Kuzey Almanya ziyaretlerimi her zaman sevmişimdir. Şimdiki rotam Kuzey Almanya’nın sevimli kenti, masal kahramanları ile meşhur Bremen.
Bremen Hakkında Bilgiler
Bremen Almanya’nın önemli liman kentlerinden biri. Yaklaşık 550 bin nüfusu ile aynı zamanda Bremen Eyaleti'nin de başkenti. Hamburg’dan sonra önemli liman ve ticaret kenti Bremen tarihi 8. yüzyıla kadar dayanıyor. Şehir Weser Irmağı kenarında yaklaşık olarak 787'de kurulmuş. Kral Şarlman zamanında yerleşim artmış ama esas gelişimini Rönesans çağında yapmış bir kent. Sanayi inkılabı ile ticaret gelirleri şehrin refah seviyesini arttırmış.
Bremen’e Nasıl Gidilir?
Bremen’e haftanın her günü aktarmalı ya da direkt uçabilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 3 saat süren Bremen’e yaz aylarında gitmeyi tercih etmelisiniz. Hava genelde açık ve ılık olacaktır. Ama siz de benim gibi her zaman gezerim derseniz yağmurluğunuzu, berenizi eldivenlerinizi yanınızda bulundurmalısınız.
Bremen'de Ulaşım
Bremen’e uçakla geldiğinizde yolculuğunuz Flughafen Bremen'de son bulacak. Terminalde çıktığınızda hemen karşınızda bulunan tramvay durağına geçerek 2.70 Euro karşılığında tek yön bilet alıp 6 numaralı tramvaya binerek şehir merkezine gidebilirsiniz. Bilet makinelerinde Türkçe dil seçeneği de var. Açıkça söylemek gerekirse çok yönlü ya da birkaç günlük bilet almak isteyebilirsiniz. Ama ben genelde şehri yürüyerek gezdiğim için ihtiyacım olmadı.
Şehre başka bir şehirden tren ile geldiyseniz yine tren garından çıkınca göreceğiniz tramvay durağından aynı numaralı araca binerek şehir merkezine gidebilirsiniz. Yolculuk yaklaşık 8-10 dk sürüyor. Yani özet olarak tüm işinizi görecek olan araç 6 numaralı tramvay. Çünkü büyük tren garından (Hauptbahnhof) Flughafen Bremen’e (Havaalanına) giden ve şehir merkezinden geçen araç bu.
Ayrıca şehirde turistlerin görmesi gereken yerler turistlerce kolay gezilsin diye Bremen Belediyesi bir çözüm bulmuş ve turist güzergahına sokaklara ve caddelere çaktığı pirinçten yapılma çiviler ile rota çizmiş. Bu çivileri takip ederek görmeniz gereken her yapıyı rahatlıkla dolaşabiliyorsunuz.
Bremen'de Gezilecek Yerler
Bremen sakin ve huzurlu bir şehir. Bu şehri gezmek için daha doğrusu içinize sinerek gezmek için 2-3 gün ayırmanız gerekiyor. Aceleye gerek yok. Bremen Dom’un uzun kulelerine, Böttcher Sokağı'nın her taşından fışkıran sanat izlerine, Bremen Mızıkacıları'nın ezgilerine ya da şehrin en eski semti Schnoor'u rahat rahat gezebilmek sokaklarında kaybolmak için bu süre size yetecektir.
Marktplatz
Şehrin kalbi sayılabilecek meydan görmeniz gereken hemen her şeyi sizlere sunuyor. Eski belediye binası, Bremen Katedrali, Bremen Mızıkacıları Heykeli, Tükürük Taşı, Barok ve Rönesans Dönemi yapıları göreceğiniz meydan burası. Bremen şehrini ziyaret ettiğinizde vaktinizin büyük kısmını burada geçireceksiniz.
Bremen Katedrali (Bremen Dom)
İki devasa büyük çan kulesi ile daha şehri havadan gördüğünüzde sizi selamlayan yapı şehrin önemli simgelerinden biri. Aynı zamanda Kuzey Almanya’nın büyük dini yapılarından biri. Tarihi 8. yüzyıla kadar dayanan yapı ilk olarak ahşap inşa edilmiş ama yangınlar ve savaşlarla çok zarar görünce 15. yüzyılda bugünkü hali ile yani taş işçiliği ile inşa edilmiş.
Yapıldığı ilk yıllarda ön tarafına asılan ahşap saat daha sonra bilinmeyen bir nedenle yere düşmüş. Bu saati katedralin içerisinde sergiliyorlar. Katedral klasik gotik tarzda yapılmış. İçerisinde üç büyük org var. Akustik yapısı çok uygun olduğu için içeride zaman zaman klasik müzik dinletileri yapılıyor. İçeriyi gezmek ücretsiz. İçeride sessiz olun çünkü ben video çekimi yaparken bir Alman gelip beni uyardı.
