​Hoşçakal Dünya: Atmosferdeki Karbon Salınımı Dönüşü Olmayan Düzeye Ulaştı

Bu hafta dünyanın sonu için kocaman bir pankart açmış olduk. Çünkü resmi olarak bir milyonda bulunan parçacık itibariyle 400 ppm'i aşmış durumda. Hem de kalıcı olarak! 

The Scripps Institution of Oceanography’nin geçen hafta cuma günü paylaştıkları bir blog yazısına göre durum vahim. Nitekim artık dönüş yolu yok. Birkaç senedir, bilim insanlarının üzerinde durduğu bir konu var: Atmosferdeki karbon seviyesi 400 ppm’i aşarsa ciddi bir dönüm noktası yaşayacağımız hakkında önemli uyarılar içeriyor bu konu.

Kırmızı çizgiyi ilk aşan 2012 yılında Kuzey Kutbu oldu. Böylece dikkatler bu önemli meseleye çevrilmiş ve bilim insanları gerekli açıklamaları yapmıştı. 2015 yılında karbon seviyeleri bir ay süreyle 400 ppm’in üzerinde kalınca uzmanların konuyla ilgili endişeleri ivme kazandı. Scripps notlarına göre karbon seviyeleri genel olarak eylül ayının sonlarına doğru en düşük noktasına ulaşır ancak bu yıl bu rakamlar ancak 401 ppm’ye düşüyor.

Burada altı çizilmesi gereken bir konu varsa o da bu korkunç rakamların insanları ürkütüp eyleme geçirmesi gerektiğidir. Bu konuda atılacak en önemli adım ise hızlı bir temiz enerji gücü bulmaktır.

Bu sonuçların ışığında bazı iklim değişikliklerinin oluşturduğu kalıcı etkiler şöyle listeleniyor: 

Tükenen Nesiller

Hiçbir açıklamaya gerek olmaksızın tahmin etmesi zor olsa da, yok olma oranları modern homo sapiensin oluşumundan öncesine göre 1000 kat artmıştır. Dünya Vahşi Yaşam Fonu her yıl 10 bin türün neslinin tükendiğini tahmin etmektedir. İklim değişiklikleri baz alındığında dünyada bulunan türlerinin dörtte birinin 2050 yılına kadar yok olma yolunda olduklarını söylüyor.

Besin Zinciri Bozulması

Tamamen tükenen nesillerle bağlantılı olan besin zinciri bozulması oldukça büyük problemler yaratmaktadır. Tükenen nesiller ile oluşan besin dengesi bozulması ile yırtıcı hayvanlar ve avları yok olmaya başladı. Örneğin Kuzey Kutbu’nda yükselen okyanus sıcaklıkları ile deniz yosunlarının gelişimi engellendi ve plankton, morina, fok ve kutup ayıları hayati besinlerini alamadıkları için nüfuslarını arttıramamaya başladılar. 

Yükselen Deniz Seviyeleri

Araştırmalar gösteriyor ki yakın gelecekte, insanlar ve tüm canlılar katastrofik deniz seviyesindeki değişimlerden etkilenecek. Buzulların erimeye başlaması ile termal genişleme oluşacak ve bir noktada seller oluşarak sahilleri ve yaşama alanlarını yerle bir edecek. 2100 yılı için Amerika’da yaşayan 13 milyon kişinin evlerini kaybedecekleri tahmin ediliyor. Pasifik Okyanusu gibi dünyanın birçok bölgesinde bu olmaya başladı bile. Bilim insanlarının teorilerine göre ortalama 2 derecenin üzerindeki küresel sıcaklıklara engel olsak bile önceden olmuş deniz seviyesi değişikliklerini engelleyemeyiz.

Okyanus Asitlenmesi ve Mercan Ağarması

Çevre sağlığı açısından önemli bir barometre olan, okyanus asit oranı bütün deniz ekosistemini yok etmeye başladı bile. Gezegenin okyanusları sürekli aşırı CO2 emdiği için, ph dereceleri azalıyor ve bu da suyun asit oranının artmasına neden oluyor. Ve su sıcaklıkları arttıkça Büyük Bariyer Resif de dahil olmak üzere mercanlar ağarıyor ve ölüyorlar. Bilim adamları bu olayın okyanusun ekosisteminde derin izler bırakacağını söylüyor.