Uzun zamandır planladığımız Miami, Orlando ve New York’u da içeren Orta Amerika seyahati nihayet başlıyor. Sabah saat 07:25 uçağı ile New York’a uçacağız. Bu nedenle sabaha karşı saat 05:00’da havaalanındayız. Ve uçak saati geldi. Kendimi uçağa atıp koltuğuma yerleştikten sonra daha uçak kalkmadan uyumaya başladım. Günlerin yorgunluğu da böylelikle çıkıyordu. 
Yaklaşık 11 saat süren uçuş sonrası yerel saat ile 12:00 civarı New York City’ye ulaştık. Burada pasaport kontrol işlemlerini yaptırdık, valizleri aldık. Şimdi saat 15:30’da Orlando’ya gidecek uçuş için check-in yaptırmamız gerekiyor. 5 kişinin biletlerini daha önce internetten almıştım.
 
Orlando’ya gidecek uçuş için gerekli terminal değişikliğini yaptık. Jet Blue Airways’in bulunduğu bölüme geldik.
JFK Airport - JFK Havaalanı
 
Herkeste bir telaş var, ancak biz daha durumu anlamadığımız için akşam Orlando’da hangi restorana gidip ne yiyeceğimizi konusunu konuşuyoruz. Derken sırayla gelen iptal anonsları...
 
Ve evet kabus başladı... Olamaz! Orlando havaalanından 4 günlüğüne kiraladığımız araç, Orlando’daki otel, Miami’deki otel,... tamamı bizi bekliyor ama biz maalesef gidemiyoruz. Fırtına var ve neredeyse tüm uçuşlar iptal.

 
Herkes telefonlara yüklendiği için telefonlar tam çekmiyor. Internet desen yine aynı.

Jet Blue Airways’te düzgün bilgi veren kimse yok, telefona yönlendiriyorlar, telefona cevap veren yok. Bizim ekibi dinlenme koltuklarına oturttum. Başladım düşünmeye... Yahu Orlando da yakın değil ki bir araba kirala git. Nereden baksan 1.600 kilometre. Tren mi? Trenle yaklaşık 23 saat sürüyor ve kalkmasına 39 dakika kalmış yetişmek imkansız. Alternatif uçak rotaları? Mesela New York City – Phidelphia – Orlando... Hem çok aktarma var hem de fiyatlar uçmuş.
 
Yapılacak en akıllıca şey bir akşam New York’ta kalmak ve ertesi gün için uçak aramak.

Son dakika olduğu ve internet bağlantım kısıtlı olduğu için en sevdiğim arkadaşım, İstanbul’dan telefonla yardıma yetişti. Internet üzerinden bir gece için otel ayarladı. Bana da e-mail ile adresi gönderdi.
 
Havaalanından Manhattan’a gitmek için bindik metroya. Ama internet çalışmıyor dolayısı ile hotelin adresine de ulaşamıyorum. Telefon açsam çekmiyor ki metrodayız. En iyisi mi biz Madisson Avenue’da inelim, olmazsa taksiye bineriz diyorum.

İniyoruz ve hemen telefon açıp adresi alıyorum ve taksiciye veriyorum. 20 dakika trafikte sıkıştıktan sonra oteldeyiz. Nihayet!!!
 
Gezi ekibimizin bir bölümü istirahate çekildi. Diğer bölümü New York sokaklarını keşfe başladı.
Times Square - Times Meydanı
 
Times Square - Times Meydanı
 
Ama tabii olay bununla biter mi? Elbette hayır. Oteldeyim, internetim var. Sırada hali hazırda yapılmış rezervasyonları iptal etmek ve yeni programı oluşturmak var. Evet mailler yazıldı, cevaplar bekleniyor. Bu arada dipnot: Jet Blue Airlines’tan halen cevap alınamadı, bekleniyor:(
 
Uçak biletlerine bakıyorum. Fiyatlar NYC borsası gibi çok hareketli. Bir gördüğüm fiyatı 5 dakika sonra göremiyorum, Orlando yönüne talep çok olduğundan fiyatlar da uçmuş vaziyette. En uygun olarak NYC’den Washington ve Washington’dan Tampa’ya bilet buldum. Biraz uzun olacak ama sonunda ertesi gün Tampa’ya dolayısıyla oradan da araba kiralayıp Orlando’ya ulaşacağız.
 