Bremen Belediye Binası
Yine Marktplatz Meydanı'nda yer alan önemli yapı 15.yy dan kalma barok tarzı ile dikkat çekiyor. Yapı üzerinde yer alan heykeller şehrin tarihinde yer almış önemli şahsiyetlere adanmış. Bina ziyaretçilere açık ancak önceden grup randevusu almanız gerekiyor.
Bremen Mızıkacıları Heykeli
Şehrin en önemli sembolü ama sakın öyle büyük bir heykel sanmayın. Belediye binasının sağ arka köşesinde yer alan heykel turistlerin uğrak noktası. Grimm Kardeşler'in bu klasikler arasında yer alan hikayesi şehrin her yerinde izlerine rastlamanıza neden oluyor. Eğer heykelin daha doğrusu eşeğin iki ayağından tutarak bir dilekte bulunursanız dileğiniz gerçek oluyormuş.
Schnoor
Bremen’in en güzel yerlerinden biri hiç kuşku yok ki bu eski semt. Daracık sokakları, renkli sevimli evleri, bozulmamış tarihsel dokusu, hediyelik eşya dükkanları, küçücük kafe ve restoranları ile sizi kendine hayran bırakıyor. Saatlerce elinizde fotoğraf makinanızı bırakamadan dolaşıyorsunuz.
Burada Avrupa’nın en dar sokağından geçiyor, hediyelik eşyacıların dükkanlarında kayboluyor, güzel kahve ve çikolata kokuları arasında kendinizden geçiyorsunuz. Bremen’e geldiğinizde buraya 3-4 saatinizi ayırın ve tadını çıkarın derim.
Böttcher Sokağı
Bence yine Bremen’in enteresan sokaklarından birisi de Böttcher Sokağı. Aynı zamanda buraya sanat sokağı demek yanlış olmaz. Sanat müzeleri, eski zamanlardan kalma evleri, restoran ve kafeleri ile turistlerin uğrak noktası. Marktplatz Meydanı'nda hemen Belediye Binası'nın tam karşısında yer alan sokak mutlaka ziyaret edilmeli.
Sokağın içerisinde yer alan Roselius-Haus ve Paula Modersohn müzeleri sanat severler için harika ziyaret noktaları. Her iki müzeye de 4 Euro’ya alacağınız bilet ile ziyaret edebilirsiniz. Roselius-Haus 16. ve 17. yüzyıldan kalma antika eşyalar ve tablolar ile dikkat çekiyor. Ancak içeride fotoğraf çekmek yasak. İçeriden hediyelik eşyalar alabilirsiniz.
Haus Des Glockenspiels
Yine Böttcher Sokağı'nda yer alan bu enteresan yapının özelliği ise çatısında yer alan porselen çanlar. 1973 den beri devam eden geleneğe göre saat 12:00- 15:00 ve 18:00'de çanların melodisini dinlemeye gelebilirsiniz. Zaten bu saatlerde turistler bu müzik gösterisini seyretmek için toplanmaya başlıyorlar.
Tükürük Taşı
Yine Marktplatz'da, Bremen Dom’un hemen sağ tarafında normalde çok dikkatinizi çekmeyecek büyüklükte yerde bir taş var. Bu taşa tükürük taşı deniyor. Hikayesi ise şöyle. Bremen şehrinde yaşayan Gsche Maregarethe Gottfried adlı bir kadın 1813-1827 yılları arasında aralarında yakın aile bireyleri olmak üzere bir çok kişiyi siyanür ile zehirlemiş. Daha sonra yakalanan bu kadın şehir meydanında 35 bin kişinin izlediği bir idam töreni ile 1831'de idam edilmiş.
İşte bayan Maregarethe’nin başının düştüğü yere yani kesik başına idamı izleyenler tükürmüşler. Bu idam aynı zamanda Almanya tarihinde açık alanda yapılan son idam olmuş. Bugün şehre gelenler bu taşa gelip tükürerek o günü anarlarmış.
Roland Heykeli
Yine Belediye binası önünde yer alan heykel, şehrin koruyucusu ve gücü olarak kabul ediliyor. Almanya tarihi için önemli krallardan sayılan Frederick tarafından yaptırılan heykel yine turistleri fotoğraf fonları arasında yerini alıyor.
Schlachte
Şehrin nehir kenarındaki önemli eğlence yeme içme mekanlarının olduğu semt. Açıkça söylemeliyim burası yazın kesinlikle harika olur. Bunu gezerken hissediyorum ama mevsim kış nehir kenarındaki masa ve sandalyeler boş. Elbette kafe ve restoranların kışlık bölümleri açık. Buranın tadını nehir manzaralı bir masada içkinizi yudumlarken çıkarabilirsiniz.
Eğer Bremen’e bir daha yolum düşerse sırf burayı yazın görmek için gelmek isterdim. Hazır Schlachte'ye gelmişken nehri karşı kıyısında yer alan Beck’s fabrikasını da ziyaret edebilirsiniz. Benim gittiğim gün tatil gününe denk geldiği için ziyaret etme imkanım olmadı ama şehirde bulunduğum sürece Beck’s biralarını bol bol test ettim.
