Tahran’da Gezilecek Yerler

Tahran’ın simgelerinden biri haline gelmiş olan Azadi Kulesi, Tahran seyahatinize başlamak için en uygun noktalardan bir tanesidir. İran İmparatorluğunun 2500. Yıl dönümü anısına yapılan bu kule kısa sürede şehrin siluetleri arasında yerini almıştır.

Mimarî özellikler açısından da ziyaretçilerini büyüleyen Azadi Kulesi şehrin en gözde turistik noktalarından bir tanesidir. Özellikle İslam mimarîsinin ve Sasani mimarîsinin karakteristik özelliklerini harmanlayan Azadi Kulesi’ni mutlaka ziyaret etmelisiniz.

Azadi Kulesi, şehir merkezinden çok da uzakta olmadığından ulaşım konusunda sıkıntı yaşamadan kolaylıkla ulaşabilirsiniz. Azadi Müzesi’nin yakınında bulunan kuleyi pazar- perşembe günleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Azadi Kulesi’nin girişi Tahran halkı için ücretsizken turistler için 150.000 İran riyalidir. İran tarihinin ne kadar eskilere dayandığına vurgu yapmak için inşa edilmiş olup ziyaretçilerini beklemektedir.

Ulusal Hazine Müzesi sadece Tahran’ın değil dünyanın en zengin müzeleri arasında yer almaktadır. İçerisinde bulunan mücevher ve değerli taş koleksiyonları ile oldukça değerli sergilere sahiptir. Müzenin kapısı yaklaşık 40 santimetre kalınlığında olup adeta bir kasanın kapısı görünümündedir. Ulusal Hazine Müzesi’ni, içerisindeki koleksiyonlar düşünüldüğünde şehirdeki devasa bir kasa olarak nitelendirmek yanlış olmaz.

Müzenin güvenliği ise Merkez Bankası tarafından görevlendirilen özel güvenlik görevlileri tarafından sağlanmaktadır. Müzenin içindeki koleksiyon Safevi Dönemi’nden beri İran Hükümdarları tarafından toplanan mücevherler, el işçiliği olan takılar ve değerli taşlardan oluşmaktadır. Müzenin içinde bulunan ve dünya çapında üne sahip olan koleksiyon parçalarının başında Derya-i Nur Elması gelmektedir. Işığın denizi anlamına gelen Derya-i Nur 182 Karat büyüklüğündedir. Müzenin en değerli parçası olarak görülen Derya-i Nur’un yanı sıra Nadir Şah Tahtı, Elmaslı Taç, Tavus Kuşlu Taht gibi parçalar da görülmeye değer. Ulusal Hazine Müzesi’nin içerisinde fotoğraf çekmek yasaktır.

Ulusal Arkeoloji Müzesi, sadece Tahran’ın değil İran’ın da en önemli arkeoloji müzeleri arasında yer almaktadır. Bastan Müzesi olarak da bilinen Ulusal Arkeoloji Müzesi İran’ın sanat ve kültür tarihi hakkında bilgiler vermektedir. İran’ın tarihi boyunca sanat ve kültür geçmişini yansıtan eserler Prehistorik Dönem’e kadar uzanmaktadır. Eski kaplar, çömlek ve testiler, metal takılar ve küçük heykellerin yanı sıra Persepolis kazılarından çıkarılan tarihi eserler de müzenin koleksiyonları arasında yer almaktadır.

Müzenin en çok ilgi çeken eserlerinden birisi de Tuz Adam olarak bilinen bir mumyadır. Bu mumya, MS 3.-4. yüzyılda yaşamış bir madencinin tuzlu bir madende ölmesi sonucu oluşmuştur. Yaşanan kaza sonucu bedeni tuzun altında kalmış olup tuzun koruyuculuğu sayesinde madencinin vücudu bozulmadan günümüze kadar gelmeyi başarmıştır.

Tahran’ın en gözde tarihi yapılarından biri olan Gülistan Sarayı her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Şah Tahmas döneminde inşa edilen Gülistan Sarayı, Kaçar Hanedanlığı dönemine ait. Uzun yıllar devletin idaresinde kullanılan saray Pehlevi Hanedanı döneminde ise sadece resmi törenlerde kullanılmıştır. İran mimarîsinin en güzel örneklerinden biri olan Gülistan Sarayı günümüzde müze olarak kullanılmaktadır.

Saray büyükçe bir bahçenin içine kurulmuş çeşitli hizmet binalarının olduğu kompleks bir yapıdan oluşmaktadır. Saray binalarının dış cepheleri el işçiliği olan seramiklerle özel mozaiklerle bezenmiştir. İçerisinde kullanılan eşyaların da büyük çoğunluğu el işçiliği olan ve sanatsal değere sahip eşyalardan oluşmaktadır. İçerisinde bulunan mermer taht Yazd şehrinden çıkarılan özel mermerlerden yapılmıştır. Süslemesinde ise İran’a özgü ayna işçiliğinin en güzel örnekleri kullanılmıştır. Bu kıymetli taht taç giyme törenlerinde kullanılmıştır.

