Brüksel’de Gezilecek Yerler

Brüksel, tarih boyu ev sahipliği yaptığı pek çok mimari tarzda eseri korumuş ve onarmıştır. Sanat ve kültür aktiviteleriyle de turistleri çeken Brüksel’in Avrupa Birliği merkezlerine ev sahipliği yapmasıyla da Avrupa başkenti olarak bilinir. Şehir, ziyaretçilerine çeşitli turistik alanlar sunar.

Grand Place

Avrupa'nın en önemli ve en hareketli meydanlarındandır. Barok, gotik gibi çeşitli mimari tarzlardaki tarihi bir dokusu ile Brüksel ziyaretçilerinin ilgisini çekmektedir. Bu özellikleri sebebiyle UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Gece gündüz vakit geçirebileceğiniz kafeler restoranlar, mağazalar gibi sosyal olanaklara sahiptir. Hem Belçika çikolatalarını, wafflelarını tadabilir hem alışveriş yapabilirsiniz. Bunların yanında yerel ve dünya mutfaklarını tadabileceğiniz restoranları, içkinizi içebileceğiniz barları da oldukça fazladır. Meydanda her iki yılda bir Ağustos ayında devasa bir çiçek halı festivali yapılıyor. Ayrıca günümüzde birçok sosyal ve kültürel etkinliğe de ev sahipliği yapıyor.

Şehrin simgesi sayılan İşeyen Çocuk Heykeli (Manneken Pis) de bu meydana oldukça yakın konumdadır. 15. yüzyılda inşa edilen Brüksel Belediye Binası (Town Hall/Hotel de Ville) da Grand Place'te yer alır ve asimetrik, gotik mimarisiyle turistlerin ilgisini çeken ve görülmesi gereken bir yapıdır. Kral’ın Evi olarak bilinen Maison du Roi, yıkılma tehlikesine karşın 19. yüzyılda tekrar inşa edilmiş ve günümüzde Brüksel’e ait pek çok eserin sergilendiği bir Şehir Müzesi olarak kullanılıyor. Hatta müzesine önceleri Belediye Binasının dış kısmında bulunan ve azizlerle soyluları betimleyen heykeller de koruma amacıyla yerleştirilmiş ve hala orada sergilenmektedir. Değişik estetiği ve tarihi eserleriyle görülmesi gereken bir yapı. Ayrıca meydanda bira çeşitliliğiyle ünlü Belçika ve Brüksel’e dair Belçika Bira İmalatçıları Müzesi bulunmakta.

Toplu taşıma kullanmak isteyen ziyaretçiler, meydana varmak için metronun Centrale, Bourse, De Broukere metro duraklarından ulaşabilirsiniz.

Atomium

Atomium

1953'te Brüksel'de düzenlenen Expo Dünya Fuarı için inşa edilmiş ve bugün gerek turistlerin gerekse yerli halkın akın ettiği Brüksel'e özgü ikonik bir yapı haline gelmiş. Atomium, demir kristalinin 165 milyar kez büyütülmüş hali ile aynı ölçülerde yapılmıştır.

Dokuz bölümden oluşan Atomium'un bugün 5 bölümü ziyaretçilere açık. Bunlardan birinde ziyaretçilere yapının tarihinin anlatıldığı bir sergi mevcut, bir diğer kısımda ise değişik temaları işleyen geçici sergileri gezmek mümkün. Bir küre çocuk bölümü olarak ayrılmış ve buraya okullardan çokça geziler düzenlenmektedir. En üst kürede şehri 360 derece görmek mümkün ayrıca akşamları bu manzara eşliğinde restoranında yemek yeme olanağınız da var, ancak rezervasyonunuzu unutmayın. Atomium, geri kalan 3 bölümünü özel aktivitelere ayırmıştır.

Mini Avrupa, Atomium bünyesinde bulunan bir minyatür parktır. Bünyesinde Avrupa'ya dair toplam 350 adet bina, anıt, alan, şehir modellemesi görmek mümkün. Yaklaşık bir saatte tüm Avrupa'yı gezmek imkanını sunduğu için Mini Avrupa turistlerin sıkça uğradığı bir yer.

Atomium için Eğer biletleri önceden almak isterseniz internet sitelerinden satışları var. Ayrıca bünyesinde Mini Avrupa'yı ve Oceade yani çeşitli havuz ve su kaydıraklarının bulunduğu bir su parkını da barındırdığı için topluca bilet almanız da mümkün.

Atomium, Avenue de l’Atomium sokağında bulunmaktadır, fakat Grand Place meydanına ve şehir merkezine uzaklığı açısından metro ulaşım için tercih edilen bir seçenek olacaktır. Bunun için de 6 numaralı metro hattına binip son durağında inmeniz gerekmektedir.