Wallanlagen
Bremen şehrinin önemli noktalarından birisi de eski şehir kapısının bulunduğu Wallanlagen. Burada aynı zamanda şehir surları ile çevrili bir park da var. Buradaki parkın içerisinde büyük bir yel değirmeni var: Mühle Am Park. Şu an bu değirmen şık bir restoran olarak hizmet veriyor. Burada güzel fotoğraflar çekebilirsiniz. Ancak şehrin en büyük parkı ise Bürger Park. Benim ziyaret ettiğim günlerde içerisinde çok büyük bir lunapark vardı. Akşamları oldukça hareketli oluyor. Gençler baş döndüren çeşitli elektronik araçlara binerek çılgınlar gibi eğleniyor ve kafelerde takılıyor.
Viertel
Şehrin merkezine çok yakın olan bir semt burası. Kafelerin, restoranların bolca bulunduğu ve şehrin gençleri tarafından tercih edilen bir semt. Şehir merkezinde sıkıldıysanız Bremen Dom’un arkasından batı yönüne doğru 5-6 dakika yürümeniz sizi bu semte getirecektir. Ya da 2-3 numaralı tramvaylara binerek buraya gelebilirsiniz.
Biraz soluklanmak, farklı lezzetler tatmak için ideal bir yer burası. Dünya mutfaklarından da lezzetler bulabilir isterseniz kahvenizi yudumlayabilir isterseniz güzel bir şarap evinde şehrin şaraplarını tadabilirsiniz. Aynı zamanda Viertel kelime anlamı çeyrekmiş. Belki şehrin farklı havasından çeyrekte olsa nasiplenmek isteyenler koymuştur bu adı.
Bremen'de Ne yenir, Ne içilir?
Bremen klasik Alman lezzetleri yanında dünya mutfağından örnekleri de bulacağınız geniş bir seçenek sunuyor yemek içmek konusunda. Aynı zamanda bir liman kenti olduğu için deniz mahsülleri açısından da zengin. Bremerhaven şehre tren ile yaklaşık 30 dk uzaklıkta. Ben o bölgeye gitmedim ama deniz ürünleri için doğru adres olduğunu söyledi şehirde yaşayanlar. Farklı lezzetler tadmak için Viertel ve Schlachte bol seçenek sunuyor. Bunlardan birkaç tanesini tanıtayım.
Litfass: Viertel bölgesinde bulunan kafe bar kahve ve hafif alkol için ideal.
Chinchilla: Yine aynı bölgede pub tarzı bir bar. Cin ve tonic kokteylleri yapıyor. Aman çarpılmayın dikkat :)
Wein Cafe Engel: Viertel’in en popüler mekanlarından biri. Belli gün ve saatlerde randevusuz yer bulamayabilirsiniz. Şarapları ile meşhur. Çok geniş bir menüsü var. Sabahları kahvaltı da edilebilir. Küçük ama lezzetli yemek çeşitleri ile dikkat çekiyor.
Rotkapchen: Restoran et, balık, ördek menüsüyle dikkat çekiyor. Güne özel çorbaları da denenebilir.
Schüttinger Bira Evi: Böttcher Sokağı'nda yer alan bu bira evi Ortaçağ'dan kalma otantik görüntüsü ile gayet hoş bir mekan. Kendine has özel biralarını satıyorlar ve biranın yanında gayet güzel gidecek hoş menüleri var. Tahta masalarda mahsende içer gibi takılıyorsunuz. Ayrıca kendi özel üretim koyu ve normal biralarını mutlaka tadın.
Bremen'de Nerede Kalınır?
Kuzey Almanya, Danimarka ve Hollanda seyahatim için başlangıç ve bitiş noktası Bremen’di. Şehre ilk gelişimde arkadaşım Feyzi’nin evinde kaldım. Ancak Amsterdam dönüşünde bir gece konakladığım tren garının arka kapısından çıkınca sola doğru 100 metre yürüyerek ulaşılan Prize Hoteli, temizliği ve şehir merkezine yakınlığı fiyat uygunluğu için tavsiye edebilirim. Ancak Booking'den şehir için bir çok farklı otel ve hostel bulanabilir.
Yapmadan Gelme
Beck’s biralarını tatmadan,
Ben Beck’si İstanbul'da içiyorum farklı bir şey deneyeyim diyorsan Schüttinger bira evine uğramadan,
Haus Des Glockenspiels'in porselen çanlarının melodisini dinlemeden,
Tükürük taşına tükürmeden,
Wein Cafe Engel'de harika şarapları içmeden,
Schnoor’un daracık sokaklarında sıkışmadan,
Bremen Dom’un içinde oturarak yapıyı doyasıya incelemeden,
Schlachte'de piyasa yapmadan,
Bremen Mızıkacıları'ndan eşeğin iki ayağından tutup dilek dilemeden gelme :)