Tahran’daki pek çok müzede olduğu gibi Gülistan Sarayı’nın içinde de fotoğraf çekmek yasaktır. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Gülistan Sarayı’nı yılın 6 ayı 09.00-19.00 saatleri arsında ziyaret edebilirsiniz. Gülistan Sarayı’nın ana binasına giriş ücreti kişi başı 20.000 İran riyali iken müze ve sanat galerine giriş ücreti 100.000 İran riyalidir.

Tahran’da bulunan İran Ulusal Botanik Bahçesi, İran’da yer alan en büyük botanik bahçe olma özelliği taşıyor. İlk açıldığında küçük bir alanda sınırlı sayıdaki bitki çeşitliliği ile kurulan Ulusal Botanik Bahçesi zaman içinde büyümüş ve gelişmiştir. Günümüzde yaklaşık olarak 150 hektarlık bir arazinin üzerinde kurulu olan Ulusal Botanik Bahçe her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır.

Ulusal Botanik Bahçesi’nin ana odağında ana yetişme alanı İran olan bitkiler yer almaktadır. Nesli tükenmekte olan bitkilere de yer verilen Botanik Bahçe’de bu bitki türlerinin varlıklarının devam edebilmesi için çalışmalar da yapılmaktadır. Şu an Ulusal Botanik Bahçesi’nin bünyesinde 160.000’e yakın bitki çeşidi bulunmaktadır. Ziyaretçilerine adeta renk cümbüşü sunan Ulusal Botanik Bahçesi Tahran’ın merkezinde yemyeşil bir alan olup hem turistlerin hem de Tahran halkının yoğun ilgisiyle karşılaşmaktadır.

Tarih boyunca çeşitli imparatorluklara ev sahipliği yapan Tahran’da çok sayıda tarihî bina bulunmaktadır. Bu tarihî binaların büyük çoğunluğu Tahran halkı ve İran Hükümeti tarafından özenle korunmuştur. Tahran’da günümüze kadar bozulmadan gelen ve özenle korunan tarihî yapılardan bir tanesi de Niavaran Sarayı’dır. Rıza Şah Pehlevi ve Farah Diba’nın yaşadığı ev Tahran’ın simgelerinden biri haline gelmiştir.

Sarayın içindeki tarihî parçalar ve dış cephesi özenle korunmuş ve formu bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. Niavaran Sarayı’nın içerisinde İran halı dokumacılığının en nadide eserlerinden olan halılar yer almaktadır. El dokuması kıymetli halıların yanı sıra avizeler, mobilyalar, Fransız yemek takımları gibi pek çok eşya da sergilenmektedir. Şah ve kraliçenin de bazı kıyafetleri saray koleksiyonunda yer alıyor. Odaların içindeki kıymetli eşyalar gösterişten uzak sadeliği ile göze çarpmaktadır. Büyükçe bir bahçenin içerisinde kurulmuş olan sarayın yanında çeşitli binalar da bulunmaktadır. Şah döneminde hizmet binaları olarak kullanılan bu yapıların bir kısmı günümüzde sergi alanı olarak kullanılmaktadır. Niavaran Sarayı’nın bahçesi de en az saray kadar güzel ve göz kamaştırıcı. Her yıl binlerce turist tarafından ziyaret edilen Niavaran Sarayı’nı mutlaka görmelisiniz.

Tahran’ın en meşhur yapılarından biri olan Milad Kulesi şehir merkezinde yer almaktadır. Dünyanın en yüksek gökdelenlerinden biri olan Milad Kulesi Tahran’ı ziyarete gelen turistlerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Milad Kulesi’nin bu kadar gözde olmasının sebeplerinden birisi de ilginç mimarisidir. 12. katında bir seyir terası bulunan kulenin içindeki restoran 360 derece dönebilme özelliğine sahiptir.

2000 yılında inşasına başlanan kule 2007 yılında tamamlanmıştır. Şehrin merkezinde inşa edilen kulenin seyir terasından Tahran’ın dört bir yanı görülebilmektedir. Milad Kulesi’nin yüksekliği 435 metredir. Kulenin 12. katındaki seyir terasından Tahran’ın eşsiz manzarasını izleyebilirsiniz. Kulenin içindeki restoranda Tahran’ın yöresel yemekleri servis edilmektedir. Lezzetli yemeklerinin yanı sıra 360 derece dönebilme özelliği ile de ziyaretçileri tarafından beğenilmektedir.

Milad Kulesi’ni 09.00-21.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Fakat kuleyi ziyaret etmek için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekmektedir. Milad Kulesi’nin giriş ücreti ise kişi başına 8 dolardır.

