Mızıkacılar Kenti Bremen

Çocukluğumun Masal Şehri 

Çocukluğumda defalarca dinlemekten ve okumaktan bıkmadığım bir masal Bremen mızıkacıları… 

Bremen Mızıkacıları, beni Bremen’e çeken bilinçaltımdaki dört sevimli hayvanın hikâyesiydi. Ben seyahatimi özellikle Mayıs ayına denk getirdim. Çünkü Mayıs’tan Ekim’e kadar her Pazar günü saat 13:30’da Markt meydanında masalı canlandırıyorlar. Tabii çocukluğumda gitseydim herhalde çok daha eğlenirdim. Ama şehir de masal kadar güzel.

 

Bremen’de gezmek için herhangi bir toplu taşımaya ihtiyaç duymazsınız, şehir yürüyerek gezilecek kadar küçük ve sevimli. Ancak yorulurum derseniz tabii ki tramvay da bir seçenek. Benim tercihim her zamanki gibi yürümek, sanki o zaman hiçbir detayı kaçırmamış gibi hissediyorum.
 
Weser Irmağı kıyısında  bulunan  Bremen kenti, yaklaşık 550.000 kişilik bir nüfusa sahip. Yaklaşık 35.000 Türk yaşıyor kentte. Bu nedenle de çok sayıda Türklere ait iş yeri var. Kentte 14 cami ve Türklere özgü Vatan Spor olarak bilinen bir spor kulübü var. Bremen halkı, yabancılara karşı en hoşgörülü Alman kenti olarak biliniyor.
 
Lokasyon olarak Kuzey Denizi’nden 77 km içeri olduğundan korunaklı bir liman ve sanayi kenti aynı zamanda. Almanya’nın diğer kentlerine göre ekonomik anlamda çok gelişmemişse de sosyal anlamda en gelişmiş kentlerindendir.
 
Weser Irmağı insan gücü ile genişletilmiş ve Bremen açık denize bağlanmış. Böylelikle Kuzey Denizi’nden sadece 16 km içeride olan Bremerhaven ise Hamburg’dan sonra ülkenin en önemli ikinci limanı haline gelmiş. Buradan ülkenin diğer kentlerine iyi örülmüş bir demiryolu ağı olması kentin önemini arttırıyor.

İlk Durak Tabi ki Bremen Mızıkacıları Heykeli

Hikayede geçen eşek, köpek, kedi ve horozun müzik yapmak için gitmeye çalıştıkları kentin en önemli simgesi de Bremen Mızıkacıları Heykeli. Ancak ilk görüşte biraz hayal kırıklığı yaşadım açıkçası. Daha büyük bir heykel bekliyordum. Aynı hissi Brüksel’de Manneken Pis (İşeyen Çocuk) Heykeli'nde de yaşamıştım. Biz sanırım ülke olarak kendimizi pazarlamayı pek beceremiyoruz.


 
Tabii yine de gelenektendir, Bremen mızıkacılarının heykelindeki eşek figürünün bacaklarına dokunup parlamasına bir katkı sağlıyorum elbette. Çünkü inanışa göre eşeğin bacaklarına dokunmak şans getiriyor. Eğer eşeğin bacağını iki elinizle birden okşarsanız dileğiniz kabul oluyormuş.
 
Bu bölgedeki bir diğer heykel ise elinde adaleti simgeleyen kılıç ile duran şehrin koruyucusu Rolanda ait. Bu heykel Gerhard Marcks tarafından yapılmış.

Tüm Şehir Bir Sit Alanı: Eski Şehir

Ancak tabii kentin tarihsel dokusuna diyecek bir şey yok, özellikle de Eski Şehir-Alte Stadt’da. Burası bir sit alanı olarak korunmuş. İkinci Dünya Savaşı'nda çok zarar almış olsa bile günümüzde tüm binalar eski orijinal haline dönüştürülmüş. Bu arada Bremen, zamanında Hitler’in seçim kazanamadığı yegane yerlerden birisi.
 
Kentin ilk yerleşim alanı Marktplatz ve Schnoor denen bölge. Bu meydanlardaki binaların çoğu Rönesans mimarisi eseri.

Kentin Kalbinde Görülmesi Gereken Yapılar 

Kenti gezmeye başlamak için en ideal yer Schnoorviertel. Zaten burası kentin kalbi gibi. Kent tarihi 1.200 sene öncesine kadar uzanıyor. Buradaki 17. ve 18. yüzyıla tarihlenen binalar görülmeye değer.
 
1405 senesinde yapılmış olan gotik tarzdaki yeşil çatılı Rathaus yani yerel yönetim binası UNESCO Dünya Mirası’nın bir parçası olarak kabul edilmiş.
 
Bremen Mızıkacıları heykelinin bulunduğu yerde 6. yüzyılda yapılmış Schütting ve Stadtwaage görülebilir.
 
13. yüzyıla tarihlenen Aziz Petri Katedrali ise Marktplatz’a yakın konumda. Bir diğer önemli ibadet mekanı ise kentin en eski kilisesi olan ve 11.yüzyıla tarihlenen Liebfrauenkirche.
 
Kentte gezerken her köşede bir müzisyen ile karşılaşmak mümkün. Bu da insanda Bremen Mızıkacıları’nın tüm müzisyenleri bu kente davet ettiği hissini yaratıyor.

Yerel Tatları Keşfedebileceğiniz Mekanlar 

Marktplatz’a yakın konumdaki Schlachte ise gerek cafeleri gerekse bahçeleri ile daha çok yaz ayları için ideal bir bölge. Özellikle bu bölgede çok güzel restoranlar da yer alıyor. Mutfaklarında patates ve lahana oldukça yoğun kullanılıyor. Kent bira ve şarapları ile meşhur. Özellikle Bremen Ratskeller dünyanın en geniş şarap koleksiyonlarından birine sahip. Bira olarak ise Beck’s markası Bremen’den çıkma.
 
Birçok binanın giriş katı Birahane, alt katı ise bira imalathanesi olarak hizmet veriyor. Bremen halkı eğlenmeyi çok seviyor.
 
Burada gelişmiş bir kahve kültürü de var. Dünya’nın çeşitli yerlerinden gelen kahveler, çikolata eşliğinde sunuluyor. Ayrıca kafeinsiz kahveyi bularak zengin olan Ludwig Roselius da Bremenli. Hatta bu şahsiyet kenti kentine bir de cadde yaptırmış. Bu cadde önemli bir alışveriş caddesi aynı zamanda. Alışveriş için tercih edilebilecek diğer caddeler ise Böttcher strase, Schnoor bölgesi, Viertel ve Sögestrasse.