Viyana gezisinden işinize yarayacağını düşündüğüm notları derledim:
• İki meşhur saray görülmeli, sarayları gezecek vakit yoksa bahçeleri dolaşılmalı. Öncelikle Schönbrunn Sarayı sonralıkla Belvedere Sarayı görülmeli. Gustav Klimt'in "The Kiss" yani "Öpücük" eserinin orijinali Belvedere Sarayı'nda. Komple bilet alınırsa sindirerek gezmek için yarım gün ayırmalı; ancak The Kiss'in bulunduğu binaya ait bilet ve bahçe gezisi, fikir sahibi olmak için fazlasıyla yeterli.
• Hundertwasserhaus binası çok çılgın ve mimari açıdan görülmesi gereken bir yer. Landstrasse metro durağına çok yakın.
• Naschmarkt: Taze meyve sebzelerin satıldığı aynı zamanda güzel restoranların bulunduğu pazar alanı. Cumartesi günleri nefis ve geniş bir bit pazarı var. 2. Dünya Savaşı'ndan kalma anılar ve antikalar bulunabilir. Pazar içinde yer alan kafelerde şarap, kahve, yemek herşey mevcut. Özellikle şarküteri ürünleri meraklısıysanız tavsiye ederim.
• Viyana Devlet Operası: Açılışı 25 Mayıs 1869 yılında Mozart’ın Don Giovanni eseriyle yapılan Opera Binası, ll. Dünya Savaşı sırasında bombalanmış ve 10 yıllık bir tadilatın ardından, ikinci kez 1955 yılında Beethoven’in Fidelio’suyla yeniden açılmış. Turistler için düzenlenen kısa opera turları var, mutlaka opera binasına gidip tur saatleri öğrenilmeli. Opera binasının önünde satılan biletlerden pazarlıkla bilet alabilir ve kısa bir opera gecesi deneyimleyebilirisiniz.
• Viyana Üniversitesi: 6,5 milyon kitaplık kütüphanesiyle, Almanca konuşulan ülkelerin en eski kütüphanesine sahip. Okulun oditoryumunda bulunan Nobel Ödüllü 9 profesörün heykeli ve bahçede yer alan, üniversitenin 154 meşhur bilim adamının büstü, üniversitenin dünyanın en iyi üniversitelerinden biri olduğunu ispatlıyor.
• Parlamento Binası: Burada, her biri 16 ton ağırlığında olan 24 adet sütun var. İnşaat zamanında Salzburg’tan buraya taşınmış. Mimar Theopil Hansen heykeller, işlemeler, Yunan tiyatrolarından esinlendiği meclis salonu ve Bohemya kristalinden yapılmış tavan için bayağı gayret sarfetmiş.
• Rathaus (Belediye Binası): Viyana’nın en önemli binalarından biri olan Rathaus, görkemli balolara, kokteyllere ev sahipliği yapar. Noel zamanında önündeki parkta ışıl ışıl bir Noel pazarı kuruluyor.
• Stadtpark: Tam 65 bin metre karelik bir şehir parkı. Ortasından geçen Viyana Nehri dolayısıyla iki parçaya ayrılmış. Besteci Johann Strauss'un güzel heykeli, minik gölet ve tabiatın güzelliği için görülmeli.
• Mariahilfer Caddesi'nin bir ucunda Westbahnhof tren istasyonu, bir ucunda Museumsquartier, yani müzeler bölgesi var. Museumsquartier, eskiden ahır olarak kullanılan bir avlu içinde. Bu binanın önceden at arabalarına ev sahipliği yaptığını binanın belirli yerlerindeki at kafası figürlerinden anlayabilirsiniz. Eskiden atların otladığı yer şimdi gayet modern ve renkli bir meydan olmuş. Leopold Müzesi ve Viyana Modern Müzesi (MUMOK) de bu meydanda.
• Aziz Stephan Kilisesi: Gotik mimariye sahip bir kilise, çatısı ise mozaik kaplı. Dilerseniz kilisenin içine girebiliyorsunuz. Stephansdom etrafında Viyana'nın en önemli caddeleri var. En belli başlıları olan Karntner ve Graben Caddeleri'ni mutlaka gezmelisiniz. Kilisenin kulesine ya merdivenden çıkmak ya da asansörü kulanmak için iki seçenek mevcut.
• Karntner Caddesi'nin en sonunda Karls Meydanı'nda bulunan Karl Kilisesi (Karlskirche) görülmesi gereken görkemli kiliselerden biri. İçinde bir klasik müzik konserine gidilebilir. Biletleri ya kilisenin önünden ya da Opera binasından sağlanabilir.
• Prater büyük ve renki bir lunapark; giriş ücreti yok, bindiğinizi ödüyorsunuz. Buradaki devasa dönmedolap (Wiener Riesenrad) şehrin simgelerinden. 1897 yılında yapılmış ve hala güvenli şekilde kullanılıyor. Viyana manzarası izlemek için dönmedolaba binmek isterseniz biniş ücreti 9Eeuro. 1 kabinine 8-10 kişi sığıyor.