sanat yaşamında 17 kez tutuklanmış olması nedeniyle şok bir bilgi değil bu. Tüm dünyaya yayılan obey ise en büyük projesi.Zamanında bant dergisinin hediye ettiği Mustafa Kemal Atatürk posteri de kendisinin eseri bu arada.
Sonuç olarak Malaga görmezseniz bir şey kaybetmeyecek izlenimi veren ama görülesi bir şehir. Burayı gezmek için 1 gün yetiyor. Eğer deniz tatili yapayım derseniz 2 gün de kalınabilir.
Daha fazla fotoğraf ve bilgi için: Instagram hesabım ve blog'dan ulaşabilirsiniz.