Haifa'dan bu kez rotamızı güneye doğru çevirmiştik. Haifa gerçekten bölgede teknolojinin en gelişmiş olduğu kentlerden birisi. Yol üstünde birçok teknoloji üssü ile karşılaştık.
Yarım saat kadar gitmiştik ki, Atlit'de UNESCO Tentative List'de olan 1218'de Haçlılar tarafından deniz kıyısında yapılan Château Pèlerin'in kalıntıları ile karşılaştık. Kale 1837'de depremde yıkılmış. Şu an İsrail Ordusu'nun deniz komandolarının eğitim merkezi olduğu için içeriye sivillerin girmesi yasak. Biz de buradan Haifa'nın uzaktan manzarasına bakıp yolumuza devam ettik.
Nahal Me'arot / El-Mughara Vadisi Mağaraları
Asıl durağımız olan NahalMe'arot'a yaklaşık bir on dakika sonra ulaştık. Nahal Me'arot, yani diğer adıyla El-Mughara Vadisi Mağaraları UNESCO korumasına alınmış. KarmelDağları'nın batı eteklerinde bulunan bu rezervde 4 adet mağara bulunmakta; Tabun, Nehir, Deve ve GençKeçi Mağaraları.
Nahal Me'arot neden önemli?
Nedir burayı önemli kılan derseniz; burası insan evriminin kronolojik sırasını anlayabilmemiz için dünya üzerinde çok önemli bir nokta. Dünya üzerinde şu ana kadar bulanabilmiş en uzun tarih öncesi kültürel sekanslardan birini sunuyor bize.
Burası, 90 yıllık kazılar sonucunda tam 500.000 yıl öncesi AşağıPaleolitik çağa ait Aşölyen (Acheulean) kültürden, yani armut şeklinde taştan yapılma el baltalarını kullanan insanlardan, 250.000 ile 45.000 yıl öncesi OrtaPaleolitik çağda yaşanan Musteryen (Mousterian) kültürden, yani çakmak taşlarından, Epipaleolitik çağa ait 15.000-11.500 yıl öncesine dayanan Nautifan kültürüne ve sonrasında avcılıktan tarıma geçiş dönemine ait buluntuları bir arada barındırarak insan evriminin yaklaşık 500.000 yıllık dönemine tanıklık ediyor.
Bir yukardaki resimde de farklı dönemleri bir arada görebiliyorsunuz. Mağaralar, çocukların dahi anlayabileceği şekilde tabelalar ve maketler ile donatılmış. En son mağaraya girdiğinizde ise yaklaşık 10 dakikalık bol ışık efektli interaktif bir eğitim videosu var. Biz gittiğimizde burası neredeyse lunapark gibiydi. Herkes çocuklarını alıp gelmiş, bir de Yahudilerin çok çocuklarının olduğunu düşünürseniz durumu daha iyi anlarsınız. Bir ülkenin bilime verdiği değer muhtemelen çocuklarına verdikleri bilim eğitimi ile doğru orantılı. Ortamda yetişkinden daha çok çocuk vardı.
Özetle, sadece beşeri bilimlerle uğraşan bizlerin değil, her insanın mutlaka görüp öğrenmesi gereken şeyleri öğretiyor bize burası. Burada öğrenmenin keyfine vardıktan sonra bir sonraki durağımız için yola koyulduk...