Sabah 6.30'da kalktım ve hazırlandım. 7'de otelden bir minibüsle alınarak Phuket Town’da bulunan vapur iskelesine geldik. Buradan da büyük ve lüks sayılacak bir tekneyle Phi Phi adalarına yolculuk başlıyor. Phi Phi Adası ünlü aktör Leonardo Di Caprio’nun The Beachfilmini çektiği filmiyle ünlenmiş bembeyaz kumları ve turkuaz renkli deniziyle yeşillikler içerisinde tropik ve küçük bir ada. Phuket’ten yolculuk tekneyle 1.5 saat sürüyor. Phi Phi adasına geldiğinizde adaya giriş ücreti olarak 20 Baht veriyorsunuz. Yaklaşık 1 TL gibi ucuz bir rakam. Adanın görünümü muhteşem. Otel bulmakta zorlanmıyorsunuz, iskeleden çıkarken girişte otel ve turlar için sizi bekleyen satıcılar var. Yine sırt çantalı turistlere göre hesaplı bir otel buldum. Merkezi bir yerde ve her tarafa yakın. Sahile ve iskeleye 100'er metre yok. Yine ben doooğru denize.
Phi Phi Island - Adadan ilk görüntü
Deniz mükemmel, ada çok iyi ve her şey yolunda… Günüm biraz denizde ve sahilde geçiyor. Daha sonra yine elimde makinelerimle adayı keşfetmeye ve fotoğraf çekmeye çıkıyorum. Daha bir kaç gün nasılsa buradayım. Yarına tropik adalar için bir tekne gezisi turu aldım. Gece sahilde ise parti var. Partiler harika. 1 saat kadar oradaydım. Ama bugün yorgunluk kendini fazlasıyla gösteriyor. Yarın da Tropik adalar turu beni fazlasıyla yoracak biliyorum...
Phi Phi Sahili
Sabah 10.30 gibi kalkıp tur için iskele kenarındayım. 11'de başlayan tekne ile adalar turunda ilk önce 10 dakikalık bir ilerlemenin ardından şnorkelle dalış yapıyoruz. Denizin dibi mercan kayalıkları ve binbir çeşit balık ve kolonileriyle tam bir görsel şölen. Daha sonra Bambu Adası'nda 1 saat yemek ve dinlenme zamanı, ardından tekrar başka bir yerde yeniden şnorkelle dalış. Yine denizin dibi akvaryum gibi...
Monkey Beach’e geldik ama ben hiç bir yabani maymun görmedim. Orada da şnorkel takımlarını alarak dalış yapıyorum. Daha sonra yeniden Maya Beach’te dalış ve iyi bir yorgunlukla gün batımını denizde izleyerek mükemmel ve rüya gibi bir günü geride bırakıyorum. Bu defa denize ve dalışa fazlasıyla doyuyorum.
Yalnız iskeleye geldiğimizde tekneden indiğimde fark ettim ki indiğimiz yer sabah tekneye bindiğimiz yerin en az 50 metre gerisinde. Yani Med – Cezir ( Gel-Git ) olayı. Deniz resmen geri çekilmiş. Bunu Türkiye’de görmek mümkün ama burada bunu görmek ayrı bir tecrübe oldu benim için. Phi Phi Adası için belki yazdıklarım burayı anlatmak da yeterli gelmiyor olabilir ama burayı ziyaret ettiğinizde nasıl bir cennette olduğunuzu daha iyi anlayacaksınız.
Ben burada kaldığım zamanlarda adeta cennette birkaç gün geçirdim diyebilirim. Ama her şeyin bir sonu olduğu gibi buradan da ayrılmanın zamanı geldi ve yeni rotam olan Koh Samui Adasına yola çıkmak için artık hazırım...