Filipinler, henüz pek çok turist tarafından keşfedilmediği için fazla vakit kaybetmeden gitmek gerek. Halen bir çok bölgesinde eski gelenekleri yaşatılıyor.
Filipinler’de adalar arasında gezmek için çok çeşitli seçenekler var. Havayolu tercih edenler Cebu Pacific Airlines’ın indirimli uçuşlarını deneyebilirler. Bazen deniz yolundan bile ucuza gelebiliyor. Bunun yanı sıra deniz otobüsleri ve gemiler de adalar arası ulaşımda tercih edilebilir.
Filipinler’de başkent Manila ve ikinci büyük kent Cebu’nun yanı sıra gezilip görülecek çok farklı ve özel bölgeler var. Bu da ülkedeki renkliliği ortaya çıkartıyor.
Bohol ve Boracay gibi dünyanın önde gelen dalış merkezleri, Bohol’un meşhur çikolata tepeleri, Palawan adasındaki balta girmemiş ormanlar, Manila'nın kuzeyindeki Cordillera bölgesindeki dağları ve pirinç terasları, Negros Adasının doğusundaki Dumaguete ve muhteşem gün batımı ile Subic görülmeye değer bölgelerden sadece bir kaçı...
Manila’ya yaklaşık 5 saat mesafede yer alan Subicde görülmeye değer yerlerden. Yemyeşil ağaçlarla kaplı bir bölge tabii yine deniz kenarında. Şehirde dolaşırken gelir dağılımındaki adaletsizliğe çok net tanık olabilirsiniz. Bir bölge tamamen zengin olan azınlığa, diğer bölge ise fakir olan çoğunluğa ayrılmış durumda.
Burası zamanında Amerikalı denizciler tarafından kullanılmış. Günümüzde ise muhteşem kumsalları var. Kamayan Beach bu kumsallar arasında en popüler olanı. Bu bölgede ziyaret edilmesi gereken yerlerden biri de Subic Bay Freeport's Forest Adventure Park. 25 hektar alana kurulu bu parkta Zoobic Safari yapabilirsiniz. Yılandan kartala, maymundan iguanaya kadar pek çok canlıyı görebildiğimiz bu aktiviteden ben çok keyif aldım. Bir de burada arı çiftliği gezilebilir. Subic ve Bohol’da bal çok meşhur ve kaliteli.
Subic görece kalabalık bir yerleşim olduğundan burada çok sayıda alışveriş merkezi de bulunuyor.
Filipinler’in kuzeyine doğru yol alıyoruz. Bu bölgedeki pirinç terasları Filipinler’in en fazla turist çeken yerlerinden. Buradaki pirinç terasları günümüzden 2.000 sene önce yapılmış. O dönemlerde pirincin ihraç edildiği düşünülüyor. O günün şartlarında insan eliyle tüm dağ pirinç terasları haline getirilmiş. Çevredeki nehirler tarlaların sulamasında kullanılıyor. “Banaue Rice Terraces” olarak adlandırılan pirinç terasları UNESCO Dünya Mirasları Listesi'nde yer alıyor.
Buradan Baguio kentine geçiyoruz. Şehir 1900’lü yılların başında Amerikan sömürgesi döneminde inşa edilmiş. Adının anlamı yazlık başkent.
Baguio kentinin en önemli özelliği, her sene Şubat ayının 3. Haftasında kutlanan Panagbenga Çiçek Festivali. Yükseklerde olan Bagia şehrinin en önemli festivali ve en fazla turist çeken olayı. Festival günü şehirde hayat resmen duruyor. Bu dönemde kentteki 3.000 otelde yer bulmak zorlaşıyor. Araştırmacılara göre yarım milyon insan festivali takip ediyormuş. Bu dönemde her yer çiçeklerle süsleniyor. Yerel müzisyenlerin müzik aletleri bile çiçekler ile donatılıyor. Sabah saat 9:00’da başlayan tören tam bir sokak şölenine dönüyor. Biz bunu yakalayamadık maalesef:(
Her köşesi farklı bir sürpriz taşıyan Filipinler, Uzak Doğu’da yer alan ama birçok özelliği ile Uzak Doğu’dan farklılaşan önemli bir gezi rotası.
Manilla'da konaklamak için ulaşımı kolay, aynı zamanda ekonomik konaklama seçeneklerinden MaxStays ve Luxury Condo at Forbeswood Parklane gibi otelleri tercih edebilirsiniz.