Seyahat sırasında çoğumuz merak ettiğimiz mekanların büyüsüne kapılmışken, gittiğimiz yerlerdeki insanları ve onların günlük hayatından detayları kaçırıyoruz. Bazen döndüğümüzde elimizde sadece ünlü turistik yerlerin kartpostallarda da bulunabilecek fotoğraflarına benzer fotoğraflar oluyor. Kimi zaman da insanlarla yakınlaşmak ve fotoğraflamak istesek bile, yabancılığın da verdiği tedirginlikle, aramıza koyduğumuz mesafe elimizin deklanşöre gitmesine engel oluyor.
Bir daha onları görmeyeceksiniz. Basit gibi görünen bu hatırlatma aslında iki farklı noktaya dikkatimizi çekiyor. Öncelikle kibarca fotoğrafını çekme ricasında bulunduğunuz kişiden alacağınız olası bir ret cevabını fazla dert etmenize gerek yok. Hayatlarınız muhtemelen bir daha kesişmeyecek. Ancak tam da bu sebeple denemekten çekinmeyin. Çünkü bir daha öyle bir an yakalayamayacaksınız. Zaten denedikçe zamanla daha rahat şekilde, hangi koşullarda fotoğraf çekebileceğinizi tahmin ederek daha fazla olumlu yanıt alacaksınız.
İnsanları izlemeye zaman ayırın. Uygun bir yere yerleşip vaktinizi insanları izleyip, davranışlarını inceleyerek değerlendirin. Bulunduğunuz yeri daha iyi tanımanızı sağlayacağı gibi fotoğrafçılık konusunda da doğru anda deklanşöre davranma yetinizi geliştirmenizde yardımcı olacaktır. Evet sabır istiyor ancak insanları tanıdıkça doğru an geldiğinde hissetmeye hazır olacaksınız.
Gülümseyin, göz teması kurun. Sadece fotoğraf çekmek için değil. Gülümseyin ve çevrenizdeki insanlarla göz göze gelmekten çekinmeyin. Bunu yapabildiğiniz zaman fotoğraf izni almanız da kolaylaşacaktır. Onlar da size gülümsediklerinde, aranızda konuşma geçmese bile makineyi gösterdiğinizde amacınız belli olacak. Yine de "hayır" diyebilirler, böyle bir durumda tek yapabileceğimiz saygı duymak.
İşe çocuklarla başlayın. Fotoğrafçılıkla ilgilenmeye başlayanlar kimi zaman fazla çocuk fotoğrafı çektikleri için eleştiri alırlar. Oysa burada çocukları fotoğraflamanın hem zevkli hem de daha zor fotoğrafları çekebilmek için önemli bir adım olduğunu görüyoruz. İstekli bir model her zaman kolaylık sağlar. Ancak aileleri yanlarındaysa onlardan izin almayı unutmayın.
Kameranız hazır olsun. Acele yok. Otomatik mod, yabancı bir şehrin sokaklarında beklenmedik bir anı yakalamak için yardımcı olacaktır. Ancak yine de ayarlara güvenmeyin. Kontrol etmek sadece birkaç saniyenizi alacak. Elbette insanları bekletmek doğru değil ancak ikinci ya da üçüncü bir fotoğraf çekmek de işinizi garantiye almanızı sağlayacaktır. Üstünüzde baskı hissetmeyin.
Zoom lens kullanın. Öncelikle bunun biraz tartışmalı bir konu olduğunu belirtelim. Bazı fotoğrafçılar habersizce uzaktan çekilen fotoğraflamayı etik bulmuyorlar. Ancak insanlara yaklaşamadığımızda ya da dışardan izleyici olduğumuz çeşitli durumlarda sadece zoom lensler sonuç verebiliyor. Hiç fotoğraf çekmemektense, insanların mahremiyetine dikkat ederek bu lensleri kullanmak daha iyi bir seçenek olabilir.
Araya karışın. Farklı fotoğraflar çekerek yaklaşmak istediğiniz insanların fotoğraf makinesine ve sizin varlığınıza alışmalarını sağlayın. Böylece hem daha doğal fotoğraflar yakalayacaksınız hem de doğrudan onlara yönelik bir tehdit olarak görülmeyeceksiniz.
Onların bakış açısını anlamaya çalışın. Siz bir gezgin olarak fotoğraf çekmek istiyorsunuz. Ancak onlar da işlerinin bölünmesini ya da hiç görülmemiş bir türmüşçesine şaşkınlıkla fotoğraflanmayı istemiyorlar. Hayatın doğal akışına uyun. Özellikle tuvalet vb. yerlerin yakınlarında çekim yaparken dikkat edin.
Başkalarının gitmediği yerlere gidin. Turist yoğunluğundan kaçının. Güvenlik önlemleri almayı unutmadan, fotoğraf çektiğiniz alanı genişletin. Turist yoğunluğunun görülmediği ve insanların da henüz yorgun olmadığı erken saatleri de tercih ederseniz sizinle iletişim kurmaya gönüllü olacakların sayısı artacaktır.
