Bulgaristan'a giden yol, merak ederdim ilerisi nasıl, sınırı geçmek nasıl, nelerle karşılaşacağım gitsem diye, heyecan istek keşfetmek arzusu hep vardı. İş yerine doğru giden yola doğru dönmesekte Bulgaristan yolunu takip etsek derdim…
Berlin'e gitmek için başvurduğum vizenin bir yıllık çıkması bu hayalimin gerçekleşmesi için büyük bir fırsattı. Bir gün ani bir karar ile arkadaşıma beni sınıra bırakmasını istedim. 30-40 dakika süren yoldan sonra sınırı gelmiştik vedalaşıp bir daha dönmecekmişim gibi arkama bakmadan koştum gümrük kapısına, aaa bu arada araştırma yapmıştım yürüyerek en yakın neresi var nasıl giderim ne kadar zamanımı alır diye, araştırmalarımın sonucu en yakın sınıra 7-8 kilometre uzaklıktaki ilk kasabası olan Malko Tarnovo'ydı. Yürüyerek yaklaşık 2 saatte varabileceğimi hesaplamıştım. Yurt dışı çıkış harcı pulunu alıp, Bulgar levasına da çevirince parayı sınır içinde yürümeye başladım, askerin yardımı ile ülke sınırlarından çıktım. Bulgaristan pasaport kontrolünde ufak bir sorgu yarı türkçe yarı ingilizce anlaştık. Art niyetli değillerdi , hatta sağlık sigortası yaptırmamıştım, bir daha olmaması için sadece uyardılar. Almaya bilirlerdi yine siz sağlık sigortanızı yaptırın.Bir de cebinde ne kadar para var dediler ve sözlü olarak söylememi istediler.Sınırda geçtikten sonra Istıraca doğal parkı içinden geçen sınır yolu üzerinden yürümeye başladım. 500-600 metre sonra karşıma petrol istasyonu çıktı içeri girip gideceğim yerin ne kadar uzakta nasıl gideceğimi sorayım dedim fakat ingilizce bilmiyorlarmış, çıkıp yürümeye devam ettim. Rakımın yüksek olmasından dolayı hava soğuktu bende onu düşünerek giyinmiştim eldivenim yanımdaydı :)
1-2 kilometre yürüdükten sonra endişelenmeye başladım orman için de bilmediğim bir ülkede hiç gitmediğin bir kasaba ya doğru gitmek ne internet var ne de etrafta soracak kişi, geçen arabalara otostop çekmeye başladım.Kimse umursamıyordu bile ne halin varsa gör , ne işin var tek başına bu yollarda kafan mı güzel edası ile bakıyorlardı, dağ yolunda kıvrıla kıvrıla giden yolda yürümeye devam ettim. 5-6 kilometre yürümüştüm hava bozmaya başlamıştı yağmur çiseliyordu,keyif yanında enişe de devam ediyordu ,geçen arabalara otostopa devamdı.En sonda biri amca durdu, aldı arabasına türkçe biliyordu. 2-3 dk sonra neden durduğunu anladım korsan taksicilik yapıyormuş. 10 Leva ya sınır ile malko ternova arası yolcu götürüyormuş, Yolun yarsını kendim geldiğim için 5 Leva verdim beni kasabaya getirdi. Bu arada adı Danco 60-70 yaşları arasında bir amca, kasabada bir kafesi var. Kafe dediğime bakmayın bakkal gibi ufak, evinin hemen altında. Biraz kasaba hakkında gözlemlediğim bilgileri vereyim , merkezde bir meydan, meydan ortasında kilise mevcut, kasabadan bir dere de geçiyor. Yeni yapılmış evlerin dış cepheleri sıvasız, türk evlerinin izleri bu kasaba da mevcut tarihini bilmiyorum ama büyük ihtimal Osmanlı zamanından kalan evler diyebilirim, restore edilmiş kasabanın simgeleri. Hatta bir tanesini otel yapmışlar, günlüğü 25-35 Leva arası olduğunu öğrendim.1 leva, yaklaşık 2 Türk Lirası'na denk gelmekte. Yağmur hızlanmıştı kasaba da yürürken baya ıslanmıştım, Danco Amca'nın kafesine gittim kapalıydı, zili çaldım indirdim adamı aşağıya, açtı kapıyı sobayı yaktı benim için, bir de sallama çay da yaptı. Başladık sohbete iki kızı olduğunu, kasabanın yazın güzel olduğunu, kasabadan Burgaz'a otobüs olduğu gibi bilgileri verdi. Montu mu da kuruttu. Kendisi Türkiye çok gidip gelmiş. Kısacası çok misafirperverdi. Hava kararmadan dönmek istemem ve havanında yağmurlu olması nedeni ile Danco amcaya beni sınıra bırakmasını istedim. 10 dakika yolculukla sınıra gelmiştik.Yürüyerek sınırı geçtikten sonra arkadaşımın beni gelip alamayacağını öğrendim , sınırdan araba ile geçen birine rica ederek Kırklareli merkezine kadar bırakmalarını istedim, çalıştığım yere kadar bıraktılar… Şanslıydım. Saat 2'de geçtiğim sınır kapısından 5 buçuk 6 gibi geri döndüm.3-4 saatlik bir gezi iyi bir deneyim oldu diyebilirim.:) Yollar Bizimdir…
Instagram: mehmetdogan89