Sıra geldi araç kiralamaya. Normal şartlarda biz Orlando’ya indiğimiz gibi aracı kiralayacak ve 4 gün sonra Miami Uluslararası havaalanında teslim edecektik. İyi de Orlando’ya gidemedik, bir sonraki gün Tampa’ya gidiyoruz.
 
Sixt ile görüşüp, durumun bizden kaynaklanmadığını anlatsam da, iptal ederlerse ödenmiş olan rakamın %90 kadarı yanacak. Eee naapalım ben de zaten bir hatta iki günü yaktık, bari aracı Tampa’dan alalım diye Sixt ile yazıştım. OK’lediler. Bu da süper ya da ben öyle zannediyordum.
 
Sırada otel var. Booking.com’a durumumuzu anlatan bir mail attım. Sistem o kadar düzgün çalışıyor ki, 5-10 dakika içinde otelle bağlantı kuracaklarına dair, 3-4 saat içinde de rezervasyonumuzun kesintisiz iptal edileceği bilgisi geldi. Yani otel de OK. Orlando oteli iptal edildi. Miamiler halen duruyor. Ama daha Miami’ye ne vakit varıcaz belli değil. Tek problem Orlando’da otel yok. Onu da gidince bulucaz. Neyse sanırım her şey yoluna girecek...
 
3-4 saat uyku sonrası günün planını sabah kahvaltı esnasında bizimkilere anlatıyorum. Herkes hem fikirJ
 
Sabah saat 09:00’da bizimkiler uçak saatine kadar Times square ve Rockerfeller Center’ı görmeye gittiler. Rocker feller Center önündeki yılbaşı ağacının bugün son günüymüş, eee görmeden olmaz.
Rockerfeller Center
 
Rockerfeller Center
 
Ben mi? Otelde son rezervasyonlara bakıyor ve Orta Amerika turumuzda yaşanabilmesi muhtemel sorunlara cevap bulmaya çalışıyorum.
 
Saat 10:00 gibi dışarı çıkan annem, babam, teyzem ve Banu saat 11:30 civarı yarı donmuş bir şekilde otele geldiler. Ben babamdan şu lafı duymasam hayatta o kadar soğuk olduğuna inanmazdım. “Ben böyle bir soğuk görmedim, en son Yüksekova’da mecburi hizmet yaparken bu soğuğu hissetmiştim” Tabii ardından herkes gülmeye başladı. Çünkü ben 35 senelik hayatımda babamın 1 kez bile üşüyorum dediğini duymadım taa ki bugüne kadar...
 
Neyse bizimkiler geldi. Otelden havaalanına transfer ayarladım. JFK Havaalanına ulaştık. İlk uçuşumuz Washington DC. Problemsiz bir şekilde ulaşıyoruz. Washington DC’de ise başka bir uçağa transfer oluyoruz ve yaklaşık 20 dakika bekleme sonrası Tampa’ya uçuyoruz. Yaklaşık 2 saat 30 dakika sonra Tampa havaalanındayız. Valizleri aldık sıra kiraladığımız aracı almakta.
Tampa International Airport - Tampa Uluslararası Havaalanı
 
Tampa havaalanı gerçekten çok güzel, biraz otel lobilerini andırıyor. Metro ile araç kiralayacağımız terminale geçtik.
Tampa International Airport - Tampa Uluslararası Havaalanı
 
