Binlerce yıllık tarihinde birçok medeniyete ev sahipliği yapmış; nice hükümdarların, sultanların uğrak noktası olmuş ve dahası geçmişten geleceğe sürekli önemini korumuş bir yer Dinar. Bereket fışkıran toprakları, tertemiz havası, tarihi birikimi, çok renkli doğal güzellikleriyle ülkemizde görülmesi gereken şehirlerden biri.
Dinar, Anadolu’yu Ege ve Akdeniz’e bağlayan yolların kesişme noktasında yer alıyor. Ankara-Denizli-İzmir ve İzmir-Denizli-Burdur-Antalya karayollarının kesişme noktasında bulunan Dinar, demiryolları için de önemli bir lojistik ve aktarma merkezi. Bağlı bulunduğu Afyonkarahisar il merkezine yaklaşık 110 km mesafede bulunan Dinar, nüfus yoğunluğu bakımından da Afyonkarahisar ilimizin en kalabalık ilçelerinden biri.
Dinar’ın tarihi binlerce yıl öncesine kadar uzanıyor. Hititlerden Perslere ve Makedonlara kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapan bu topraklar, tarihin pek çok karanlık dönemine de ışık tutuyor. Dinar’ın Hitit İmparatorluğu zamanında Seha Irmağı (Büyük Menderes) Beyliğine bağlı bir şehir olduğu tahmin ediliyor.
Dinar isminden önce ilçe farkı farklı isimlerle anılmış. Bunlardan başlıcalarının Kelainai, Celainai, Apemeia, Kiboyos ve Geyikler olduğu söyleniyor. Dinar ismini ise, Orta Asya'dan Anadolu’ya göç eden Türk boylarından bölgeye yerleşen Kitiş Bey'in oğlu Dinar Bey'den aldığı rivayet edilmektedir.
MENDERES’İN DOĞDUĞU TOPRAKLAR: SUÇIKAN
Suçıkan, Batı Anadolu coğrafyası için çok önemli yeri olan Büyük Menderes ırmağının çıkış noktası. Aynı zamanda tarihsel efsanelere de konu olmuş Suçıkan. Dinar’ın tarihsel ve sosyal rekreasyon sürecinde olduğu kadar turizm yapısında da son derece önemli bir konumda bulunan Suçıkan, her yıl binlerce misafiri ağırlıyor. Dinar ziyaretinizde Suçıkan’ı ziyaret etmeden, müthiş efsanelere kulak vermeden, bol bol hatıra resimleri çektirmeden sakın ayrılmayın.
Dinar antik çağlarda da her alanda adını duyurmuş bir yerleşim merkezi. Bu bağlamda dünya tarihindeki ilk müzik yarışmasının da Dinar’da yapıldığı rivayet ediliyor. Keçi ayaklı Pan ve Apollon arasında geçtiği belirtilen müzik yarışmasında rivayetlere göre hakemliği de Frigya kralı Midas yapmış. Yarışma ile ilgili farklı söylenceler efsanevi bir dille anlatılmakta.
Muhteşem tarihsel zenginliğinin yanı sıra Dinar’ın topraklarından da bereket fışkırıyor. Toprak ve iklim yapısına uygun birçok ürünün rahatlıkla yetiştirilebildiği bölgede özellikle şeker pancarı, patates ve buğday üretimi dikkat çekiyor. Son yıllarda giderek yaygınlaşan rüzgar tribünleri de bölgede önemli bir yere sahip. Hayvancılığın yaygın olduğu Dinar’da insanların temel geçim kaynaklarını tarımsal ve hayvansal üretim oluşturuyor.
Dinar şehrimizin geçmişinde ve bugününde depremler belirleyici bir etken olmuş. Dinar, Anadolu yarımadası içerisinde batıdan doğuya doğru uzanan derin bir fay hattı üzerinde ve bununla birlikte yine yeraltı sularının akıntı hattı noktasında kurulmuş bir şehir olduğu için oldukça şiddetli ve yıkıcı depremler yaşamış. Yakın tarihimizde 1995 yılında yaşanan depremde de şehir büyük hasar görmüş.
Bu arada kaymaklı ekmek kadayıfının tadına bir de Dinar'da bakmak gerek. Ekmek kadayıfının müthiş lezzeti her ne kadar Afyonkarahisar’la anılsa da, Dinar'da da bu enfes lezzetin tadına bir başka. Dinar’da bulunan birçok pastanede Dinar versiyonu bol kaymaklı ekmek kadayıflarını bulmak mümkün.
Haftaya bir başka seyahat durağında buluşmak dileğiyle... Şimdi özgürlüğünüzü alın ve Orta Anadolu’nun Ege’ye geçiş noktası, efsaneler diyarı, tarihin mürekkebi, bereketli topraklar Dinar’ı keşfetmek üzere yola çıkın, hep seyahatte kalın…..
Yazılarımıza fotoğraf desteği veren çok değerli Gazi YILMAZ ve Ömer AKŞEN beyefendilere çok teşekkür ederim.
Facebook ve Instagram: MURAT AK SEYAHAT YAZARI