Kuşadası...
Bakmayın adının ''ada'' ile bittiğine, gönlümün en geniş başkentidir Kuşadası...
Güvercin adası, havası, suyu, tarihi ve lezzeti daha birçok etkeniyle birlikte insan ömründe görülebilecek en nadide yerlerden biridir.
Güzel Ege'nin en güzel ilçelerinden biri mi desem? Yoksa tatil yapmak, kafa dinlemek adına en nezih yerlerden biri mi desem bilemedim. İzmir'e sadece 98 km uzaklıktaki Aydın iline bağlı bu muhteşem yer de inanın tatil, tarih ve lezzet üçleminin göbeğinde bulurum hep kendimi... Hollanda'dan davetlim olan yakın arkadaşım Vincent geçtiğimiz yaz adaya geldiğinde söylediği ilk cümleyi dün gibi hatırlarım:
''Siz cenneti ölmeden yaşayanlardansınız...''
Dedim ya tatil yapmak adına en nezih yerlerden biri mi diyelim diye... Avrupa'nın en büyük su parkı olan, Adaland'ı içerisinde barındırır bu şirin ilçe, yine biz tatilcilerin ajandasında ataçlarla işaretlenmiş 5 yıldızlı bir çok otele de ev sahipliği yapıyor... İzmir yönünden gelirken ilçe girişinde karşılaşacağınız otellerin aynı zamanda kuşadası merkeze düzenli olarak servisleri de mevcut. Bunun yanında ilçe de oluşturulmuş toplu taşıma ve ''şehir içi'' minibüsleri oldukça yaygın ve başarılı bir şekilde işletilmekte. ''Bu güzel ilçeye gelip, bir hafta kalacağım fakat araç seçeneğim yok bu beni düşündürüyor'' diyorsanız gece 23.00'e kadar da şehir içi toplu taşıma mevcut ve görülebilecek tüm tarihi alanlara toplu taşıma ile ulaşılabiliyor, bizzat denendi ve teyit edildi :)
Hep diyorum ki çayımı alıp ne zaman kıyı yolun da yürümeye çıksam aklıma türlü türlü fikirler gelir, çocukluğum gelir sebebi ya adanın albenisi ya da benim yaşlanmam mı acaba diye düşünürken ''daha 26'sın gezecek, görecek, okuyup ve yatacaksın be adam'' deyip gülüyorum...
Farklı bir hava, bambaşka bir huzur, hem çok kalabalık hemde alelade bir sakinlik, anlatılmayıp yaşanması gereken yerlerden biridir Kuşadası...
Nitekim şair boşuna dememiş;
''Günaydın benim herkesle barışık adam. Karşı ki gemi demir atacak birazdan.''
Buralara pek kış gelmez desek sanırım haksız olmayız; nitekim yılın en fazla iki veyahut üç ayında havalar değişir, bunun dışında bilakis yazın size keşke dedirtmeyecek kadar güzeldir havası. Unutulmaması gerekir ki Kale ve Kervansaray'ı görmeden, Davutlar, Güzelçamlı, Kuşadası üçgeninde yer alan tarihi İyon şehrin de inmeden, Ladies Beach'te nam-ı diğer Kadınlar Plajı'nda güneşlenmeden dönmek olmaz... Bu aktiviteleri yerine getirmek tabiri caiz ise farzdır :)
Yahu bırak Saner [ ben oluyorum :) ] edebiyat yapmayı ne yeriz, ne içeriz burada dediğinizi duyar gibiyim. Karnınız acıktıysa duracağınız ilk durak; liman karşısında yer alan balık restoranıdır net! Bana soracak olursanız, sardalya ve bol limonlu salata sizi kendinize getirecektir. Yemeğin üzerine, güzel manzara eşliğinde bir Türk kahvesi menünün olmazsa olmazlarındandır... Hele ki bu eşsiz mavilikte falınıza bakacak bir gül yanak da karşınızdaysa çok ama çok şanslı olduğunuzu düşünüp bol bol şükredersiniz; çaktırmadan tabi :)
Kuşadası anlatılmaz, yazılmaz, çizilmez, hayal edilmez.
Kuşadası başka bir dünyadır; başka bir rüyadır.
Sağlıcakla...