Oldukça köklü bir geçmişe sahip olan İran’a başkentlik yapan Tahran’da hanedanlık dönemi son bulduktan sonra müzeye çevrilen çok sayıda saray vardır. Bu sarayların en önemlilerinden birisi de Sadabat Sarayı’dır. Sadabat Sarayı, Pehlevi Hanedanlığı’ndan kalmış olup geniş bir bahçe içerisinde bulunmaktadır. bu geniş bahçenin içerisinde Sadabat Sarayı’nın yanı sıra Beyaz ve Yeşil Saray olmak üzere iki ayrı saray daha mevcuttur.

Oldukça geniş bir arazi üzerinde kurulan Sadabat Sarayı bahçesi ile de ziyaretçilerinin gözlerini kamaştırmaktadır. Yemyeşil ağaçların ve rengarenk çiçeklerin hüküm sürdüğü bahçe aynı zamanda yürüyüş yolu olarak da kullanılıyor. Sadabat Sarayı hanedanlık döneminde yazlık saray olarak kullanılmaktaydı. Hanedanlık döneminin son bulması ile müzeye çevrilmiştir. Saray bahçesinin içerisindeki diğer binalar da sanat galerisi ya da müze olarak hizmet vermektedir. Sarayın bütün bölümleri ziyaretçilere açık değil maalesef. Sadabat Sarayı’nda gezebileceğiniz bölümlerin başlıcaları Beyaz Saray, Yeşil Saray, Araba Müzesi, El Sanatları Müzesi ve çeşitli savaş aletlerinin sergilendiği müzelerdir. Sarayın girişinde bulunan Şah Heykeli devrim döneminde yıkılmış geriye sadece Şah Rıza’nın postalları kalmıştır. Sarayın duvarlarında ise Firdevsi’nin Şehname’sinden tasvirler yer alıyor.

Sadabat Sarayı’nı gezmek için dilerseniz turlara katılabilir ve rehber eşliğinde gezebilirsiniz. Sadabat Sarayı’nı haftanın her günü 09.00-17.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Dünyanın en eski kültürlerinden birine sahip olan İran’da halı dokumacılığı yüzyıllardır varlığını sürdürmektedir. İran kültürünün en önemli parçalarından biri olan halı ve kilim dokumacılığı değerini kaybetmeden günümüze kadar gelmeyi başarmıştır. Ünü dünyaya yayılmış olan İran halı ve kilimleri içinse başkent Tahran’da bir müze açılmıştır.

1977 yılında açılan İran Halı Müzesi’nin içerisinde İran halı dokumacılığının en güzel ve en nadide örnekleri sergilenmektedir. Müzede sergilenen halılar adeta birer tablodur. Yüzyıllarca yaşanan olayların, çekilen acıların işlendiği motifler sayesinde her halının bir hikayesi var. Müzede en çok ilgi çeken halıların başında ise mesnevilere konu olan aşk hikayelerinin tasvir edildiği halılar yer alıyor. Özellikle Leyla ile Mecnun hikayesinden sahnelerin dokunduğu halılar ziyaretçilerin yoğun ilgisiyle karşılaşıyor. Müzede İran halıların yanı sıra diğer ülkelerde dokunan ve İran’a hediye edilen halılar da sergileniyor. İran Halı Müzesi’nde sergilenen halıların yaşları ise 5 ile 500 yıl arasında değişiyor. Müzede sergilenen en eski halı 500 yıl önce dokunmuştur. Turistler tarafından yoğun ilgi gösterilen müzede bir tane de kütüphane bulunuyor. Bu kütüphanede çeşitli dillerde yazılmış dokumacılıkla ilgili olan yaklaşık 3500 kitap bulunuyor.

İran Halı Müzesi’ni pazartesi günleri hariç 09.00-18.00 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Tahran şehir merkezinde bulunan ve oldukça büyük bir arazi üstünde kurulmuş olan Laleh Park, Tahran halkı için soluklanma ve şehrin telaşesinden kaçıp doğaya sığınma noktasıdır. Tahran halkına göre New York’taki Central Park ne ise Tahran’daki Laleh Park da odur. Şehrin merkezinde yemyeşil doğası ve çeşitli etkinlik alanları ile oldukça rağbet görmektedir. Laleh park sadece Tahran halkı için değil şehri ziyarete gelen turistler içinde uğrak noktalardan bir tanesidir. Şehrin kalabalığından ve gürültüsünden kaçıp dinlenmek için oldukça uygun bir yer olan Laleh Park’ta yılın belli zamanlarında eğlenceler de düzenlenmektedir. İçerisinde yürüyüş ve bisiklet yolları olan, çocuklar için çeşitli oyun alanları barındıran Laleh Park hem geç nüfus için hem de aileler için şehirdeki en gözde noktalardan bir tanesidir. Parkın içerisinde piknik yapmaya ayrılmış bir bölüm de mevcuttur. 7/24 açık olan Laleh Park, Tahran seyahatiniz sırasında soluklanmak için ideal noktalardan bir tanesidir.