- 1 view
İstanbul'un gezilecek tarihî yerleri arasında yer alan Süleymaniye Camii, Kanuni Sultan Süleyman adına 1551-57 yılları arasında Mimar Sinan’a yaptırılmıştır. Süleymaniye Camii, bir bakıma Ayasofya’nın Mimar Sinan tarafından daha akılcı bir şekilde yeniden inşa edilmesidir.
Süleymaniye’nin inşasında tüm devlet birimleri seferber olmuş ve Sultan’ın tüm ilgisi de caminin üzerinde olmuştur. İnşaatta serbest işçilerden, acemi oğlanlardan ve esirlerden oluşan bir işçi ordusu yıllarca çalışmıştır.
Süleymaniye bir kurum olarak her türlü hizmeti veriyor ve bütün toplumsal etkinlikleri bünyesinde barındırıyordu. İbadet dışında eğitim ve sağlık hizmeti veriliyor, sosyal yardım yapılıyor, insanlar ağırlanıyor, bir araya geliyor, hatta Sinan’ın alt katta inşa ettiği ve hemen aşağıdaki ve güneybatıdaki medresenin altında bulunan çarşıyla bütünleştirdiği dükkânlar aracılığıyla ticaret bile yapılıyordu. Şu bir gerçektir ki Süleymaniye Külliyesi, Sinan’ın ve Kanuni Sultan Süleyman’ın İstanbul’a vurduğu bir damgadır.
Mimar Sinan’ın "kalfalık eserim" diye nitelediği bu görkemli yapı, tarih boyunca efsanelere ve sırlara da öznelik yapmıştır. Klasik Osmanlı mimarisinin en seçkin yapılarından biri olan Süleymaniye, günümüze kadar geçirdiği depremlere boyun eğmeyerek sağlamlığını da ispat etmiştir. Süleymaniye Külliyesi içinde yer alan caminin bulunduğu alanda medrese, kütüphane, hamam, imaret ve hazine dükkanları da inşa edilmiştir. İstanbul‘un en güzel camileri arasında bulunan Süleymaniye Camii’ni gezmediyseniz vakit kaybetmemelisiniz.
Süleymaniye Camii Hikayesi
Süleymaniye Camii ile ilgili dilden dile dolaşan bir hikaye vardır. Söylentiye göre Kanuni Sultan Süleyman bir cami yaptırmaya karar verir. Ancak nereye yaptıracağına bir türlü karar veremez. Kararsızlık hali devam ederken bir gece rüya görür. Rüyasına Hazreti Muhammed girmiştir ve onu elinden tutarak Haliç’e hakim manzaralı bir tepeye götürür. Götürdüğü alana cami yapmasını söyler ve mihrapla mimberin yerini de belirtir.
Rüyayı gören Kanuni, uyandığı zaman yanına hemen Mimar Sinan’ı çağırır. Beraber rüyasında gördüğü tepeye giderler. Süleyman, mimara “Buraya bir cami ve külliye yapmanı istiyorum” der. Bu lafın üzerine Mimar Sinan hemen padişahın lafını keser ve “Mihrabı şurada, mimberi burada olsun” der. Süleyman şaşırarak durumu anlamaya çalışırken mimar tebessümle “O rüyada bir adım arkanızda ben duruyordum Sultanım” der.
Süleymaniye Camii Sırları
Süleymaniye Camii, görkemli yapısıyla olduğu kadar özne olduğu hikayelerle de dinleyenlerde mistik bir etki bırakıyor. Hikayelerden birine göre caminin inşaatı 7 sene sürünce Kanuni Sultan Süleyman’ın canı sıkılır. Mimarın neden bir türlü inşaatı bitiremediğini anlamaya çalışır. Durumu anlamak için bir gün Süleymaniye’ye gider. Gittiği zaman Mimar Sinan’ın caminin ortasında oturup nargile içtiğini görür. Kızarak mimara ne yaptığını sorar. Ancak Sinan’ın içtiği tömbeki olmayan bir su nargilesidir.
Mimar Sinan o esnada aslında nargile fokurtusuyla yapının akustiğini ölçüyor ve mihraptaki imam sesinin tüm camiye nasıl yayılabileceğini hesaplıyordur. O esnada dev turşu küplerini içi boş halde ve ağızları dışarıya gelecek şekilde kubbenin eteklerine sıralamıştır. Bu sayede devasa alanın her noktasına ses en iyi şekilde iletilmiştir. Mimar durumu bu şekilde açıklayınca Kanuni Sultan Süleyman da ustasını anlamıştır.
Cami inşa edildikten sonra o dönem elektrik olmadığı için, 275 adet kandille aydınlatılıyordu. Kandillerin is yapmaması için Mimar Sinan bir de hava koridoru inşa etmişti. Bunu da orta kapının üzerine açtığı küçük bir odacık ve değişik köşelere açtığı oyuklarla sağlamıştı. Bu sayede is bir odada toplanıyor ve yeni hava akımı içeri giriyordu. Caminin bir sırrı da bu hava koridorunun bir ucunda Allah, diğer ucunda Muhammed yazılı levhalar olmasıdır.
Süleymaniye Camii İçi
Süleymaniye Camii içindeki mihrabın yaslandığı duvar tarafındaki vitraylı pencereler Sarhoş İbrahim isimli bir ustanın ürünüdür.
Camide 4 tane fil ayağı üzerine oturtulmuş yaklaşık 26 metre çapında bir kubbe bulunur. Kubbenin ağır olmaması için kullanılan tuğlalar özel olarak üretilmiş ve hafiftir. Duvarı meydana getiren taşlar iç kısımdan demirlerle birbirine kenetli haldedir. Camide 128 adet penceresi, 4 minare ve 10 şerefe bulunur. Bu dört minare Kanuni’nin fetihten sonraki 4. padişah olması, 10 şerefe de 10. taht sahibi olmasını sembolize eder.
İç kısımdaki avluda havuz ve bir şadırvan bulunur. Külliyedeki diğer eserlerden medrese günümüzde Süleymaniye Kütüphanesi olarak işlev görüyor. Bazı kısımlar ise zamanla yapılan çalışmalar sonucunda yıkılmıştır.
Süleymaniye Camii Defnedilen Kişiler
Külliyede bulunan üçgen şekilli ve minimal türbe Mimar Sinan’ın türbesidir. Ayrıca Kanuni Sultan Süleyman’ın ve eşi Hürrem Sultan’ın türbeleri de buradadır. Külliyenin haziresinde dönemin ileri gelen kişilerden Rabia Sultan, Sultan II. Ahmet, Sultan II. Süleyman, Mihrimah Sultan, Saliha Dilaşub Sultan ve Asiye Sultan, Şehzade Mehmet, Hanım Sultan’ın sandukaları yer alır.
Süleymaniye Camii Nerede?
Camiye ulaşmak için alternatif yollar bulunuyor.
Tramvay: En kolay güzergahlardan bir tanesi Kabataş- Bağcılar Tramvay hattıdır. Tramvaya bindikten sonra Laleli Üniversite durağında inerseniz, kısa bir yürüyüşle camiye ulaşabilirsiniz.
Otomobil: Aracınızla gidecek olursanız Galata Köprüsü’nden Eminönü’ne doğru yönelip köprüden sağ tarafa doğru çıkarsanız İstanbul Ticaret Üniversitesi’ni görürsünüz. Üniversite önündeki ışıklardan sola doğru dönerseniz tabelaları takip ederek ulaşabilirsiniz.
Otobüs: 48T Hamidiye Mahallesi-Taksim hattını kullanarak Süleymaniye Camii durağında inebilirsiniz.