Tüm firmalar sıralanmış bizim Sixt yok... Yine başlıyoruz. National’ın deskine sordum, otoparktan terminale geri dönmemi, yürüyen merdiven ile iki kat yukarı çıkmamı ve duvarda duran ahizeyi kaldırarak rent a car demem söylendi. Dediklerine göre bunu dedikten sonra birisi beni yanıtlayacak ve Sixt’e yönlendirecekti, olmadı. Çünkü telefona çıkan kişi havaalanı yer hizmetleri danışmanıydı. Beni sixt’e yönlendirmedi. Bir kat aşağıya gitmemi orada reklam panolarına benzer 3 panel göreceğimi, bu panel üzerinden Sixt’i bulup panelin yanındaki ahizeyi kaldırmamı ve Sixt içi transfer aracı istediğimi söylememi önerdi. Anlayacağınız tam bir define avı. Bakalım ahizeyi kaldırdığımda yeni görev ne olacak.
 
Adım adım uyguladım, İndim, paneli buldum, Sixti aradım bulamadım, 3 farklı görevli çağırdım birlikte baktık bulamadık. Son geen görevli, dümdüz yürümemizi C kapısından çıkarak orada Sixt servisini beklememizi söyledi.
 
Evet 10 dakika içinde Sixt servisi de geldi. Bindik ve 10-12 dakikalık yolculuk sonrası Sixt’in havaalanının biraz dışında yer alan servisine ulaştık. Kiraklık araç formunu ve sixt görevlisi ile olan yazışmamı gösterdim. Hani önceden Orlando’dan kiralayıp Miami’de bırakacaktık ya, e-mail ile Tampa’dan alıp Miami’de bırakmamızı ok’ledikleri yazışma.
 
Yine başlıyoruz... Sanki o yazışma hiç yapılmamış, görevli diyor ki buradan aldığınız aracı geri getirmek ya da Orlando havaalanında bırakmanız lazım. Hayda, eee OK’lediniz ama... Neyse ki cep telefonumla yapılan yazışmanın fotoğrafını çekmiştim. Bunu görünce görevli merkezleri ile görüştü. Bu sefer de dediler ki o zaman ceza almadan yapılan tüm ödemeyi iptal edelim. Siz tampa’dan Orlando’ya bir araç, Orlando’dan Miami’ye başka araç kiralayın.
 
O da olur, daha zor olur ama olur da ben şimdi nasıl güveneyim Sixt’e? Gerçekten iptal edecekler mi, sadece sözlü olmaz ki... Yazılı yapılan yazışma üzerinden bile yan çiziyorlar, sözlü olan da kim bilir ne yaparlar.
 
Ama artık daha fazla zaman kaybetmeyelim diye, oradaki görevliden yazılı, imzalı bir döküman alıyorum ve rahat edelim diye 7 kişilik Dodge marka bir jeep kiralıyorum.
Araç oldukça güzel görünüyor. Herşey tamam, Orlando’ya gitmeye hazırız.
Florida
 
Araca biniyoruz. Yaklaşık Orlando’ya 70 mil yolumuz var, bir gün önce otelleri de booking’in desteği ile iptal edebildiğim için bu akşam otelimiz yok. Bir benzin istasyonundan girip rezerve ederim diyorum ve yola çıkıyoruz.
 
Araç şeklen fiyakalı ama bir problem var, bir türlü anlayamıyorum. Çıkarttığı ses kamyon gibi, otomatik vites olmasına rağmen  bir türlü kavramıyor hem devrinin üzerinde gidiyor gibi.
 
Biraz sürat yapsam, hemen yağ ısındı sinyali veriyor. Aaaa yeter ama bu kadar da üst üste gelmez ki... Tam da sigarayı bıraktım nikotin canavarı içimde kıpır kıpır... Dışarıda stres faktörü ise git gide artıyor. Ama dayanıcam.
 Bir benzinlikte duruyoruz. Booking yardıma yetişiyor. Hemen Orlando’da bir otel reserve ediyorum. Yoğun yağan yağmurun da etkisi ile neredeyse 2 – 2,5 saat süren yolculuk sonrası artık Orlando’dayız.

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni