Manila sizlere tarihî bir serüven sunacağı için ilk önce şehrin tarihi açıdan izleri olan mekânlarının gezilmesi tavsiye edilir. Sömürüden kurtulmanın zorlu mücadelesini yaşayan bu şehir, sizlere tarihsel bir zenginlik ve kültür birikimi katacaktır. Eğer bu şehre festivaller için gitmiyorsanız, tüm tarihî mekânları gezdikten sonra, en ünlü devasa boyuttaki alışveriş mağazalarını da gezmek isterseniz, bu şehirde yaklaşık 3 gün kalarak tüm dileklerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Eğer festivalleri de görmek isterseniz, o zaman gezinizi festival tarihlerine göre ayarlayıp, daha fazla kalabilirsiniz.
Manila Gezilecek Yerler
Tarihî geçmişiyle öne çıkan Manila şehrinde, birbirinden güzel tarihî kalıntılar bulunur. Bunların en başında Intramuros bölgesi gelir. Burada surlar ile çevrili eski şehri görmek mümkündür. Hemen karşısında özgürlük mücadelesini simge haline getiren Rizal Park, müze haline getirilen Filipinler’in en eski kilisesi San Agustin Kilisesi bulunur. Ayrıca, günümüzde de devam etmekte olan düğünlerin yapıldığı Manila Katedrali, işkencelerin ve ölümlerin gerçekleştiği Santiago Kalesi, Çin yemekleri yiyebileceğiniz China Town ve meşhur İsa Heykeli’ne ev sahipliği yapan Quiapo Kilisesi’ni gezebilirsiniz. Bunun yanında 2. Dünya Savaşı’nda şehit olan Amerikan askerlerinin defnedildiği Manila Amerikan Mezarlığı ve Anıtı, Filipinler Cumhurbaşkanı’nın yaşadığı Malacanang Sarayı, koloni dönemine ait kalıntıların bulunduğu Ayala Müzesi’ni de gezdikten sonra, günbatımını izleyerek günün yorgunluğunu atmak için Manila Bay’a gidip sahilin keyfini çıkartabilirsiniz.
Yukarıda adı geçen bu yerlerle ilgili detaylı bilgiler aşağıda mevcuttur.
Intramuros Bölgesi
Diğer adıyla eski şehir olarak bilinen Intramuros bölgesi surlarla çevrili bir bölgedir. Bölgede eski İspanyol koloni zamanından kalan çokça tarihî yapı bulunur. İçeriği oldukça geniş olan bu bölge, şehrin en önemli turistik bölgesidir. Intramuros bölgesine ilk girişinizde İspanyollara ait olduğunu hemen anlayacağınız mimariler gözünüze çarpacaktır. Burası birazdan bahsedeceğimiz pek çok kiliseyi, katedrali ve müzeyi de içerisinde barındırır. Manila şehrinde ilk yerleşim burada başlamıştır. Yürüyerek yaklaşık 45 dakikada gezebileceğiniz bu bölgeyi isterseniz faytonlarla da gezebilirsiniz. Bu bölgenin giriş kapısında bulunan yerel halktan bölge hakkında çokça bilgi sahibi oldukları için dilerseniz küçük bir ücret karşılığında yardım alabilirsiniz.
Ciudad Murada yani İngilizce adıyla Walled City diye de adlandırılan bu şehrin en önemli özelliği tüm ilçeyi çevreleyecek devasa büyüklükte surlar ve taşlardan oluşmasıdır. 1945 yılında Amerikan, Filipinli ve Japon kuvvetlerinin savaşından sonra bölge çokça tahrip olmuştur. Korunmuş yıkık harabelerin yanında, yıkık harabelerin üzerine yapılan yeni yapıları da barındıran Intramuros bölgesi, tarihi en çarpıcı biçimde anlatan bölgedir.
Rizal Park
Sur içini gezdikten sonra karşıya geçip Rizal Park’ta dinlenmek isteyebilirsiniz. Manila’nın kalbi olarak bilinen Rizal Park, Ermita bölgesinde yer alır. Asya bölgesinin en büyük şehir parklarından biri olarak adlandırılan bu park, 60 hektar büyüklüğünde açık yeşilliklerden, göletlerden, ağaçlık alanlardan ve süs bahçelerinden oluşur. Bu park doğal güzelliklerinin yanında tarihî bir öneme de sahiptir. Sömürgeye karşı direnişlerin, kolonilere karşı ayaklanmaların ve Amerikan yönetimine karşı özgürlüğü savunan halkın mücadelesinin merkezidir Rizal Park. Eski adı Luneta olan bu park, şimdiki adını direnişi başlattığı için kurşuna dizilen Dr. Jose Rizal’den alır. İyi eğitimli, Filipinli bir doktor olan Jose Rizal, aldığı eğitimlerin sonrasında İspanyol sömürgesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdiği ve halkı ayaklanmaya sürüklediği için hapsedilmiştir. İçeride geçirdiği süre boyunca yazmaya devam eden Rizal, şiirini kız kardeşi aracılığı ile dışarı çıkartmıştır. Halkın bu şiirden etkilenip ayaklanma başlattığını düşünen İspanyol yönetimi Jose Rizal’ı idam etmiştir. Fakat halk bundan sonra daha büyük ayaklanmalar çıkarmış ve isyanlarını eyleme geçirdikleri bu parka Jose Rizal adını vermişlerdir.
San Agustin Kilisesi
İspanyolların inşa ettiği bu kilise, Avrupa Barok tarzının Asya uyarlaması gibi düşünülebilir. San Agustin, Manila’nın İspanyollar tarafından ele geçirilmesinin ardından Luzon Adası’nda kurulan ilk kilisedir. Bu kilise 2. Dünya Savaşı’nın ardından Intramuros bölgesinde ayakta kalabilen tek yapıdır. Burası, Intramuros bölgesine girdiğinizde, surların içinde yürürken gözünüze hemen çarpacaktır. Filipinler’in en eski yapısı hem de bombalanmayan tek yapı olmasından dolayı, San Agustin hem önemli bir kilise hem de önemli bir müzedir. Kendiniz gezmek isterseniz bağımsız bir şekilde gezebileceğiniz bu kiliseyi, isterseniz Intramuros bölgesinin girişinde sizlere rehberlik etmek isteyen insanlardan yardım alarak da gezebilirsiniz. Faytonlarla çevresini gezerken etkileneceğiniz bu kilisenin içyapısı da oldukça ilginç bir mimariden oluşmuştur. Dilerseniz içini de gezebilirsiniz.
Manila Katedrali
Manila Katedrali San Agustin’in hemen yanında bulunur ve şehrin en önemli Katolik ibadet yeridir. Bu katedral 2. Dünya Savaşı’nda yıkılmış ve birçok kez yeniden yapılmıştır. Katedral’in bronz bir kapısı vardır ve üzerindeki frizler katedralin yıkımına neden olan olayları simgelemektedir. Manila başpiskoposunun yaşamaya devam ettiği bu katedralde, halen düğünler yapılmaktadır. Gittiğiniz zaman bir düğüne denk gelmeniz ihtimali oldukça fazladır. Eğer Intramuros bölgesinde gezerken düğüne denk gelirseniz, hem şehrin tarihî yapısını gezip hem de Manila yerel halkının kültürünü görebilirsiniz. İçerisi biraz karanlık olmasına rağmen sessiz, güzel ve bakımlı bir yapı olan Manila Katedrali’nde zaman zaman yenileme çalışmaları gerçekleştiği için gidilen vakitte kapalı olma ihtimalini göz önünde bulundurmak gerekir.
Santiago Kalesi (Hisarı)
Surlar içindeki bölgeden devam ederken karşınıza çıkacak olan bir diğer eski yapı da Santiago Hisarı’dır. Santiago Kalesi olarak da bilinen bu hisar, şimdiki haliyle yeşillikler içinde güzel bir yapı olarak görünse de geçmişin kötü izlerini barındırmaktadır. Tarihin politik suçlularına hapishane olan bu kale, birçok ölüme ve işkenceye tanıklık etmiştir. Rizal Park’a ismini veren Dr. Jose Rizal bu kalede hapsedilmiştir. Rizal halkı galeyana getirdiği söylenen “Elveda Anavatanım” adlı şiirini burada yazmıştır. Rizal öldürülmeden önce kaleden adım adım yürümesi istenmiştir ve ölümüne adım adım yürüyen Jose Rizal, kale çıkışında kurşunlanarak yaşamını yitirmiştir. Eğer bu kaleye giderseniz Rizal’in ayak izlerinin işaretlendiği yolu görebilirsiniz.
China Town
Diğer adı Binondo olan bu mahalle 1584 yılında bir İspanyol Valisi tarafından Çinli göçmenler için kurulmuştur. Asıl amaç Çinlileri Katolik olmaları için zorlanması olan bu mahallede şu an yaşayan nüfus Katolik Çinlilerden ve yerel Filipinlilerden oluşmaktadır ve dünyanın en büyük Çin Mahallesi diye adlandırılmaktadır. Intramuros bölgesinden çıktıktan sonra, çok uzaklaşmadan, dünyanın en eski Çin mahallesi unvanına sahip bu bölgede dinlenip leziz Çin yemeklerini tadabilirsiniz. Burada Çin’e özgü çeşitli baharatlar, el işi ürünleri ve alternatif tıpta kullanılmak üzere şifalı bitkiler bulabilirsiniz. Ayrıca, mahalle içerisinde, tüm sokaklar boyunca, hediyelik eşyalar alabileceğiniz küçük işletmeler de mevcuttur. Buradaki küçük dükkânlardan birine girerek Çin’e özgü hediyelik eşyalar alabilirsiniz.
- 1 view
Quiapo Kilisesi
Filipinler’in Quiapo ilçesinde bulunan Katolik bir değere sahip önemli bir bazilikadır. Bu bazilika Siyah Nazarene için çok ünlü bir evdir. Mucizevi olduğu söylenen İsa Mesih’in karanlık bir heykeli olan Siyah Nazarene burada bulunur.
Barok mimarisinin en güzel örneğini yansıtan ve mucizevi olduğuna inanılan Quiapo Kilisesi özellikle Katolikler tarafından yoğun bir ilgi görmektedir. Kutsal olduğuna inanılan Siyah İsa Heykeli’ne ev sahipliği yapan bu kiliseye eğer festival zamanının dışında gidilirse sakince gezilebilir fakat Siyah Nazarene Festivali zamanında gidilirse yoğun bir izdiham yaşanır. Her yıl ocak ayında olan Siyah Nazarene Festivali’ne çok sayıda Katolik katılmaktadır. Ayrıca bu kilisenin hemen çıkışında yerel halk pazarı açılır. Kiliseyi gezdikten sonra halk pazarını gezip yerel halkın yaşam şeklini gözlemleyebilir, yerel ürünlerin tadına bakabilirsiniz.
Manila Amerikan Mezarlığı ve Anıtı
Manila Amerikan Mezarlığı ve Anıtı 1948 yılında oluşturulmuştur ve 2. Dünya Savaşı sırasında bu bölgede şehit olan Amerikan askerleri için yapılmıştır. Şehrin biraz dışında yer alan bu mezarlık Taugig City’de bulunur. 17.000’den fazla haçın dikili olduğu Manila Amerikan Mezarlığı’nda savaş tarihi hakkında bilgi alabileceğiniz yazılar bulunmaktadır. Anıtın üzerine sadece Amerikan askerlerinin değil cesedi bulunamayan birçok askerin de isimleri kazınmıştır. Birçok evsize de ev sahipliği yapan bu bölge, savaş hakkında bilgi sahibi olmak isteyenlerin sıklıkla ziyaret ettiği bir mezarlıktır. 2. Dünya Savaşı sırasında öldürülen Amerikan askerlerinin Pasifik’teki en büyük mezarlığı olan bu anıt, şehrin 14 kilometre dışında, yüksek bir platoda yer alır.
Malacanang Sarayı
1750 yılında Don Luis Rocha tarafından inşa edilen ve yazlık olarak kullanılan bu devasa saray, koloni döneminde İspanyol aristokratlara ev sahipliği yapmıştır. Şu an günümüz Filipinler Cumhurbaşkanı’nın ikamet ettiği yer olan sarayın içerisinde ülkenin geçmişten bugüne nasıl bir süreç geçirdiğini anlatan bir müze bulunur. Malacanang Sarayı, Pasig Nehri’nin kuzeyinde konumlanır. Cumhurbaşkanlığı resmi konutu ve iş yeridir. Neo-klasik tarzda inşa edilmiş bu bina Filipinler Cumhurbaşkanı’nın ikamet yeri olmasından dolayı her zaman ziyaretçilere açık değildir. Yalnızca hafta içi ve belirlenen zamanlarda müzeyi ve bahçeyi gezebilirsiniz. Müzenin açık olduğu günler ve saatler her zaman aynı değildir. Bu yüzden müzeyi gezmek isterseniz resmi sitesini ziyaret ederek açık olduğu zamanları kontrol etmenizi öneririz.
Ayala Müzesi
Ayala Müzesi 1967 yılında Manila’nın Makati bölgesinde kurulmuştur. Ayala Merkez’de Greenbelt Alışveriş Merkezi’nin hemen yanında yer almaktadır. Ayala Vakfı tarafından özel olarak işletildiği için bu müzeye girişler ücretlidir. 6 kattan oluşan bu müzede, Filipin kültürünü, sanatını ve tarihini anlatmak amacıyla birçok etnografik ve arkeolojik sergiler sergilenmektedir. 3 boyutlu minyatür diyaromalarıyla ünlü olan bu müzede tarih öncesi dönemlere ait önemli olaylar anlatılmaktadır. Bunun yanında Müze, Filipin deniz ticaretinin ve sömürge ekonomisinin gelişimine katkıda bulunan çeşitli deniz taşıtlarının modellerini de sergilemektedir. Ayrıca Filipin kıyafetleri, heykelleri ve mücevherleri gösterilen bu müzenin bulunduğu şehir Makati, zenginlerin yaşadığı bölge olduğu için, müzeyi gezdikten sonra bu çevrede lüks restoranlarda yemek yiyebilirsiniz.