İşeyen Çocuk Heykeli (Manneken Pis)

İşeyen Çocuk Heykeli, Brüksel'in simgesi olmuş bir heykel. 60-61 santimetre boyutlarında olan ve küçük bir havuzun başında bulunan işeyen bir çocuğu tasvir eden bu bronz heykele dair birçok hikaye vardır, çocuğun ajan olduğunu ve yakalandığında kutlama amacıyla yaptırıldığını söyleyenler de vardır, kayıp çocuklarını bulmuş olmanın sevinciyle ailesinin yatırdığını söyleyenler de. İşeyen Çocuk Heykeli hakkındaki bir diğer söylenti de onun patlamakta olan bir bombanın üzerine işediği ve şehri kurtardığına dairdir. Ancak bugün kesin olarak bilinen onun Brüksel halkı, yöneticileri ve turistler için son derece önemli bir heykel olduğudur. Heykel, defalarca kez çalınmış ve en sonunda orijinalinden restore edilerek yerine tekrar konmuştur. Sonraları heykelin bir de kız versiyonu yapılmış fakat tarihi bir geçmişi, bir hikayesi olmamasından dolayı olacak ki bu heykel pek ilgi görmemiştir.

İşeyen Çocuk Heykeli’nin bir de gardırobu bulunmakta ve içinde dünyanın birçok yerinden gelen 800 civarında özel olarak hazırlanmış çeşitli kıyafetler bulunmakta. Noel gibi özel günlerde heykel bu dolaptaki kıyafetlerle giydirilir. Küçük heykelin kıyafetleri Brüksel Tarih Müzesinde sergilenmektedir. Bazı etkinliklerde heykelden meşhur Belçika birası akıtılır ve insanlara dağıtılır.

İşeyen Çocuk Heykeli, Reu de l’Etuve ve Reu de Chene sokaklarının kesişiminde Grand Place meydanına oldukça yakın bir yerde bulunmaktadır. Toplu taşımayla gidecekseniz Anneessens, Centrale veya Bourse metro istasyonlarından buraya ulaşabilirsiniz.

Cinquantenaire Parkı

Brüksel'de bulunan bünyesinde bahçeler, gölcükler, şelaleler ve değerli eselerin bulunduğu, bitki çeşitliliğinin fazla olduğu, oldukça büyük yeşillik alana sahip bir parktır.“Ellinci yıl dönümü” anlamına gelmektedir ve 1880 yılında Belçika'nın özgürlüğünün 50. yılı şerefine yapılmıştır. Cinquantenaire Parkı, Jubelpark olarak da bilinir. Beşgen şeklindeki park 30.000 hektar alan üzerine kurulmuştur ve ziyaretçilerine koşu, yürüyüş ve piknik yapabilme imkanı sağlar. Parkın güneydoğu yakasında sonradan inşa edilmiş oldukça büyük bir tak ile karşılaşacaksınız. Bu taktan devam ettiğinizde parkın devamında sizi üç müze karşılayacak: Autoworld, parkın adını taşıyan Jubelparkmuseum ve Silahlı Kuvvetler ve Askeri Tarih Kraliyet Müzesi (Royal Museum of the Armed Forces and Military History). Jubelparkmuseum, bünyesinde antik eserleri, Avrupa kökenli olmayan sanat eserlerini ve tarihsel öeni olan objeleri bulunduran ve geçici sergilere de ev sahipliği yapan bir müzedir. Autoworld, Brüksel’e giden turistlerin gezmeyi tercih ettiği bir seçenek. Avrupa ve Amerika kökenli dünyaca ünlü markaların arabalarını sergilediği, yaklaşık 400 arabayı kronolojik olarak gelişimlerini görerek gezmeniz mümkün. Müzenin ilk katında motorlar, araba parçaları da sergilenmektedir. Silahlı Kuvvetler ve Askeri Tarih Kraliyet Müzesi bünyesinde askeri üniformalar, askerlere ait eşyalar, savaşlarda kurşunlardan zarar görmüş bayraklar, savaşlarda kullanılmış tanklar sergilenmektedir. Ayrıca Askeri Müzeden Cinquantenaire Parkındaki takın üzerine çıkıp özellikle iyi havalarda şehrin manzarasını seyretmek de mümkün.

Toplu taşımayla parka ulaşmak isteyen ziyaretçiler, Merode ve Schuman metro istasyonunu kullanmalıdır.

Aziz Micheal ve Aziz Gudula Katedrali

Cathedral of St. Michael and St. Gudula

Brüksel'in en ünlü dini yapısı olan katedralin tarihi 8. yüzyıla dayanmaktadır. İlk olarak 8. yüzyılda Aziz Micheal'a ithaf edilen bir şapel olduğuna inanılıyor. Sonrasında 11. yüzyılda Brabant Dükü II. Lambart tarafından buraya bir kilise inşa ettirilmiş. Ve aynı yüzyılda buraya Aziz Gudula'nın kutsal emanetleri getirilmiş. Bu nedenle kiliseye Aziz Micheal ve Aziz Gudula Kilisesi denmiştir.

