Peru'nun Tarihi ve İnkalar

Peru’nun tarihi MÖ 200 senesine kadar uzanıyor. MÖ 900 – 200 seneleri arasında Çavin kültürü, yani And dağlarının en eski kültürü burada hakim. Bu insanlar dokumacılık ve metal işleme ile uğraşmışlar.

M.S. 100 – 800 arasında Moserler dönemi başlıyor. Bu dönemde seramik sanatı gelişiyor ve kıyı şeridinde Nascalar astronomik takvimi buluyorlar.

M.S 600 – 1000 arasında Variler, M.S. 500 – 1100 arasında Tıvanakular dönemi yaşanıyor.

M.S. 1000 – 1400 yılları arasında Çimular dönemi yaşanıyor. Bu dönemde metal işçiliği ve dokumacılık gelişiyor. Aynı yıllarda İnkalar Çimu imparatorluğu’nu ele geçirmeye başlıyorlar.

M.S. 1300 - 1450 arasında ise Chankaylar dönemi yaşanıyor. Ancak Chankaylar yönetimde çok başarılı ve güçlü olamıyorlar. M.S. 1200 senesinde İnkalar güçlenerek sahneye çıkıyorlar.

M.S. 1250 senesinde İnka kralı Manco Capac İnka İmparatorluğu’nu kuruyor. M.S. 1250 – 1493 arasında ise İnka İmparatorluğu genişlemeye başlıyor ve Cusco başkent oluyor. Perulu’lar bizim kökenimiz İnka’lardır diyorlar İnkalara da Güneş’in Çocukları adını veriyorlar.

M.S. 1493 – 1525 arasında İmparatorluğun bütün şehirleri 40.000 kilometrelik taş yollarla birbirine bağlanıyor. Tam güçlenmeye başladıkları dönemde ise M.S. 1527’de İspanyol Francisco Pizarro Peru’ya ayak basıyor.

M.S. 1525 – 1532 arasında kıtaya ilk ulaşan Avrupalılarla çiçek, frengi ve kızamık gibi hastalıkları yerli nüfusa bulaştırıyorlar. Bu nedenle yerli nüfusun %95’ı kırılmış oluyor ve İnka’lar İspanyollar geldiğinde çok zayıf düşmüş oluyorlar. Aynı dönemlerde İnkaların acımasızlığından yakınan yerli kabileler de İspanyollar’a yardım ediyorlar ve Cusco düşüyor.

M.S. 1533 – 1541 arasında İspanyollar hüküm sürmeye başlıyorlar ancak İspanyollar yüksek intifadaki Cusco’da yaşamakta zorluk çekiyorlar. Bu nedenle başkenti Cuzco’dan deniz kenarında yer alan Lima’ya taşıyorlar. 1542 yılında Kastilya’ya bağlı Peru Krallığı kuruluyor.

M.S. 1536 – 1572 arasında ise eski İnka Kralı Manco İnka, Macchu Picchu’da gerilla savaşı veriyor. Ancak ölümünden bir süre sonra 1572’de İnka tarihi sona eriyor. O dönemde birlikte olan Peru ve Bolivya 1825’te birbirlerinden ayrılıyorlar. 1879’da Peru ve Şili arasında yaşanan Pasifik savaşları nedeniyle ise Peru yeniden toprak kaybediyor.

İnkaların ilk başlangıcı 1200’lü yıllara dayanıyor. En parlak dönemlerini ise 1438-1533 seneleri arasında yaşıyorlar. And dağları boyunca bir yandan Kolombiya, Arjantin, Şili’ye kadar, diğer yandan Ekvator, Peru, Bolivya’ya kadar uzanıyordu. 4 bin km uzunluğunda 3 milyon km2 lik bir alana yayılmış olan İnkalar’ın içinde 700’den fazla farklı etnik topluluk ve dil vardı.

Güneş tanrısı İnti’ye inanan İnkalar, imparatorlarını bu tanrının temsilcisi olarak görüyorlardı. İmparatorlarına “Güneşin Oğlu”, kendilerine ise “İnka’ların Çocukları” diyorlardı. İnkalar’ın dini Şamanizm, Politeizm ve Animizm karışımı olan bir dindi.

