Sapanca ve Atv Macerası

İstanbul’lular  şehrin kalabalıklığı ve trafiğinden bunaldıkça, yakın çevrede doğa ile içiçe olan yerlere giderek haftasonu kaçışları için harika seçenekler oluşturuyorlar. Sapanca gölü ve çevresi de bu yerlerden biri. Kısa bile olsa haftasonu kaçışlarında böylesine doğayla birlikte olmak insanı yeniden canlandırıyor, yeni deyimiyle detoks etkisi yapıyor.

Sapanca gölü, Adapazarı ile İstanbul arasında Kocaeli’ne yakın bir bölgede yer alıyor. Araba ile, 1.5-2 saatte kolayca alınabilecek bir mesafede. Sapanca gölü, tatlı su içeren bir göl olduğu için aynı zamanda İstanbul’un çok önemli bir su kaynağı olma görevini görüyor. Göl, dağlardan inen küçük derelerin dibindeki kaynaklardan besleniyor.

İstanbullular Sapanca’ya kaçtıkça orada açılan konaklama yerleri de epeyce artmış durumda. Bizim kaldığımız yer, İstanbul’lu profesyonel hayatta yıllarca çalışmış bir çiftin oteliydi. Onlarda artık bu kadar profesyonel hayat yeter deyip bırakıp, ikinci hayallerini gerçekleştirmeye çalışanlardanlar.

Biz, haftasonu kalabalık bir kuzenler toplantısı için Sapanca’yı tercih ettik. Hem İstanbul’a yakın olması, hem de çocuklar içinde enteresan olabilecek göl kenarı/orman yürüyüşü, doğada ATV’ye binmek için. Ancak ATV macerası, benim ATV’den karpuz gibi düşmem ile sonuçlandı. Bu karpuz gibi düşmek lafı da, sağolsun bir arkadaşın sayesinde literatürüme girdi :) Dışarıdan inanılmaz güvenli gözüken bu sporun, aslında birçok sakatlanmaya sebep olabileceği düşüncesiyle başıma geleni de sizlerle paylaşmaya karar verdim.

Yurtdışında extreme spor olarak geçen birçok spor dalında inanılmaz eğitimli insanlar, belirli kurallar ile çalışıyorlar ve herhangi bir kaza durumunda da müthiş sorumlulukları var. Ancak güzel ülkemizde üzülerek bu tarz sporlara gereken ciddiyetin verilmediğini düşünüyorum ve aslında belki de hayatımızı emanet ederken, hayatımızın ne kadar pamuk ipliğine bağlı olduğunu görmek insanı dehşete düşürüyor.

Öncelikle; başlamadan önce sıkı bir eğitim verilmeli ve aracın nerelerde, nasıl kullanılması gerektiği iyice anlatılmalı. Eğer belli bir yaşın altı tehlikeli ise, asla ama asla o kişilerin binmesine izin verilmemeli ve tehlikeler anlatılmalı. En önemlisi de bence farklı parkurlar olmalı. Sonuçta biz eğer 18 yaşında adrenalin peşinde koşan bir grup olsaydık son 10 dakikada girdiğimiz parkur bizi inanılmaz heyecanlandırabilirdi. Biz ise çocuklarımız ile güzel ve kaliteli vakit geçirmeye çalışan orta yaşlı(!!) bir grup olarak gittik. Bizi sadece göle götürüp getirseler de biz aynı tadı alacaktık. Özellikle de iki kuzenimin çocuklarıyla birlikte bindiklerini düşündükçe, iyi ki onlara bir şey olmadı diyorum.

Her ne kadar kötü sonuçlanan bir kaza geçirdiysem de o haftasonumuz kuzenlerimle birlikte geçirdiğim paha biçilmez zamanlardan biriydi. Sapanca gölü ve çevresi ise son derece keyifli… Haftasonu kaçacak bir yer arıyorsanız deneyin derim.. Ama ATV yapacaksanız lütfen size ve isteklerinize uygun parkurlara girildiğinden emin olun ve yine de dikkatli olun..

BANU DEMİR

Yazar Hakkında

BANU DEMİR

İstanbul Üniversitesi Radyo-TV bölümü ve Marmara Üniversitesi Contemporary Business Management’tan (gece bölümü) mezun olduktan sonra İngiltere Nescot College’da okudum.