13. yüzyılda kilisenin yenileme çalışmaları başlamıştır, dönemin hakim mimari anlayışı gotik anlayışta eserler verilmiş ve tüm restorasyon çalışmalarıyla beraber kilise bugünkü haline yaklaşık 300 yıl sonra gelebilmiştir. Bu sebeple kilisenin gotik mimari tarzında da tam bir bütünlük yoktur, örneğin iki kulesi tipik Fransız gotik mimarisinin bir örneği iken, pencerelerde Barbarant gotik bir tarz sergilenmiştir. İçine ve dışına değişik dönemlerde değişik sanatçılar eserler eklemişlerdir. Katedralin iç kısmı gotik bir katedralden beklendiği gibi dekore edilmemiş fakat Victor Hugo bu katedrali “gotik mimarinin en saf çiçeği” olarak betimlemiştir. Meraklıları için katedralde günümüzde küçük bir müze bölümü de mevcuttur. Burada kadehler, dini giysiler gibi katedrale dair değerli şeyler sergilenmektedir. Katedralde Kraliyet ailesinin düğün ve cenaze merasimleri gerçekleştirilmektedir. Bu kadar eski bir tarihe ve ülke için böylesi büyük bir anlama sahip olan kilisenin katedral unvanı alması ise 1962 yılına dayanıyor.

Katedrale Parc veya Gare Centrale metro duraklarında inip yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Belçika Güzel Sanatlar Kraliyet Müzesi (Royal Museum of Fine Arts of Belgium)

Brüksel Güzel Sanatlar Müzesi görsel sanatlarını tarihini ortaya koyan Rubens, Rönesans, Gerçekçilik, 17. yüzyıl, Belçika İzlenimciliği ve Simgecilik gibi akımlara ait koleksiyonları içeren, dolayısıyla farklı dönemlerden farklı tarzlardan sanatçıların eserlerinin sergilendiği bir müzedir. Müzede 15. yüzyıldan 21. yüzyıla kadar Batı sanatını tablolar, heykeller, baskılar ile anlatan ve çok az sayıda Avrupa dışı eserlerin de sergilendiği müzeler bütünüdür. Güzel Sanatlar Müzesi 6 bölümden oluşmaktadır. Antik sanat ve modern sanat bölümleri ana binada bulunmaktadır. Diğer bölümler daha sonra açılmıştır.

Ziyaretçilerinin mutlaka görmesi gereken birkaç eser: Ortaçağ yaşamının adaletsizliğini anlatan Otto’nun Adaleti, İkaros’u tasvir eden bir 16. yüyzyıl tablosu olan İkaros’un Düşüşü, Flaman ressam Rogier van der Weyden imzalı Burgonyalı Antony’in Portresi, Flaman sanatçı Hans Memling imzalı Aziz Sebastianus’un Şehit Olması, Jacques-Louis David tarafından yapılan yakın arkadaşı ve Fransız devrimci liderlerinden Jean-Paul Marat’ın ölümünün tasvir edildiği tablo Marat’ın Ölümü, Barok tarzın ve prtrenin önde gelen sanatçılarından Rubens’in eseri Dört Mağribin Portresi… Müzede van Gogh, Dali gibi dünyaca ünlü sanatçıların kalıcı eserlerii ya da geçici sergilerle gelen eserleri dışında Magritte, Delvaux gibi Belçika'nın yerel birçok sanatçısına da yer veriliyor. Müzeye girişler yetişkinler, öğrenciler, engelliler, çocuklar için farklı ücretlere tabi, ancak her ayın ilk çarşamba günü ziyaretçilerine ücretsiz.

Müzeye ulaşım için oldukça fazla seçeneğiniz var. Metro kullanmak isteyenler Parc ya da Gare Centrale metro duraklarında inebilir, Otobüs kullanmak isteyenler 27, 38, 71, 95 numaralı otobüslerle Royale durağında inebilir; 29, 63, 65, 66 numaralı otobüslerle Parc ya da Gare Centrale duraklarında inebilir. Tramvay için de 92 ya da 94 numaralı hatları tercih edebilirsiniz.

Autoworld Araba Müzesi

Laferrari, Lamborghini Veneno, Maserati MC12 gibi sınırlı sayıda üretilen araçların yanı sıra Bentley, Bugatti, Lamborgini gibi klasikleri ve gerçek Formula 1 gibi modern araçları bir arada görebileceğiniz AutoWorld, araba sevdalılarını çok ama çok heyecanlandıracak bir müze. Cinquantenaire bahçesinde bulunan AutoWorld'de Mercedes ve Porche başta olmak üzere efsane otomobil markalarının hikayelerini de öğrenebiliyorsunuz.

Devamını Oku
Lokasyon Sayfasında Detayı Göster
Kapalı