İnkalar “Güneşin oğlu” olarak kabul ettikleri kralları vasıtasıyla Tanrı ile konuşabildiklerine inanırlardı. Kralın eşleri rahibelerden seçiliyordu.

İnkalar döneminde eğitim sadece asillere veriliyordu. Ölülerini mumyalayarak saklarlardı. Bu gelenek farklı şekillerde olsa da günümüze kadar gelmiş durumda. Günümüzde köylerde evlerinin bir köşesinde ölmüş aile büyüklerinin kemiklerini saklıyorlar.

Mayalar’da Tanrı’larına insan kurban etmek çok yaygın olarak görülse de, İnkalar Tanrı’larına insan kurban etmiyorlarmış. Bunun yerine alpaca, lama, vikurya gibi hayvanları kurban ediyorlarmış. Nadiren de olsa bakire kızların başlarına topuzla vurarak kurban etme varmış, ancak yaygın değil.

İnkalar toprak olmayan kayalık dağları teraslama sureti ile üretime elverişli hale getirmişler.

İnkalar’ın mimari, astronomi, tarım ve genetik bilgileri çok ileri seviyedeymiş. En önemlisi ise büyük blok taşları harç kullanmadan, taşlardaki yivler üzerine yerleştirerek birbirine bağlamaları. Bu sayede olağanüstü yol sistemleri oluşturmuşlar. 40.000 km yol bu taş bloklarla yapılmış. İnka yolları Peru, Bolivya, Ekvator, Şili ve Arjantin’de görülebiliyor. Bu yollar teknik anlamda Çin Seddi ile karşılaştırılıyor.

İnka medeniyetinde yazı kullanılmamış. Yazı yerine renkli ipliklerle düğüm atma yöntemini kullanıyorlarmış. İmparatorluk tarihi ve önemli olayları renkli ipliklere atılan düğümlerle kayıt altına almışlar. Bu iplere atılan düğümlerin şifresi halâ çözülebilmiş değil. Bu iple yapılan yazı sistemine “Quipular” adı veriliyor. Mesajlar düğümlü iplerle taşınıyormuş. İspanyollar zamanında bu düğümlü iplerin ne işe yaradığını anlamadığından yakarak yok etmişler. Günümüzde sadece 750 Quipu kalmış. Halbuki bunlar yakılmasaydı kim bilir tarihe nasıl ışık tutardı...

İnkalar Ana Tanrı olarak Güneş Tanrısı İnti’yi kabul etseler de Ay, Şimşek ve Dağlar da tanrı olarak kabul edilirdi. Ayrıca Kondor ve bazı mitolojik hayvanlar da tanrısal olarak kabul görürdü.

İnka geleneğinde Yukarı Dünya ile Aşağı Dünya var. İkisi arasında ise yeryüzü yer alıyor. Güneş, güneşin kız kardeşi Ay, Venüs yıldızı Yukarı Dünya’danmış.

İnkalar Altını güneşin alın teri, gümüşü ise ayın gözyaşı olarak kabul ediyorlarmış. İnka Kralı Atahuallap, İspanyollar’a esir düştüğünde 1 oda dolusu altın vermiş ama yine de canını kurtaramamış.

Astronomi’de çok ileriye gitmiş olan İnkalar’ın da belirli kehanetleri varmış. İnka Kehanetleri, Maya Kehanetleri ve Nosradamus’la çok benzeşiyor.

Yolunuz düşerse, Lima'da konaklayabileceğiniz ulaşımı elverişli, yemekleri ve kahvaltı servisi tavsiye edilen Aloha Terra ve Lima Backpackers gibi oteller mevcut.

HÜSEYİN YILMAZ

Yazar Hakkında

HÜSEYİN YILMAZ

 1942 Sinop Ayancık doğumluyum. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. Mecburi hizmet nedeni ile Hakkari, Yüksekova, Siirt’te görev yaptım.