İntihar, sanılandan daha da yaygın bir ölüm şekli. Sosyologlar için de önemli bir çalışma konusu. WHO (World Health Organization) küresel epidemiyoloji kapsamında değerlendirip incelemeye aldığı konu ile ilgili "Suicide Prevention" (İntiharı Önlemek) isimli bir rapor oluşturmuş.
2012 verilerini baz alan rapora göre, 11.4/100000 oranıyla yılda 804.000 intihar vakası amacına ulaşmış. Bu da 40 saniyede bir intihar kaynaklı ölüm anlamına gelmekte. Yaşam standartlarının yüksek olduğu ülkelerde intihar eden erkeklerin kadınlara oranı 3 katına ulaşabilirken, orta ve düşük gelir düzeyinin hakim olduğu ülkelerde oran 1.5'lere kadar düşüyor.
İntihar edenlerin çoğunluğunun erkek olması ile birlikte ekonomik krizler de intihar artışında dünya genelinde görülen bir durum. Ancak çeşitli toplumlarda tabu oluşu, kanunen yasak olması, dini sebeplerle gizlenmesi ve sağlıksız veri sistemleri intihar hakkında tam ve güvenilir verilere sahip olunmasına engel teşkil edebiliyor. F
İntihar vakalarının daha önce intiharı denemiş kişilerde yoğun şekilde görüldüğü saptanmış durumda. Bir intiharın beraberinde başka intiharları tetiklediği de görülüyor. Kişilerin ihtiyacı olan sağlık yardımına erişememesi, intihar araçlarına kolay ulaşım, medyanın ilgi çekici şekilde paketleyerek sunduğu intihar vakaları ve onların doğurduğu kopya intiharlar, madde kullanımı WHO tarafından risk faktörleri olarak gösterilmekte.
Şiddet ve savaş mağdurları ile göçmenler özellikle dikkat edilmesi gereken gruplar arasında yer alırken, ayrımcılık, psikiyatrik rahatsızlıklar, kronik ağrı ve acıya neden olan hastalıklar ile aile tarihinde görülen diğer intihar vakaları da risk teşkil etmekte.
İntihar eğilimli kişilere karşı önyargı, umursamaz hatta kimi zaman teşvik edici tutum, intihar eğilimli kişilerin yardım arayışına engel olabiliyor. Birçok ülkede geçtiğimiz 50 sene içinde intihar girişimi suç kapsamından çıkartılarak intiharı denemiş insanların yardıma ulaşmasında kolaylık sağlanmaya çalışılmış. Aynı zamanda farkındalığı arttırmak ve destek sağlamak adına her yıl 10 Eylül "İntiharı Önleme Günü" olarak belirlenmiş durumda.
İntihar vakalarını azaltma konusunda başarılı olmak için öncelikle intiharın kaçınılmaz bir son olmadığını ve çoğunlukla önlenebilir bir durum olduğunu kabul etmek gerekiyor. Psikolojik, toplumsal, siyasal, ekonomik pek çok faktörün rol oynadığı bir sorun olduğu için önlemler farklı alanlara yayılmak zorunda. Ancak sadece 28 ülke şimdiye kadar stratejik bir plan oluşturmuş. Madde ve alkol kullanımına hassasiyet gösterilmesi, intihar girişiminde bulunmuş bireyleri izlemek, ruh sağlığı konusundaki önyargıları kırmak ve de kitleler üzerinde baskı yaratan unsurların dikkate alınması 15-29 yaş arasında 2. ölüm sebebi olan intiharın engellenmesi konusunda atılması gereken önemli adımlar...
